Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
maskosu
maskosu
VİP ÜYE

***MABERÎ'ye MAKBERÎ'ce***

Yorum

***MABERÎ'ye MAKBERÎ'ce***

15

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1750

Okunma

***MABERÎ'ye MAKBERÎ'ce***




Beş ay oldu tanışalı
Dostluk sağladık be ustam
Üstümüze örtme şalı
Korda dağladık be ustam.

Hakların var üstümüzde
Mayan daim sütümüzde
Neden niçin küstünüz de
Kandil ağladık be ustam…

Dönüşünüz çabuk olsun
Sevmeyenler saçın yolsun
Kızıl elmaya bir kolsun
Senle çağladık be ustam.

Bahtın açık olsun daim
Dünya Ahret lütfe Naim
Şiirlerin hakka kaim
Bildik bağladık be ustam.



…Salih yıldız…03.07.2008



.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
***maberî'ye makberî'ce*** Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz ***maberî'ye makberî'ce*** şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
***MABERÎ'ye MAKBERÎ'ce*** şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
DurdxuŞahinx
DurdxuŞahinx, @durduahin
6.7.2008 17:23:03
Salih Bey,

Aşağıdaki şiirleri okuyup düşünceleriniz objektif olarak yazarsanız, şiirlerle ilgili kıymetli görüşlerinizden faydalanırız.

Selamlar...

GEL

Sen hey,
Elleri böğründe düşünen yiğit,
Milletimin derdiyle dertleneceksen gel.

Sen hey,
Bir tarih,bir medeniyet varisi,
Şanlı tarihine layık olacaksan gel.

Sen hey,
İlimle,kültürle bezenmiş güzel insan
Dünyaya örnek olacaksan gel.

Sen hey,
Gül yüzlü güzel çocuk,
Bizimle ağlayıp bizimle güleceksen gel,

Sen hey,
Biz bir gülistanın bahcivanıyız,
Gül derme sırrına ereceksen gel.

ZAMAN

Kalın zincir,çelik ağlar dayanmaz,
Kamil iman ile coştuğun zaman.
Kötülükler yer bulup da kaçamaz,
Allah Allah deyip koştuğun zaman.

Doğru söyler desiseden kaçarsın,
Bahçemizde bir gül olur açarsın,
Bütün kainata ışık saçarsın,
İhlas şuuruna erdiğin zaman.

Gözlerini haram için bağlarsın,
Allah korkusundan her gün ağlarsın,
Gözyaşıyla yüreğini dağlarsın,
Bir aşkla kavrulup yandığın zaman.

Zorluklara karşı göğüs gerersin,
Sabredip de güçlükleri yenersin,
Düşmanları bir bir yere serersin,
Kalbinden korkuyu sildiğin zaman.

İnanırsın bir dergaha girersin,
Bir mum olur damla damla erirsin,
Gerekirse sen bu yolda ölürsün,
Hak ile bâtılı bildiğin zaman.

GÜNEŞ DOĞACAK

Şimdi esen sam yelinin ardından,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.
Şu gördüğün kayaların sırtından,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.

Çağlayıp da akan taşkın sulardan,
Ufuklardan,ırmaklardan,yollardan,
Ayrılan birleşen nice kollardan,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.

Suya hasret kalmış yangın çöllerden,
Vahalardan, bayırlardan,göllerden,
Acıyla kavrulan yanan dillerden,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.

Bülbüllerle dolu güzel bağlardan,
Kartallar yuvası yalçın dağlardan,
Pek uzaktan değil yakın çağlardan,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.

CAN VERİR GİDER

Mâzinin atiye ışık yakışı,
Ebedî âlemden şehit bakışı,
Rahmet deryasından huzur akışı,
Şu hasta kalplere kan verir gider.

Çile dergâhının neferi olmak,
Bülbüller misali neşeyle dolmak,
Hakk yolunda hayır dualar almak,
Şu mümin kullara şan verir gider.

