(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Açıldı bahtı güllerin, Çocuklar unuttu umutsuzluğu. Yıkıldı saltanatı mutsuzluğun. Her çiçekten bal alıyor bin arı, Bülbüller türküsünü tutturdu sonsuzluğun.
GÜNDEN GÜNE
Toprak ana toparlıyor tohumu, Doludizgin dolaşıyor atlılar. Yağmurları bağlayanlar yok artık, Yangın yüreklere ulaşıyor sular.
Uğraştım ufuklara, Bir fidan dikmek için. Bastırmadan karakış, Ümitler ekmek için.
Dolunayla dolandım, Huzuru bulmak için. Bulup da yüreklerde, Bir ateş yakmak için.
“Yol ver” dedim dağlara, Öteye bakmak için. Bir sabah güneşiyle, Bahara akmak için.
ölgesiz yüzlerinizde nur, Güzel gözlerinizde temiz dünyalar var. Bal çocuklar! Gül çocuklar! Sizler güneşisiniz evlerin, Gündüzlerinizde huzur, ecelerinizde tatlı rüyalar var.
BEN DE SEVİYORUM
Sevmek günah değil ya, Bern de seviyorum. İyi duysun insanlar, İşte söylüyorum; Vatanı, Milleti, Haysiyeti, Hürriyeti Ahlak ve adaleti Çok,çok seviyorum. - ERKEK
Kadın vefakâr olmalı, Erkek,fedakâr... Kadına ar yakışır, Erkeğe vakar.
SİZİ GÖRÜNCE
Sizi görünce; Eriyor yüreğimdeki buzlar, Yüzümde çiçekler açıyor birden. Zamanı süzüp içtiğim Ilık yaz akşamlarını hatırlıyorum, Kehribar tanesi gözlerinizden.
GÖNLÜM
Irmak gibi şu gönlüm, Akar,akar durulur. Kimseye gücü yetmez, Meyvesine kırılır.
Bir incecik daldır o, Talihine darılır. Aydınlığa göz kırpar, Umutlara sarılır.
Bülbül gibi gururla, Bahçelere kurulur.
Firkate niçin baksın, Vuslat için yorulur.
BİR İNSAN Kİ
Parasız kalmamıştır, Bulunur altında arabası, Denizde yatı, Sahilde katı... Bir yürek taşır ki En pahalı elbiseler içinde, Taştan da katı.
HABERİNİZ OLSUN
Yorgun gözlerimde büyüdü zaman, Deli sular gibi aktı içime yokluk. En yüksek tepelerde düğümlendi umutlar, Yüreğimde ince ağrılar artık
Nasıl olsa bitecek, Bu çileler,bu arayış. Yeni baştan yıkanacak mevsimler, İlkbaharda başlayacak uyanış.
Ne nefretler kalacak, Ne şüpheler,ne acılar... Gül yüzlüler güldürecek canları, Son bulacak sancılar.
Nasıl olsa bitecek, Bu çileler,bu arayış. Yeni baştan yıkanacak mevsimler, İlkbaharda başlayacak uyanış.
HEP O‘NU GÖRÜRSÜN
Aya bak,güneşe bak, Sonra dön, güzel bir göze bak; Hep O’nu görürsün.
Dağa bak,denize bak, Sonra dön,ışıklı bir yüze bak; Hep O’nu görürsün.
Irmağa bak,göle bak, Sonra dön,yeni açmış bir güle bak; Hep O’nu görürsün. ıyı dikeni zaten sevmem ben, Zamansız açıveren güle üzülürüm. Bir zamanlar alev alev yanarken, Gün gün narı sönen küle üzülürüm.
Emeği çalınan, hakkı yenilen, Nasır olmuş ele üzülürüm. Boş bir sevda için bitip tükenen, Acıyla kavrulan dile üzülürüm.
Şırıl şırıl akıp gitmek dururken, Deli dolu akan sele üzülürüm. Gönülden söylemek beklerken onu, Sazda sessiz kalan tele üzülürüm.
Sele gitse ortalık hiç üzülmem de, Suları çekilen göle üzülürüm. Bilmem kaç kervanı bulduğu halde, Mecnunu kaybeden çöle üzülürüm.
Gerçek seslenirken,bilgi çağırırken, Sonu cehle çıkan yola üzülürüm. Bir defa kurmayan,bin defa yıkan, Umutlar tüketen yıla üzülürüm.
amları taşırken sabahlara, Çocuklar gördüm köşe başlarında , Umutları gözlerinden oyulmuş. Çocuklar gördüm; Ne dertleri bilinmiş, Ne sesleri duyulmuş.
Delik deşik elbiseler, Göğe doğru asılmış saçlar. Çocuklar gördüm; İlgiye, Sevgiye, Gülmeye açlar.
Onlar, bizim çocuklarımız; Kimi altlarında yaşayan, Kimisi kaldırımlarda büyüyen, Ekmeksiz, Aşsız, Susuz. Onlar, bizim çocuklarımız, Doğdukları günden beri uykusuz.
KUŞLAR AĞLAYARAK BAKAR
Aç denizler tokatlıyor sahili, Dokunsan ağlayacak ağaçlar. Çöllerde yangın var,göllerde kıtlık, Çocukların başında ağardı saçlar.
