Öksüz çiy tanesini yudumlar gibi
İmkansıza özenip
Dağınık bir masanın üstünde ellerim mi soğuk
buz gibi soğuk
Gözlerin mi donuk
Ben mi miyopum

Kızgınken titrememeyi senden öğrendim
Vedasız kalmayı suskuların ardından
Çalışsam da olmazdı bu kadar
Öfkesiz ayrılamazdım yakamozlardan

Sevmek her zaman bir formülün soldan ve sağdan
sağlaması olmayacak kadar karmaşık değil
Hıçkırırken gülümsemek gibi mümkün
Gülümserken kanamak gibi dual
Çarpıyor dalgakıranlara buharlaşmamış son damlaları aşkın
Ben sabrımın sınırlarına şaşkın

Küresel ölçekte yalnızlıklar yanağımdan öpüyor
Göğsümün gök parçası kelebek isyanında
Yerküresi güvercin gibi muti
Pseudo depresyonlar çekiyorum
mış gibi birlikteyim seninle
Kış gibi serin

Senin de üşüyor mu ellerin
dağınık o masanın üstünde ?
Düşüyor mu ellerin
Ellerimin üstüne

Farzımuhal

Denmisti bir zamanlar