Azimle çıkılan kutlu seferler,
Uğruna adanmış bunca neferler,
Ve beklenen o mübarek seferler,
Şu solgun yüzlere can verir gider.

EĞME BAŞI

Mazlumdan alma âhı,zalime eğme başı,
Cahil ile bal yeme,âlim ile taş taşı.

HAKKA GELİNSİN DİYE

Gönüller den müjde var,,
Canlar sevinsin diye.

İnsan yandı,eridi,
Gerçek bilinsin diye.

Erler bastı nârayı,
Korku silinsin diye.

Güneş,ufuktan doğdu,
Kalpler sevinsin diye.

Rahmet,zulmeti yendi,
Hakk’a gelinsin diye.


tarihe,
Selimiye oldum,Süleymaniye oldum.
Gördüm haşmetini,gördüm gücünü,
Millet şuuruyla,tarih şuuruyla doldum





UMUTLARLA

Bir kuş olmak,
Uçmak delicesine,
Uçmak uçmak hayaller ülkesine.

Sonra bir deli rüzgar,
Bir deli rüzgar olmak,
Esmek suyu çekilmiş topraklara.

Asıp düşünceyi bulutlara,
Başı dik yaşamak,
Başı dik yaşamak umutlarla.

BEN DEĞİLİM

Duydukların bende değil,
Gördüğün şey ben değilim.
Bende de bir “ben” vardır fakat,
Ben sadece “ben” değilim.

ONA ULAŞMAK GEREK

Yunus gibi anarak,
Aşk odu’na yanarak,
Rahmetine kanarak
O’na ulaşmak gerek.


BANA KALDI

Bölük bölük sıkıntılar,
Geldi hep giryâna kaldı.

Bir iklim ki fânusunda,
Istıraplar câna kaldı.

Firkat çekti beni ipe,
Yağmur,dolu dona kaldı.

Görüp yüreğin hâlini,
Sevda, yana yana kaldı.

Zaman, uçtu sessiz sessiz,
Ümidimiz ona kaldı.

Dileğimiz olmadı hiç,
Vuslat başka ana kaldı.

Niçin açmaz çiçeklerim,
Emellerim sona kaldı.

Gözyaşı yetimi oldum,
Ağıt yine bana kaldı.

BİR TESELLİ

Ham meyva dalda kalır,
Olgunu hep düşermiş.
İnsanlar şu dünyada,
Acılarla pişermiş.

Şöyle biraz araştır,
Topla,düzelt, karıştır,
Hayat hep bir yarıştır,
Sabreden kazanırmış.

MEKTUP

Sen gidince öksüz kaldı buralar,
Dostun sözü dostlarını yaralar,
Söndü ocaklarda yanan çıralar,
Anlatamam perişanız çabuk gel.

Bir sorsan ki kimler sele kapıldı,
İyiler de kötülere katıldı.
Yoksullar horlandı,yetim itildi,
Anlatamam perişanız çabuk gel.

Ilgıt ılgıt rüzgâr esmez burada,
Yazacağım çok şeyler var sırada,
Deme sakın,yoklarım ben arada,
Anlatamam perişanız çabuk gel.

PERİŞAN

Kartallar yuvasını, kargalar konmuş,
Şahinler,ovada sinmiş perişan.
Devlerin sırtına cüceler binmiş,
Yiğitler, meydanda kalmış perişan.

Her tarafta çile,geçilmez yastan,
Gönüller kararmış,görülmez pastan,
Haberi yok hiç kimsenin elmastan,
Yiğitler otağı dağlar perişan.

Parası olanlar bağdaşı kurmuş,
Fakirler,Allah’a el açmış durmuş,
Nâmertler,mertleri sırtından vurmuş,
Eğriler çoğalmış,doğru perişan.

Ahir zaman mıdır her yerde hile,
Çekmekle bitmiyor,bu büyük çile,
Âlimi,ârifi düşüyor dile,
Cahiller çok rahat,bilgin perişan.


KİKAT

Dünya,ahretten küçük,
Diri dolu mezarlık.
Ölmeden önce ölmek,
Uzun süren pazarlık.