Gölgeler tutmuş güneşin boğazını, Işıklar bütün gün cansız yatar. Omuzları taşımıyor ayaklar. Nabızlar duracak gibi atar.
Dağların dalları yere yıkılmış, Sular değil,taş akar ırmaklara. Yarasalar yargılıyor geceyi, ATLARINI ÇALDILAR KÖYÜMÜZÜN
Atlarını çaldılar köyümüzün, O atlar ki toprakları sökmüyor artık. Her öğle üzeri üstümüze ağan bulutlar, Gözyaşlarını dökmüyor artık.
Her dalda çiçek açtı bin telaş, Hüzzam ve hicazkâr karıştı birbirine. Geceler kasvetiyle gelir de her akşam, Gündüzler, bereketini ekmiyor artık.
Atlarını çaldılar köyümüzün, Nal sesinden öksüz kaldı yaylalar. Solmaya yüz tuttu dünkü çiçekler, Bu ağır yükü çekmiyor artık.
Hep görür de gelmez gönül.
Her görene güller atar, Bize bir kez gülmez gönül.
Cefayı yükler canlara, Vefa nedir bilmez gönül.
Gözümüzden söker yaşı, Bir defa da silmez gönül.
Değersize servet verir, Som altından almaz gönül.
Issız dağda mekan tutar, Saraylarda kalmaz gönül.
Irmak olup gölümüze, Çağıl çağıl akmaz gönül.
Bin ümitle el ederiz, Hep görür de gelmez gönül.
Her görene güller atar, Bize bir kez gülmez gönül.
HÂLİMİZ
Başımıza kar yağar, Kalbimize ateş... Burada biz ağlarız, Orada kardeş.
BİTİRDİM
Ümit ürkek,yürek yangın, Baharda bağlar yitirdim Bir asırlık sermayeyi, Birkaç günde bitirdim. İR ŞEHİR Kİ
“Ara sıra unut beni gül “ dersin, Sen ağlarken gülemem ki...
Gönül gözümü açıp iyice, Bir daha baktım garip vatana. Oturdum da yana yana ağladım; Altında yatan dirileri, Üstünde gezen ölüleri görünce.
GEL DE ARTIK
Asırlardır bekliyoruz, Gel de artık bu yerler de şenlensin. Dağılsın göklerden kara bulutlar, Güneşinle toprağımız dinlensin. Zâlimlerin elinde, Kaldım diye ağlama, Akıtıp da gözyaşını, Yüreğini dağlama.
Kara gündür tez geçer, Bunu unutma sakın. Sana zulmedenlerin, Kahrolması çok yakın.
Bir gün bilinir gerçek, Gülersin gül yüzünle. Sana kalkan o eller, Kırılır gündüzünle.
KIL ALMAZ BİR KIŞIN ORTASINDA...
Susturuldu yağmurlar, Kuruttular denizlerimizi zamansız. Bir vefasız boşluğa boşalttılar içimizi. Bilmem kaç yıl sürecek bir dikenli yolun, Akıl almaz bir kışın ortasında Bıraktılar bizi.
GEL
Sen hey, Elleri böğründe düşünen yiğit, Milletimin derdiyle dertleneceksen gel.
Sen hey, Bir tarih,bir medeniyet varisi, Şanlı tarihine layık olacaksan gel.
Sen hey, İlimle,kültürle bezenmiş güzel insan Dünyaya örnek olacaksan gel.
Sen hey, Gül yüzlü güzel çocuk, Bizimle ağlayıp bizimle güleceksen gel,
Sen hey, Biz bir gülistanın bahcivanıyız, Gül derme sırrına ereceksen gel.
ZAMAN
Kalın zincir,çelik ağlar dayanmaz, Kamil iman ile coştuğun zaman. Kötülükler yer bulup da kaçamaz, Allah Allah deyip koştuğun zaman.
Doğru söyler desiseden kaçarsın, Bahçemizde bir gül olur açarsın, Bütün kainata ışık saçarsın, İhlas şuuruna erdiğin zaman.
Gözlerini haram için bağlarsın, Allah korkusundan her gün ağlarsın, Gözyaşıyla yüreğini dağlarsın, Bir aşkla kavrulup yandığın zaman.
Zorluklara karşı göğüs gerersin, Sabredip de güçlükleri yenersin, Düşmanları bir bir yere serersin, Kalbinden korkuyu sildiğin zaman.
İnanırsın bir dergaha girersin, Bir mum olur damla damla erirsin, Gerekirse sen bu yolda ölürsün, Hak ile bâtılı bildiğin zaman.
GÜNEŞ DOĞACAK
Şimdi esen sam yelinin ardından, Bekle kardeş bekle güneş doğacak. Şu gördüğün kayaların sırtından, Bekle kardeş bekle güneş doğacak.
Çağlayıp da akan taşkın sulardan, Ufuklardan,ırmaklardan,yollardan, Ayrılan birleşen nice kollardan, Bekle kardeş bekle güneş doğacak.
Suya hasret kalmış yangın çöllerden, Vahalardan, bayırlardan,göllerden, Acıyla kavrulan yanan dillerden, Bekle kardeş bekle güneş doğacak.
