4
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
904
Okunma

Aşkı tarif et deseler,
Gönlünün gökyüzünde yıldız kayması
İki yürek arasında patlayan volkan
Yürekten yüreğe güvercin uçması
Hem zehir hem panzehir.
Aktıkça bendini yıkan bir nehir.
Yanacağını bile bile,
Çıplak ayakla ateşte yürümektir derim.
Yetmez onu anlatmaya,
Kalemden kağıda dökülen şiir.
Aşk,
Aklında kasırgalar yüreğinde depremler
Son şiddetiyle sallarken bedenini,
Bozulmasıdır dengenin.
Ve ağlamanın orta yerinde,
Gülmesidir içindeki delinin.
Aşk dilimizde,
En derinden çekilmesidir özlemek fiilinin.
Aşk,
Dudağının kıyısına yerleşen o muzip gülüş
İmkansız düştür bazen.
Her gece yükünü yıkıp üstüne,
Karşında gülerken hayat,
Yüzme bilmeden daldığın okyanusta,
Boğulurken çırpınmaktır delice.
Derler ki,
İki tohum yeşerir her aşkın toprağında
Sevgi ile sadakat.
Bunlardan biri yoksa,
Vay haline.
Düşersin uçurumun en dibine.
İşte o an,
Aşk zehrini yavaş yavaş akıtan,
Bir akrebe dönüşür zamanla.
Ve o zehri geri almak,
Yoktur aşkın fıtratında..
Sana düşen,
Her şeye rağmen,
Yaşamaya çalışmaktır kalbindeki hasarla.
MELAHAT ÇETİNKAYA