İhlas,insanın süsü,
İlim,kutlu nazarlık.
Hayat deme o ne ki,
Geçer gider bir anlık.

HAS ŞİİR

Has şiir odur ki;az sözle çok hikmet anlatır,
Okuyana Allah ve Resûlünü hatırlatır.


BUYRUK VAR

Buyruk var;
Her nefis ölümü vaktinde tadacaktır.
Ölmeden önce ölenler;
Ölünce kurtulacaktır.



İLİRİM

İnsanlarım toprak kokar o yerde,
Ellerinde nasır yüklü bilirim.
Bir şeyleri derman olur bin derde,
Her sözleri fikir yüklü bilirim.


GÖZLER

Görülmezi görseydi görmez olurdu gözler,
Ebedî saadet bulur,ölmez olurdu gözler.

SABIR GEREK

Yollar uzun,yollar çetin,
Koşmak için sabır gerek.
Hedeflere gayet metin,
Koşmak için sabır gerek.

Dostumuza umut salıp,
Hakikatte karar kılıp,
Halkımızdan ruhsat alıp,
Koşmak için sabır gerek.

Önce nefsimizi yenip,
İhlas ile yenilenip,
İman,ilim,ahlak deyip,
Koşmak için sabır gerek.

Eğilmeden,kırılmadan,
Hiç kimseye darılmadan,
Hiçbir zaman yorulmadan,
Koşmak için sabır gerek.

ÖĞRETMENİM

Solmaya yüz tutmuş dostluklar bile,
Bereketli toprağında kan buldu.

Çile iplerini ören mazlumlar,
Mesajında,sevinecek an buldu.

Firkatlerle can çekişen âşıklar,
Ümit esen nefesinle can buldu.

Susuzluktan kavrulan şu topraklar,
Yağmurunla,sürekli derman buldu.

Sefer için bekletilen bu erler,
Gür sesinle kutlu bir ferman buldu.

Açtığın yollardan gidince millet,
Yiğitlerle dolu bir harman buldu.

Cehdin ile öldürüldü cehalet,
İnsanlar, en sonunda ümrân buldu.


KALEM VE KILIÇ

Kalem kılıç bir oldu,
Güçlü devlet kuruldu.
Kalem kılıcı kesti,
Bil ki her şey yok oldu.

O GÜN GELECEK

O gün,
Güneş daha bir canlı,
Ay,daha bir kararlı doğacak.
Eritecek buzları güneş,
Cömertçe salacak ışığını ay,
Karanlığa güzellik yağacak.

Her damlası inci gibi yağmurlar,
Gönüllü hicret edecek topraklara.
Bereket çiçek açacak her yerde,
Setler çekilecek yokluklara.

Hiç kimseden korkmadan,çekinmeden,
Dallar vecd ile secdeye varacak.
Güller açacak bahçelerde,
Bülbüller niyaza doyacak.

Güvercinler uçurulacak gökyüzüne,
İsmi bilinmeyen erlerce
Açılacak kafesler,kırılacak zincirler,
Bayramlar yapılacak günlerce.

Adım gibi biliyorum,
O gün mutlaka gelecek.
Yıllarca ağlayanlar,
Asırlarca gülecek.

ÇOCUKLAR

Gözleriniz ışıl ışıl,
Yüreğiniz lekesiz.
Kirlenen şu dünyada,
Sadece sizler kaldınız tertemiz.

Yıldızlar kadar parlak,
Çiçekler kadar narinsiniz.
Yılan dolu yalan dünyada;
Çok şeylerden habersiz,
Yaşar gidersiniz.

Uzak sizlerden yalan,hile,
Onları hiç anmazsınız.
Herkes ateşte yansa mahşerde;
Acır sizlere Rabb’im,
Sizler yanmazsınız.

Sakın bilmeyin,
Görmeyin dünyayı noksansız;
Çözülür sevgi bağlarınız,
Boşa çıkar umutlar,
Ve dayanamaz ağlarsınız.