Bülbüllerle dolu güzel bağlardan, Kartallar yuvası yalçın dağlardan, Pek uzaktan değil yakın çağlardan, Bekle kardeş bekle güneş doğacak.
CAN VERİR GİDER
Mâzinin atiye ışık yakışı, Ebedî âlemden şehit bakışı, Rahmet deryasından huzur akışı, Şu hasta kalplere kan verir gider.
Çile dergâhının neferi olmak, Bülbüller misali neşeyle dolmak, Hakk yolunda hayır dualar almak, Şu mümin kullara şan verir gider.
Azimle çıkılan kutlu seferler, Uğruna adanmış bunca neferler, Ve beklenen o mübarek seferler, Şu solgun yüzlere can verir gider.
EĞME BAŞI
Mazlumdan alma âhı,zalime eğme başı, Cahil ile bal yeme,âlim ile taş taşı.
Açıldı bahtı güllerin, Çocuklar unuttu umutsuzluğu. Yıkıldı saltanatı mutsuzluğun. Her çiçekten bal alıyor bin arı, Bülbüller türküsünü tutturdu sonsuzluğun.
GÜNDEN GÜNE
Toprak ana toparlıyor tohumu, Doludizgin dolaşıyor atlılar. Yağmurları bağlayanlar yok artık, Yangın yüreklere ulaşıyor sular.
Uğraştım ufuklara, Bir fidan dikmek için. Bastırmadan karakış, Ümitler ekmek için.
Dolunayla dolandım, Huzuru bulmak için. Bulup da yüreklerde, Bir ateş yakmak için.
“Yol ver” dedim dağlara, Öteye bakmak için. Bir sabah güneşiyle, Bahara akmak için.
ölgesiz yüzlerinizde nur, Güzel gözlerinizde temiz dünyalar var. Bal çocuklar! Gül çocuklar! Sizler güneşisiniz evlerin, Gündüzlerinizde huzur, ecelerinizde tatlı rüyalar var.
BEN DE SEVİYORUM
Sevmek günah değil ya, Bern de seviyorum. İyi duysun insanlar, İşte söylüyorum; Vatanı, Milleti, Haysiyeti, Hürriyeti Ahlak ve adaleti Çok,çok seviyorum. - ERKEK
Kadın vefakâr olmalı, Erkek,fedakâr... Kadına ar yakışır, Erkeğe vakar.
SİZİ GÖRÜNCE
Sizi görünce; Eriyor yüreğimdeki buzlar, Yüzümde çiçekler açıyor birden. Zamanı süzüp içtiğim Ilık yaz akşamlarını hatırlıyorum, Kehribar tanesi gözlerinizden.
GÖNLÜM
Irmak gibi şu gönlüm, Akar,akar durulur. Kimseye gücü yetmez, Meyvesine kırılır.
Bir incecik daldır o, Talihine darılır. Aydınlığa göz kırpar, Umutlara sarılır.
Bülbül gibi gururla, Bahçelere kurulur.
Firkate niçin baksın, Vuslat için yorulur.
BİR İNSAN Kİ
Parasız kalmamıştır, Bulunur altında arabası, Denizde yatı, Sahilde katı... Bir yürek taşır ki En pahalı elbiseler içinde, Taştan da katı.
HABERİNİZ OLSUN
Yorgun gözlerimde büyüdü zaman, Deli sular gibi aktı içime yokluk. En yüksek tepelerde düğümlendi umutlar, Yüreğimde ince ağrılar artık
Nasıl olsa bitecek, Bu çileler,bu arayış. Yeni baştan yıkanacak mevsimler, İlkbaharda başlayacak uyanış.
Ne nefretler kalacak, Ne şüpheler,ne acılar... Gül yüzlüler güldürecek canları, Son bulacak sancılar.
Nasıl olsa bitecek, Bu çileler,bu arayış. Yeni baştan yıkanacak mevsimler, İlkbaharda başlayacak uyanış.
HEP O‘NU GÖRÜRSÜN
Aya bak,güneşe bak, Sonra dön, güzel bir göze bak; Hep O’nu görürsün.
Dağa bak,denize bak, Sonra dön,ışıklı bir yüze bak; Hep O’nu görürsün.
Irmağa bak,göle bak, Sonra dön,yeni açmış bir güle bak; Hep O’nu görürsün. ıyı dikeni zaten sevmem ben, Zamansız açıveren güle üzülürüm. Bir zamanlar alev alev yanarken, Gün gün narı sönen küle üzülürüm.
Emeği çalınan, hakkı yenilen, Nasır olmuş ele üzülürüm. Boş bir sevda için bitip tükenen, Acıyla kavrulan dile üzülürüm.
Şırıl şırıl akıp gitmek dururken, Deli dolu akan sele üzülürüm. Gönülden söylemek beklerken onu, Sazda sessiz kalan tele üzülürüm.
Sele gitse ortalık hiç üzülmem de, Suları çekilen göle üzülürüm. Bilmem kaç kervanı bulduğu halde, Mecnunu kaybeden çöle üzülürüm.
Gerçek seslenirken,bilgi çağırırken, Sonu cehle çıkan yola üzülürüm. Bir defa kurmayan,bin defa yıkan, Umutlar tüketen yıla üzülürüm.
amları taşırken sabahlara, Çocuklar gördüm köşe başlarında , Umutları gözlerinden oyulmuş. Çocuklar gördüm; Ne dertleri bilinmiş, Ne sesleri duyulmuş.
