0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1180
Okunma
Yeşil, yapayalnız ürkek gadretti küflü asır
Zelzeleler geçirdi hep bir ziyâ bırakmadan.
Kupkuru bağrı renkleri hicrandan kuru hasır
İlikleri yanmış kavruk kaput isli parkadan
Yeşil kumda kayıp ölü, hülyalarda meşhet fil
Yeşil fıtratında büyük, yeşil perişan sefil
Zulmet ve nur kara-ak
Yeşil uyuyan toprak…
Mirasyedi ne gam ne dert filozof ilk hecesi
Lal, kör, sağır ağzında şerbet ve başıboş bekleyiş
Zelzeleler geçiriyor rütbesi derecesi…
Yeşil garip yeşil mazlüm, çeşit çeşit tekleyiş
Yeşil aşk mecnun divane, yeşil hutbe minberde
Yeşil ağaç asker tabut teberrük münevverde
Yeşil semada Burak
Musikide son durak..
Gözü yaşlı genç ihtiyar, yeşil sarıktan sancak
Yeşil şevk bir tatlı rüya yeşil şehit gaziler
Ne muhteşem hakikat ki yaşayan bilir ancak
Sarıkamış, Çanakkale kurşundan araziler
Yeşil efsunlu musiki, yeşil apayrı mana
Yeşil büyülü dönemeç mor pembe gül-i rana
Bırak renkleri bırak
Yeşil yakın sen ırak…
Cennet kıyamet hakikat, yeşil nazenin vaha
Yazım kışım ilkbaharım son güzümün sabahı…
İklim mevsim deniz neşe, yeşil tekmil Allaha
Yeryüzünün gözyaşları renklerin padişahı
Yeşil ay yüzlü çilekeş ölümsüzlüğün rengi
Yeşil bitmeyen bir beste her baharın ahengi
Yeşil namus gâh bayrak
Dön maziye dön bir bak! ..
10.07.08 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
--------------------------------------------------------------------------
Bu şiirin hikayesi:
Yeşilin ifadesi bambaşkadır; O ebediyetin rahmani yüzü, bir mükafata çok benzeyen bir sükunun fani bir saate sinmiş manasıdır. Yeşil Türbe, Yeşil Cami der demez, ölüm çehresini değiştirir,başlar bitimsiz sevda...Yeşil sancaktır,yeşil aşktır,yeşil ifade edilemez yaşanır...
Ömer Ekinci Micingirt