Çocuklar!
Siz hep böyle kalınız,
Saf ve temiz.
Gökleriniz kararmasın,
Yaşayın hep elemsiz,kedersiz.

itle konağı,bırak sarayı,
Yol bulursan gönüllere giriver.
Dertten,gözyaşından,çileden kurtul,
İmanla,ihlâsla geliver.

Bir şafak vaktinde dağıt sisleri,
Alacaksan hayırdua alıver.
Yüreklere yerleş,kur otağını,
Kalacaksan hep böylece kalıver.

Gerçeklere yönel,ilme sarıl da,
Ufuklara müjdeleri saçıver.
Vakit geç olmadan topla erleri,
Kin mülkünden aşk mülküne geçiver.

İyilik görünce unutma sakın,
Bir almışsan bin ekle de geriver.
Güneşten yüz dönme,korkma zâlimden,
Kötülüğe karşı mertçe duruver.

Güzelliklere açık kapıdan,
Girmek için zincirleri kırıver.
Dünyanın sonu var,insanlar fani,
Ebedî gerçeği artık görüver.

man,gayret,ümitle,
Koştukça koşmak ister.
Düz yolda beklemez hiç,
Dağları aşmak ister.

Karanlık gecelere,
Işıklar salmak ister.
Humuslu topraklarda,
Gül gibi açmak ister.

Hakk’tan inen şerbeti,
Kanarak içmek ister.
Her türlü engelleri,
Yıkarak geçmek ister.

Gül yüklü seherlere,
Vaktinde varmak ister.
Gidip de kapısında,
Ebedî durmak ister.

Geçmişten geleceğe,
Uçup dolaşmak ister.
Saf ve temiz bir yüzle,
O’na ulaşmak ister.

Halis
Niyet.
Ayet
Rahmet.
Batıl
Zahmet.

Zulme
Diyet,
Verme
Diret!
Bitsin
Zillet!

İhlas
Bir at,
Sabrı
Çoğalt,
Kini
Sök at!

Etme
İnat,
Eyle
Taat
Ve ol rahat!


TULUŞ

Her zilleti kendinden,her iyliği Allah’tan,
Nokta nokta kavrayıp bilince kurtuluş var.

Dağ gibi engelleri birer birer aşarak,
İlahi bir çağrıya gelince kurtuluş var.

Anahtarlar yüksekte,bütün sırlar orada,
O sırlara erip de ölünce kurtuluş var.

ARANILAN

Mecnun feryatlarla çöle dalarken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.
Ferhat kayalarda suyu ararken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Âlimler âleme hazla bakarken,
Sular yatağından nazla akarken,
Huzur yuvasından hızla çıkarken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Cemreler düşerken,yağmur yağarken,
Bereket çoğalıp güneş doğarken,
Ay ışığı karanlığı boğarken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Arı bal yaparken,kuşlar uçarken,
Lale,sümbül mis kokular saçarken,
Yunus Emre sırlarını açarken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Karanî secdede seyran ederken,
Mevlâna sabrına hayran ederken,
Hallaç, ölüm ile bayram ederken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Duygular hep değişir,
Ezanlar okununca.
Huzur büyür,gelişir,
Ezanlar okununca.

Yüzüme bir renk gelir,
Müminlere şevk gelir,
Âleme âhenk gelir,
Ezanlar okununca.

Kalpten sisler koğulur,
Kötülükler boğulur,
Bin ümitle doğulur,
Ezanlar okununca.

Geceyi böler,yarar,
İlaçtır ruha yarar,
Madde mânayı arar,
Ezanlar okununca.

O an kahrolur gurur,
Dünya sallanır durur,
Arayan Hakk’ı bulur,
Ezanlar okununca.

Yarınlara bakıyor.
Taştı rahmet deryası,
Ümitlerle akıyor.

Umman oldu zerreler,
Tüm bentleri yıkıyor,
Yeşerdi bak topraklar,
Hep bereket çıkıyor.

Göğe ulaşan güller,
Güzelliği dokuyor.
İnanç dolu gönüller,
Zulme meydan okuyor.