Delik deşik elbiseler, Göğe doğru asılmış saçlar. Çocuklar gördüm; İlgiye, Sevgiye, Gülmeye açlar.
Onlar, bizim çocuklarımız; Kimi altlarında yaşayan, Kimisi kaldırımlarda büyüyen, Ekmeksiz, Aşsız, Susuz. Onlar, bizim çocuklarımız, Doğdukları günden beri uykusuz.
KUŞLAR AĞLAYARAK BAKAR
Aç denizler tokatlıyor sahili, Dokunsan ağlayacak ağaçlar. Çöllerde yangın var,göllerde kıtlık, Çocukların başında ağardı saçlar.
Gölgeler tutmuş güneşin boğazını, Işıklar bütün gün cansız yatar. Omuzları taşımıyor ayaklar. Nabızlar duracak gibi atar.
Dağların dalları yere yıkılmış, Sular değil,taş akar ırmaklara. Yarasalar yargılıyor geceyi, ATLARINI ÇALDILAR KÖYÜMÜZÜN
Atlarını çaldılar köyümüzün, O atlar ki toprakları sökmüyor artık. Her öğle üzeri üstümüze ağan bulutlar, Gözyaşlarını dökmüyor artık.
Her dalda çiçek açtı bin telaş, Hüzzam ve hicazkâr karıştı birbirine. Geceler kasvetiyle gelir de her akşam, Gündüzler, bereketini ekmiyor artık.
Atlarını çaldılar köyümüzün, Nal sesinden öksüz kaldı yaylalar. Solmaya yüz tuttu dünkü çiçekler, Bu ağır yükü çekmiyor artık.
Hep görür de gelmez gönül.
Her görene güller atar, Bize bir kez gülmez gönül.
Cefayı yükler canlara, Vefa nedir bilmez gönül.
Gözümüzden söker yaşı, Bir defa da silmez gönül.
Değersize servet verir, Som altından almaz gönül.
Issız dağda mekan tutar, Saraylarda kalmaz gönül.
Irmak olup gölümüze, Çağıl çağıl akmaz gönül.
Bin ümitle el ederiz, Hep görür de gelmez gönül.
Her görene güller atar, Bize bir kez gülmez gönül.
HÂLİMİZ
Başımıza kar yağar, Kalbimize ateş... Burada biz ağlarız, Orada kardeş.
BİTİRDİM
Ümit ürkek,yürek yangın, Baharda bağlar yitirdim Bir asırlık sermayeyi, Birkaç günde bitirdim. İR ŞEHİR Kİ
“Ara sıra unut beni gül “ dersin, Sen ağlarken gülemem ki...
Gönül gözümü açıp iyice, Bir daha baktım garip vatana. Oturdum da yana yana ağladım; Altında yatan dirileri, Üstünde gezen ölüleri görünce.
GEL DE ARTIK
Asırlardır bekliyoruz, Gel de artık bu yerler de şenlensin. Dağılsın göklerden kara bulutlar, Güneşinle toprağımız dinlensin. Zâlimlerin elinde, Kaldım diye ağlama, Akıtıp da gözyaşını, Yüreğini dağlama.
Kara gündür tez geçer, Bunu unutma sakın. Sana zulmedenlerin, Kahrolması çok yakın.
Bir gün bilinir gerçek, Gülersin gül yüzünle. Sana kalkan o eller, Kırılır gündüzünle.
KIL ALMAZ BİR KIŞIN ORTASINDA...
Susturuldu yağmurlar, Kuruttular denizlerimizi zamansız. Bir vefasız boşluğa boşalttılar içimizi. Bilmem kaç yıl sürecek bir dikenli yolun, Akıl almaz bir kışın ortasında Bıraktılar bizi.
GEL
Sen hey, Elleri böğründe düşünen yiğit, Milletimin derdiyle dertleneceksen gel.
Sen hey, Bir tarih,bir medeniyet varisi, Şanlı tarihine layık olacaksan gel.
Sen hey, İlimle,kültürle bezenmiş güzel insan Dünyaya örnek olacaksan gel.
Sen hey, Gül yüzlü güzel çocuk, Bizimle ağlayıp bizimle güleceksen gel,
Sen hey, Biz bir gülistanın bahcivanıyız, Gül derme sırrına ereceksen gel.
ZAMAN
Kalın zincir,çelik ağlar dayanmaz, Kamil iman ile coştuğun zaman. Kötülükler yer bulup da kaçamaz, Allah Allah deyip koştuğun zaman.
Doğru söyler desiseden kaçarsın, Bahçemizde bir gül olur açarsın, Bütün kainata ışık saçarsın, İhlas şuuruna erdiğin zaman.
Gözlerini haram için bağlarsın, Allah korkusundan her gün ağlarsın, Gözyaşıyla yüreğini dağlarsın, Bir aşkla kavrulup yandığın zaman.
Zorluklara karşı göğüs gerersin, Sabredip de güçlükleri yenersin, Düşmanları bir bir yere serersin, Kalbinden korkuyu sildiğin zaman.
