1
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
714
Okunma
Kaç pencere var
Masumluğumu çizdiğim
Kaç taştan duvar var ördüğüm
Bir inşaatçının elinden
Harçla tutturduğum
Zamanın duvarları
Zeminin ihtiyatı
Ecelin
Kaçınïlmazlığı
Yaprakları dalların beslediği
Bin Hüseyin düşse toprağa
Alinin yolundan gidenler
Biat etmezler
Neyse bir huzur bul
İçinde
Kandırmadan kendini
Çay karası yolların
Tufanı
Hepsini al bir kenara
Tutun binaya diyorsan
Alışırım belki buna
Ensemde bir bıçak darbesi
Sırtımda hançer izi
Dokunmasam kalemden öte
Var oluşumuzdan bu yana
Bir pekmez gibi hayat
Tattan boğazını yakar
Nasıl tanımlanır bilemem
Kibar bir savaştan kurmadım dilimi
Nasip beklerken kırağında
Siyah dizilmiş tanelerin
Beyazla sırmalanırken
Falanca birini hatırlıyorum
Son yüz duruyorken
İçimde
Destanlaşmışken
Tanıyamaďığım...
Mahza Enda