GÖZLER

Mutluluk çiçek açtı,
Yol oldu huzura gözler.
Cemreler düştü sulara,
Yağmurlar indi diye toprağa;
Öksüz başaklar bile,
Bereket gözler.


BUYURUN

İri güller gibi güzel,
Bahar yağmurları gibi hür,
Güvercin kanatlarında huzurun,
Mutluluğa yelken açtık.
Dizinizde derman,
Elinizde ferman varsa,
Siz de buyurun.

KORKULU BİR DÜŞ

Parsellenen dünyama,
Korkuluklar üşüştü.

Simsiyah saçlarıma
Sütbeyaz karlar düştü.

Dört açılan gözlerim,
İfritlerle görüştü.

Korkudan uçtu rengim,
Akıl,iman gülüştü.

Uyanınca anladım,
Bu korkulu bir düştü.



ADENİZ

Karadeniz,
Niçin çırpınır dersiniz?
Bir tarafı dertten konuşamaz,
Bir tarafı zevkten düşünemez.
Ondandır bilir misiniz?

ANLAYAMADIM

Dün düşümde düş gördüm,
Önümde yokuş gördüm,
Yokuşta bir kuş gördüm,
Anlayamadım gitti.



ÖLÜM

Ölüm emir,ölüm ikaz,ölüm ibret,
Ölümdür müminlere en büyük hicret.


KÖYLÜMÜN HÂLİ

Eller nasır yüklü,kalp lime lime,
Dizinde derman yok,dert küme küme.

Gökler kubbe kubbe,yer damar damar,
Köylümün yarası durmadan kanar.

Düşünür,taşınır,çare bulamaz,
Bin eker toprağa bir tek alamaz.

Tatili de yoktur tam gün işinde,
Talihi hiç gülmez,terslik peşinde.

Bin bulursa dağıtır,bir bulursa yer,
Secdede ağlar,”şükür Allah’a” der.

Köylüm sabırlıdır,isyanı bilmez,
Gelenler hep alır,vermeye gelmez.

Köylümün derdi bir değil çoktur,
Gideri yüz bin olmuş,geliri yoktur.

Tarlası taşlaşmış,suları akmaz,x
Kimseler derdine dönüp de bakmaz.

Eller nasır yüklü,kalp lime lime,
Dizinde derman yok,dert küme küme.

Gökler kubbe kubbe,yer damar damar,
Köylümün yarası durmadan kanar.


AĞLAR

Sevdâ öksüz,sevinç hasta,
Bahar yanar,yaz ağlar.
Güfte dertli,beste hissiz,
Teller kopar,saz ağalar.

KENDİ DÜNYAMIZDA

İki elimizde bir demet çiçek,
Bilmem kaç akşama daha ulaştı.
Gözümüzde damla damla gözyaşı,
Kendi dünyamızda yalnız dolaştık.



MEHMETÇİK

Gece gündüz bekçisisin vatanın,
Düşmanısın vatanıma atanın.
Sen aşılmaz bir setsin karşısında,
Devletime,milletime çatanın.

DEVLET VE İLİM

Devlet gibi nimet olmaz,
İlimsiz hiç devlet durmaz.
Devleti sev,ilme sarıl,
Devletsizi kimse sormaz.,

ırık kanadı aklın,
Fikir yok,duygu köse.

Huzursuz oldu huzur,
Para tutmuyor kese.

Gerçeğin yükü ağır,
Köleleşmiş nefise.

Gerçek görünmez oldu,
Takıldı kaldı sise.

Dostluklar mecaz oldu,
Tilki girdi kümese.

Çöle döndü gönüller,
Göz değdi her hevese

ğlamak,
Gözyaşlarına doyuncaya,
Sular yatağından taşıncaya kadar.
Ağlamak,
Güller mis kokular saçıncaya,
Çocuklar mutluluktan uçuncaya kadar.
Ağlamak,
Yürek kafesinde hür oluncaya,
Sevda hıncını alıncaya kadar.
Ağlamak,ağlamak geliyor içimden,
Kötülük dünyadan kaçıncaya,
Btün çiçekler açıncaya kadar.