İnanırsın bir dergaha girersin, Bir mum olur damla damla erirsin, Gerekirse sen bu yolda ölürsün, Hak ile bâtılı bildiğin zaman.
GÜNEŞ DOĞACAK
Şimdi esen sam yelinin ardından, Bekle kardeş bekle güneş doğacak. Şu gördüğün kayaların sırtından, Bekle kardeş bekle güneş doğacak.
Çağlayıp da akan taşkın sulardan, Ufuklardan,ırmaklardan,yollardan, Ayrılan birleşen nice kollardan, Bekle kardeş bekle güneş doğacak.
Suya hasret kalmış yangın çöllerden, Vahalardan, bayırlardan,göllerden, Acıyla kavrulan yanan dillerden, Bekle kardeş bekle güneş doğacak.
Bülbüllerle dolu güzel bağlardan, Kartallar yuvası yalçın dağlardan, Pek uzaktan değil yakın çağlardan, Bekle kardeş bekle güneş doğacak.
CAN VERİR GİDER
Mâzinin atiye ışık yakışı, Ebedî âlemden şehit bakışı, Rahmet deryasından huzur akışı, Şu hasta kalplere kan verir gider.
Çile dergâhının neferi olmak, Bülbüller misali neşeyle dolmak, Hakk yolunda hayır dualar almak, Şu mümin kullara şan verir gider.
Azimle çıkılan kutlu seferler, Uğruna adanmış bunca neferler, Ve beklenen o mübarek seferler, Şu solgun yüzlere can verir gider.
EĞME BAŞI
Mazlumdan alma âhı,zalime eğme başı, Cahil ile bal yeme,âlim ile taş taşı.
Açıldı bahtı güllerin, Çocuklar unuttu umutsuzluğu. Yıkıldı saltanatı mutsuzluğun. Her çiçekten bal alıyor bin arı, Bülbüller türküsünü tutturdu sonsuzluğun.
GÜNDEN GÜNE
Toprak ana toparlıyor tohumu, Doludizgin dolaşıyor atlılar. Yağmurları bağlayanlar yok artık, Yangın yüreklere ulaşıyor sular.
Uğraştım ufuklara, Bir fidan dikmek için. Bastırmadan karakış, Ümitler ekmek için.
Dolunayla dolandım, Huzuru bulmak için. Bulup da yüreklerde, Bir ateş yakmak için.
“Yol ver” dedim dağlara, Öteye bakmak için. Bir sabah güneşiyle, Bahara akmak için.
ölgesiz yüzlerinizde nur, Güzel gözlerinizde temiz dünyalar var. Bal çocuklar! Gül çocuklar! Sizler güneşisiniz evlerin, Gündüzlerinizde huzur, ecelerinizde tatlı rüyalar var.
BEN DE SEVİYORUM
Sevmek günah değil ya, Bern de seviyorum. İyi duysun insanlar, İşte söylüyorum; Vatanı, Milleti, Haysiyeti, Hürriyeti Ahlak ve adaleti Çok,çok seviyorum. - ERKEK
Kadın vefakâr olmalı, Erkek,fedakâr... Kadına ar yakışır, Erkeğe vakar.
SİZİ GÖRÜNCE
Sizi görünce; Eriyor yüreğimdeki buzlar, Yüzümde çiçekler açıyor birden. Zamanı süzüp içtiğim Ilık yaz akşamlarını hatırlıyorum, Kehribar tanesi gözlerinizden.
GÖNLÜM
Irmak gibi şu gönlüm, Akar,akar durulur. Kimseye gücü yetmez, Meyvesine kırılır.
Bir incecik daldır o, Talihine darılır. Aydınlığa göz kırpar, Umutlara sarılır.
Bülbül gibi gururla, Bahçelere kurulur.
Firkate niçin baksın, Vuslat için yorulur.
BİR İNSAN Kİ
Parasız kalmamıştır, Bulunur altında arabası, Denizde yatı, Sahilde katı... Bir yürek taşır ki En pahalı elbiseler içinde, Taştan da katı.
HABERİNİZ OLSUN
Yorgun gözlerimde büyüdü zaman, Deli sular gibi aktı içime yokluk. En yüksek tepelerde düğümlendi umutlar, Yüreğimde ince ağrılar artık
Nasıl olsa bitecek, Bu çileler,bu arayış. Yeni baştan yıkanacak mevsimler, İlkbaharda başlayacak uyanış.
Ne nefretler kalacak, Ne şüpheler,ne acılar... Gül yüzlüler güldürecek canları, Son bulacak sancılar.
Nasıl olsa bitecek, Bu çileler,bu arayış. Yeni baştan yıkanacak mevsimler, İlkbaharda başlayacak uyanış.
HEP O‘NU GÖRÜRSÜN
Aya bak,güneşe bak, Sonra dön, güzel bir göze bak; Hep O’nu görürsün.
Dağa bak,denize bak, Sonra dön,ışıklı bir yüze bak; Hep O’nu görürsün.
Irmağa bak,göle bak, Sonra dön,yeni açmış bir güle bak; Hep O’nu görürsün. ıyı dikeni zaten sevmem ben, Zamansız açıveren güle üzülürüm. Bir zamanlar alev alev yanarken, Gün gün narı sönen küle üzülürüm.