HAYATIMIZ

Aydınlığı kalmadı gündüzün,
Işık esir kaldı geceye.
Her tarafta hile,
Her tarafta çile,
Benzedi hayatımız
Çözülmez bir bilmeceye.

KİMSESİZLİK

Alnımda
Su gibi ter
Yüreğimde bir ıssızlık
Yürüyorum caddelerde
Bitiriyor beni kimsesizlik.



SABIR

Sabır,müjdeli emir,
Sabır,kutlu bir niyaz.

Sabır,derdin dermanı,
Sabır,kış içinde yaz.

Sabır,zahmete rahmet,
Sabır,Allah’tan vaaz.

Sabır,sabır,hep sabır,
Ne kadar sabretsek az.

BENİM GÖNLÜM

Ne kartaldır,
Ne kelebek.
Ne bir çöldür,
Ne de deniz.
Benim gönlüm bir dolunay,
Yaşar gider kimsesiz.


ARADAKİ FARK

Âlim bekler,ârif yürür,
Arasında fark yok mudur
Âlim bakar,ârif görür,
Arasında fark yok mudur

Âlim okur,ârif anlar,
Âlim akar,ârif çağlar,
Âlim susar,ârif ağlar,
Arasında fark yok mudur

Âlim yüzer,ârif dalar,
Âlim bulur,ârif arar,
Âlim tutar,ârif salar,
Arasında fark yok mudur

Âlim şaşar,arif koşar,
Âlim düşer,ârif coşar,
Âlim ölür,ârif yaşar,
Arasında fark yok mudur


ADIN

Şekilden kaç,öze dal,
Hak yolda yarışta ol.
Dünya fani unutma,
Ölümle barışta ol.

Çok oku,çokça düşün,
Hep hayırlı işte ol.
Olsun da huyun güzel,
Hayallerde düşte ol.

Çilelerden gıda al,
Sabırla bir yaşta ol.
Peygamber “Ana” dedi,
Ana ol da başta ol.


O’NA İŞARETLER VAR

Şekillerde desende,
O’na işaretler var.
Fikirlerde,lisanda,
O’na işaretler var.

Dağda,taşta,toprakta,
Dalda,gülde,yaprakta,
Çölde,gölde,ırmakta,
O’na işaretler var.

Varlıkta ve yoklukta,
Açlıkta ve toklukta,
Teklikte ve çoklukta,
O’na işaretler var.

Bilsen de bilmesen de,
Görsen de görmesen de,
Var veya yok desen de,
O’na işaretler var.

HERKES BİLSİN

Umutlarımız avuçlarımızda saklıdır,
Ak günlere uçmak için durur tetikte.
Sevinçlerimiz telli duvaklıdır,
Sabırla çiçeklenir en yüksekte.

Kötülüğü hapsettik en dipsiz kuyulara,
Nefrete yer yok diye kalbimizde.
Sözümüz var en akça kuğulara,
En güzel türküler bestelenecek yüreğimizde.



Yokuşlarda yorulmuyor,
Tepelerden sevinçle iniyor sular.
Bağlanmıyor yollar önünde âşıkların,
Kalemler,aydınlık kelimeler yazıyor.

Açıldı bahtı güllerin,
Çocuklar unuttu umutsuzluğu.
Yıkıldı saltanatı mutsuzluğun.
Her çiçekten bal alıyor bin arı,
Bülbüller türküsünü tutturdu sonsuzluğun.

GÜNDEN GÜNE

Toprak ana toparlıyor tohumu,
Doludizgin dolaşıyor atlılar.
Yağmurları bağlayanlar yok artık,
Yangın yüreklere ulaşıyor sular.

Kuşanmış kanatlarını kuşlar,
Karalarda serinlik var,denizlerde sükûnet.
Önümüzde eğiliyor yokuşlar,
Her tarafta çoğalıyor bereket.


İRGÜN

Sabah olur,güneş doğar,
Hakikat zulmeti boğar,
Başaklar göklere değer,
Bereket boy atar birgün.

Dolar vade boru çalar,
Sular bendini parçalar,
Diken kurur,güller açar,
Gam,kasavet biter birgün.

Bir güzel dolar testimiz,
Umutla güler neslimiz,
Bin düşmana bir dostumuz,
Tek başına yeter birgün.

Tipiler korkudan diner,
Ateşler rahmetle söner,
Böyle gitmez devran döner,
Huzur göğü tutar birgün.

BAHAR GELDİ

Bahar geldi;
Uçuşuyor pervasızca kuşlar,
Kuzular meleşiyor.
Yeşillendi çayırlar,
Çocuklar güreşiyor.


BİZ

Bıkmadık acılardan,usanmadık çileden,
Yitirdiğimiz sevinci,kederde bulduk biz.

Gülistanda gülerek yaşamadık hayatı,
Dünyanın çeşmesinden dertlerini dolduk biz.

Mazlum için eridik,zayıflara koştuk hep,
Öksüzlerin ,yetimin duasını aldık biz.

Ayrılmadık helalden,göz kırpmadık harama,
Terketmedik dostları,yuvamızda kaldık biz.

İstemedik balını,hep nârını aradık,
Ham iken pişenlerden,yananlardan olduk biz.

Dalmadık sularına yabanın göllerinin,
Güller gülsün diyerek,dikenleri yolduk biz.

Korkmadık zalimlerden,meydanlardan kaçmadık,
Günde bin kez ölerek,ölümden kurtulduk biz.

YILLARCA

Yüreğinden taşan duygu selini,
Ak kağıda yazdı durdu yıllarca.
Derdinden etmeden kimseye sitem,
Düşe kalka gezdi durdu yıllarca.

Bahtının karışık kördüğümünü,
Gece gündüz çözdü durdu yıllarca.
Hasret denizinde güzel günleri ,
Görmek için yüzdü durdu yıllarca.

Güler mi talihi ona bilemem,
Ufukları süzdü durdu yıllarca.
Aşkla,sabırla huzur tespihini,
Umutlarla düzdü durdu yıllarca.


HELE SABRET

Hele sabret,
Zamanı gelince;
İner rahmet
Biter hasret,
Biter zulmet,

MUTLA

Her sabah doğarken ufuktan güneş,
Gönül coşar,dil konuşur umutla.

Bereket çoğalınca dualarla,
Gönül coşar,göl konuşur umutla.

Yağmurlar yağıp da sular akınca,
Gönül coşar,gül konuşur umutla.

Sıladan gurbete gelince mektup,
Gönül coşar,tel konuşur umutla

Zaman hep huzurlu geçtiği zaman,
Gönül coşar,yıl konuşur umutla.

Dostlarımız el edince uzaktan,
Gönül coşar,yol konuşur umutla.



R SABAH GÜNEŞİYLE

Yok günümde yokladım,
Yokuşu sökmek için.
Aktım,aktım duruldum,
İçimi dökmek için.

Uğraştım ufuklara,
Bir fidan dikmek için.
Bastırmadan karakış,
Ümitler ekmek için.

Dolunayla dolandım,
Huzuru bulmak için.
Bulup da yüreklerde,
Bir ateş yakmak için.

“Yol ver” dedim dağlara,
Öteye bakmak için.
Bir sabah güneşiyle,
Bahara akmak için.

ölgesiz yüzlerinizde nur,
Güzel gözlerinizde temiz dünyalar var.
Bal çocuklar!
Gül çocuklar!
Sizler güneşisiniz evlerin,
Gündüzlerinizde huzur,
ecelerinizde tatlı rüyalar var.

BEN DE SEVİYORUM

Sevmek günah değil ya,
Bern de seviyorum.
İyi duysun insanlar,
İşte söylüyorum;
Vatanı,
Milleti,
Haysiyeti,
Hürriyeti
Ahlak ve adaleti
Çok,çok seviyorum.
- ERKEK

Kadın vefakâr olmalı,
Erkek,fedakâr...
Kadına ar yakışır,
Erkeğe vakar.