Emeği çalınan, hakkı yenilen, Nasır olmuş ele üzülürüm. Boş bir sevda için bitip tükenen, Acıyla kavrulan dile üzülürüm.
Şırıl şırıl akıp gitmek dururken, Deli dolu akan sele üzülürüm. Gönülden söylemek beklerken onu, Sazda sessiz kalan tele üzülürüm.
Sele gitse ortalık hiç üzülmem de, Suları çekilen göle üzülürüm. Bilmem kaç kervanı bulduğu halde, Mecnunu kaybeden çöle üzülürüm.
Gerçek seslenirken,bilgi çağırırken, Sonu cehle çıkan yola üzülürüm. Bir defa kurmayan,bin defa yıkan, Umutlar tüketen yıla üzülürüm.
amları taşırken sabahlara, Çocuklar gördüm köşe başlarında , Umutları gözlerinden oyulmuş. Çocuklar gördüm; Ne dertleri bilinmiş, Ne sesleri duyulmuş.
Delik deşik elbiseler, Göğe doğru asılmış saçlar. Çocuklar gördüm; İlgiye, Sevgiye, Gülmeye açlar.
Onlar, bizim çocuklarımız; Kimi altlarında yaşayan, Kimisi kaldırımlarda büyüyen, Ekmeksiz, Aşsız, Susuz. Onlar, bizim çocuklarımız, Doğdukları günden beri uykusuz.
KUŞLAR AĞLAYARAK BAKAR
Aç denizler tokatlıyor sahili, Dokunsan ağlayacak ağaçlar. Çöllerde yangın var,göllerde kıtlık, Çocukların başında ağardı saçlar.
Gölgeler tutmuş güneşin boğazını, Işıklar bütün gün cansız yatar. Omuzları taşımıyor ayaklar. Nabızlar duracak gibi atar.
Dağların dalları yere yıkılmış, Sular değil,taş akar ırmaklara. Yarasalar yargılıyor geceyi, ATLARINI ÇALDILAR KÖYÜMÜZÜN
Atlarını çaldılar köyümüzün, O atlar ki toprakları sökmüyor artık. Her öğle üzeri üstümüze ağan bulutlar, Gözyaşlarını dökmüyor artık.
Her dalda çiçek açtı bin telaş, Hüzzam ve hicazkâr karıştı birbirine. Geceler kasvetiyle gelir de her akşam, Gündüzler, bereketini ekmiyor artık.
Atlarını çaldılar köyümüzün, Nal sesinden öksüz kaldı yaylalar. Solmaya yüz tuttu dünkü çiçekler, Bu ağır yükü çekmiyor artık.
Hep görür de gelmez gönül.
Her görene güller atar, Bize bir kez gülmez gönül.
Cefayı yükler canlara, Vefa nedir bilmez gönül.
Gözümüzden söker yaşı, Bir defa da silmez gönül.
Değersize servet verir, Som altından almaz gönül.
Issız dağda mekan tutar, Saraylarda kalmaz gönül.
Irmak olup gölümüze, Çağıl çağıl akmaz gönül.
Bin ümitle el ederiz, Hep görür de gelmez gönül.
Her görene güller atar, Bize bir kez gülmez gönül.
HÂLİMİZ
Başımıza kar yağar, Kalbimize ateş... Burada biz ağlarız, Orada kardeş.
BİTİRDİM
Ümit ürkek,yürek yangın, Baharda bağlar yitirdim Bir asırlık sermayeyi, Birkaç günde bitirdim. İR ŞEHİR Kİ
“Ara sıra unut beni gül “ dersin, Sen ağlarken gülemem ki...
Gönül gözümü açıp iyice, Bir daha baktım garip vatana. Oturdum da yana yana ağladım; Altında yatan dirileri, Üstünde gezen ölüleri görünce.
GEL DE ARTIK
Asırlardır bekliyoruz, Gel de artık bu yerler de şenlensin. Dağılsın göklerden kara bulutlar, Güneşinle toprağımız dinlensin. Zâlimlerin elinde, Kaldım diye ağlama, Akıtıp da gözyaşını, Yüreğini dağlama.
Kara gündür tez geçer, Bunu unutma sakın. Sana zulmedenlerin, Kahrolması çok yakın.
Bir gün bilinir gerçek, Gülersin gül yüzünle. Sana kalkan o eller, Kırılır gündüzünle.
KIL ALMAZ BİR KIŞIN ORTASINDA...
Susturuldu yağmurlar, Kuruttular denizlerimizi zamansız. Bir vefasız boşluğa boşalttılar içimizi. Bilmem kaç yıl sürecek bir dikenli yolun, Akıl almaz bir kışın ortasında Bıraktılar bizi.
durdu şahin tarafından 7/6/2008 5:33:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
durdu şahin tarafından 7/6/2008 5:35:08 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bahtın açık olsun daim Dünya Ahret lütfe Naim Şiirlerin hakka kaim Bildik bağladık be ustam. güzel dizeler okudum gönül sayfanızdan daim olun efendim sevgiyle kalın bir ömür
Yüreğinize sağlık, bir dosta yazılacak en güzel satırlar ancak böyle dile getirilebilir. Şair dostumuz; yanında böyle gönül dostlarının olduğunu görünce döner inşallah. Tüm ayrılıkların son bulması dileğiyle..
"Makberî ustanın bir şiirini biraz ölçüsüz eleştirdiğim için ( belki de ona öyle gelmiştir) bendenizi sayfasına yasaklamıştı; fakat şiirlerini zevkle okuyordum.
Eğer siteyi terketiyse, yahut şiir yazmayı bıraktıysa, yazık oldu, yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kaleme...
Kim bilir belki de yeniden yazmaya başlar ve yeniden tatlı sert polemikler gerçekleştiririz kendileriyle...
Üzüldüm gerçek anlamda; çünkü noksanlarına rağmen şiiri bilen ustalar o kadar da çok değil.
İster karşı isterse aynı safta olsun, gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabına ( yeri ve yönü neresi olursa olsun) saygılar..." şeklinde dillendirdiğim satırlarımı dikkatlice okursanız;
3) Kendisine "yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kalem" dediğimi,
4) Noksanlarına rağmen( ki benim de noksanlarım var, sizin de vardır, bir başka şairin de noksanalrı vardır) şiiri bilen bir usta diye vasıflandırdığımı,
5) Bendenize sayfasını yasaklamasına rağmen gidişine üzüldüğümü,
6) İma yoluyla yeniden yazmasının iyi olacağını söylediğimi,
7) "gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabı" içerisinde dolaylı olarak onu da " gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen" biri olarak gördüğümü anlarsınız.
Kardeşim siz yazılanları nasıl okuyor, ne biçim anlıyorsunuz ? İnanın anlayamıyorum bir türlü...
Neden beni anlamamakta direniyorsunuz.
Bizim törelerimizde gidene "gülegüle", gelene "hoşgeldin" anlayışı vardır.
Buradaki "gülegüle"yi "eğer gitmekte kesin kararlıysa, gülegüle gitsin" anlamında kullanıyorum.
Sizin anlayacağınız şekilde açık ve net yeniden yazayım ki, Makberî gibi hakikaten usta bir şairin, tartışmaktan zevk aldığım bir şairin, şiirin çilesini çeken bir şairin gidişatına sevinen biri gibi algılanmayım.
Bana göre Makberî usta:
1) Şiirlerini zevkle okunan biriydi. (Bendenize sayfasını yasaklasa bile bu böyle...)
2) Şiiri yahut siteyi gerçekten bıraktıysa yazık oldu.
3)Yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kalemdi.
4) Tatlı sert polemikler gerçekleştirdiğim biriydi.
5) Gerçek anlamda üzüldüm...
6) Şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen bir kalem erbabıydı.
Yetere mi bu kadar Sayın Çetiner?
Siz olsanız, size sayfasını yasaklayan bir şair hakkında bu kadar güzel sözler yazabilir miydiniz?
Yine de size de saygılar efendim...
Hoşça ve dostça kalınız...
durdu şahin tarafından 7/6/2008 12:01:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şiir çok güzel sizi kutlarım..Ama Durdu beyin yorumu çok hoşuma gitmedi ..Bunu da belirtmek istedim... Giden birinin arkasından konuşulmaz...Üstelik bu dostumuz kendini biraz fazla otorite görüyor.....Biraz mütevazi olsa sevineceğim... Burada gerçekten şair diyebileceğimiz bir kaç isim varsa bunların başında Makberî Ahmet Ersoy dostumuz gelir.....Selam ve Saygımla...
Sayın Çetiner Bey, Aşağıdaki ; "Makberî ustanın bir şiirini biraz ölçüsüz eleştirdiğim için ( belki de ona öyle gelmiştir) bendenizi sayfasına yasaklamıştı; fakat şiirlerini zevkle okuyordum.
Eğer siteyi terketiyse, yahut şiir yazmayı bıraktıysa, yazık oldu, yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kaleme...
Kim bilir belki de yeniden yazmaya başlar ve yeniden tatlı sert polemikler gerçekleştiririz kendileriyle...
Üzüldüm gerçek anlamda; çünkü noksanlarına rağmen şiiri bilen ustalar o kadar da çok değil.
İster karşı isterse aynı safta olsun, gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabına ( yeri ve yönü neresi olursa olsun) saygılar..." şeklinde dillendirdiğim satırlarımı dikkatlice okursanız
3) Kendisine "yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kalem" dediğimi,
4) Noksanlarına rağmen( ki benim de noksanlarım var, sizin de vardır, bir başka şairin de noksanalrı vardır) şiiri bilen bir usta diye vasıflandırdığımı,
5) Bendenize sayfasını yasaklamasına rağmen gidişine üzüldüğümü,
6) İma yoluyla yeniden yazmasının iyi olacağını söylediğimi,
7) "gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabı" içerisinde dolaylı olarak onu da " gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen"
Sayın Çetiner Bey, Aşağıdaki ; "Makberî ustanın bir şiirini biraz ölçüsüz eleştirdiğim için ( belki de ona öyle gelmiştir) bendenizi sayfasına yasaklamıştı; fakat şiirlerini zevkle okuyordum.
Eğer siteyi terketiyse, yahut şiir yazmayı bıraktıysa, yazık oldu, yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kaleme...
Kim bilir belki de yeniden yazmaya başlar ve yeniden tatlı sert polemikler gerçekleştiririz kendileriyle...
Üzüldüm gerçek anlamda; çünkü noksanlarına rağmen şiiri bilen ustalar o kadar da çok değil.
İster karşı isterse aynı safta olsun, gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabına ( yeri ve yönü neresi olursa olsun) saygılar..." şeklinde dillendirdiğim satırlarımı dikkatlice okursanız
3) Kendisine "yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kalem" dediğimi,
4) Noksanlarına rağmen( ki benim de noksanlarım var, sizin de vardır, bir başka şairin de noksanalrı vardır) şiiri bilen bir usta diye vasıflandırdığımı,
5) Bendenize sayfasını yasaklamasına rağmen gidişine üzüldüğümü,
6) İma yoluyla yeniden yazmasının iyi olacağını söylediğimi,
7) "gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabı" içerisinde dolaylı olarak onu da " gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen"
Sayın Çetiner Bey, Aşağıdaki ; "Makberî ustanın bir şiirini biraz ölçüsüz eleştirdiğim için ( belki de ona öyle gelmiştir) bendenizi sayfasına yasaklamıştı; fakat şiirlerini zevkle okuyordum.
Eğer siteyi terketiyse, yahut şiir yazmayı bıraktıysa, yazık oldu, yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kaleme...
Kim bilir belki de yeniden yazmaya başlar ve yeniden tatlı sert polemikler gerçekleştiririz kendileriyle...
Üzüldüm gerçek anlamda; çünkü noksanlarına rağmen şiiri bilen ustalar o kadar da çok değil.
İster karşı isterse aynı safta olsun, gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabına ( yeri ve yönü neresi olursa olsun) saygılar..." şeklinde dillendirdiğim satırlarımı dikkatlice okursanız
3) Kendisine "yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kalem" dediğimi,
4) Noksanlarına rağmen( ki benim de noksanlarım var, sizin de vardır, bir başka şairin de noksanalrı vardır) şiiri bilen bir usta diye vasıflandırdığımı,
5) Bendenize sayfasını yasaklamasına rağmen gidişine üzüldüğümü,
6) İma yoluyla yeniden yazmasının iyi olacağını söylediğimi,
7) "gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabı" içerisinde dolaylı olarak onu da " gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen"
Sayın Çetiner Bey, Aşağıdaki ; "Makberî ustanın bir şiirini biraz ölçüsüz eleştirdiğim için ( belki de ona öyle gelmiştir) bendenizi sayfasına yasaklamıştı; fakat şiirlerini zevkle okuyordum.
Eğer siteyi terketiyse, yahut şiir yazmayı bıraktıysa, yazık oldu, yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kaleme...
Kim bilir belki de yeniden yazmaya başlar ve yeniden tatlı sert polemikler gerçekleştiririz kendileriyle...
Üzüldüm gerçek anlamda; çünkü noksanlarına rağmen şiiri bilen ustalar o kadar da çok değil.
İster karşı isterse aynı safta olsun, gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabına ( yeri ve yönü neresi olursa olsun) saygılar..." şeklinde dillendirdiğim satırlarımı dikkatlice okursanız
3) Kendisine "yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kalem" dediğimi,
4) Noksanlarına rağmen( ki benim de noksanlarım var, sizin de vardır, bir başka şairin de noksanalrı vardır) şiiri bilen bir usta diye vasıflandırdığımı,
5) Bendenize sayfasını yasaklamasına rağmen gidişine üzüldüğümü,
6) İma yoluyla yeniden yazmasının iyi olacağını söylediğimi,
7) "gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabı" içerisinde dolaylı olarak onu da " gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen"
Makberî ustanın bir şiirini biraz ölçüsüz eleştirdiğim için ( belki de ona öyle gelmiştir) bendenizi sayfasına yasaklamıştı; fakat şiirlerini zevkle okuyordum.
Eğer siteyi terketiyse, yahut şiir yazmayı bıraktıysa, yazık oldu, yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kaleme...
Kim bilir belki de yeniden yazmaya başlar ve yeniden tatlı sert polemikler gerçekleştiririz kendileriyle...
Üzüldüm gerçek anlamda; çünkü noksanlarına rağmen şiiri bilen ustalar o kadar da çok değil.
İster karşı isterse aynı safta olsun, gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabına ( yeri ve yönü neresi olursa olsun) saygılar...
durdu şahin tarafından 7/4/2008 5:15:09 PM zamanında düzenlenmiştir.
Gönül dostlarının ayrılığı çok ağır oluyor değerli dost... yüreğinize sağlık, duygularımıza tercüman olmuş şiiriniz... Yürekten kutluyorum; Makberi ustamızın çok kısa zamanda yine aramıza dönmesi dileklerimle selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum...
Ben de merak ettim, değerli Üstad görünmüyor sitede muhteşem şiirleriyle bu aralar. Onsuz öksüz kaldı sitemiz. İnşaAllah tez dönmesi dileklerimle. Şiiriniz güzeldi. Selamlarımla.
imzamı atıyorum , böyle değerlerin yokluğu nedense gidince dahada iyi farkediliyor , makberiz sitenin direği çöktü sanki , ama gelecektir mutlaka o dostlarını bırakmaz ...eksik olma dost
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.