SİZİ GÖRÜNCE

Sizi görünce;
Eriyor yüreğimdeki buzlar,
Yüzümde çiçekler açıyor birden.
Zamanı süzüp içtiğim
Ilık yaz akşamlarını hatırlıyorum,
Kehribar tanesi gözlerinizden.


GÖNLÜM

Irmak gibi şu gönlüm,
Akar,akar durulur.
Kimseye gücü yetmez,
Meyvesine kırılır.

Bir incecik daldır o,
Talihine darılır.
Aydınlığa göz kırpar,
Umutlara sarılır.

Bülbül gibi gururla,
Bahçelere kurulur.

Firkate niçin baksın,
Vuslat için yorulur.


BİR İNSAN Kİ

Parasız kalmamıştır,
Bulunur altında arabası,
Denizde yatı,
Sahilde katı...
Bir yürek taşır ki
En pahalı elbiseler içinde,
Taştan da katı.



HABERİNİZ OLSUN

Yorgun gözlerimde büyüdü zaman,
Deli sular gibi aktı içime yokluk.
En yüksek tepelerde düğümlendi umutlar,
Yüreğimde ince ağrılar artık


GÜZEL

Değişenle değişmeden,
Kötülüğe bulaşmadan,
O’nsuz hiç dolaşmadan;
Yaşamak güzel,
Dolaşmak güzel,,
O’na ulaşmak güzel.


NASIL OLSA...

Nasıl olsa bitecek,
Bu çileler,bu arayış.
Yeni baştan yıkanacak mevsimler,
İlkbaharda başlayacak uyanış.

Ne nefretler kalacak,
Ne şüpheler,ne acılar...
Gül yüzlüler güldürecek canları,
Son bulacak sancılar.

Nasıl olsa bitecek,
Bu çileler,bu arayış.
Yeni baştan yıkanacak mevsimler,
İlkbaharda başlayacak uyanış.

HEP O‘NU GÖRÜRSÜN

Aya bak,güneşe bak,
Sonra dön, güzel bir göze bak;
Hep O’nu görürsün.

Dağa bak,denize bak,
Sonra dön,ışıklı bir yüze bak;
Hep O’nu görürsün.

Irmağa bak,göle bak,
Sonra dön,yeni açmış bir güle bak;
Hep O’nu görürsün.
ıyı dikeni zaten sevmem ben,
Zamansız açıveren güle üzülürüm.
Bir zamanlar alev alev yanarken,
Gün gün narı sönen küle üzülürüm.

Emeği çalınan, hakkı yenilen,
Nasır olmuş ele üzülürüm.
Boş bir sevda için bitip tükenen,
Acıyla kavrulan dile üzülürüm.

Şırıl şırıl akıp gitmek dururken,
Deli dolu akan sele üzülürüm.
Gönülden söylemek beklerken onu,
Sazda sessiz kalan tele üzülürüm.

Sele gitse ortalık hiç üzülmem de,
Suları çekilen göle üzülürüm.
Bilmem kaç kervanı bulduğu halde,
Mecnunu kaybeden çöle üzülürüm.

Gerçek seslenirken,bilgi çağırırken,
Sonu cehle çıkan yola üzülürüm.
Bir defa kurmayan,bin defa yıkan,
Umutlar tüketen yıla üzülürüm.

amları taşırken sabahlara,
Çocuklar gördüm köşe başlarında ,
Umutları gözlerinden oyulmuş.
Çocuklar gördüm;
Ne dertleri bilinmiş,
Ne sesleri duyulmuş.

Delik deşik elbiseler,
Göğe doğru asılmış saçlar.
Çocuklar gördüm;
İlgiye,
Sevgiye,
Gülmeye açlar.

Onlar, bizim çocuklarımız;
Kimi altlarında yaşayan,
Kimisi kaldırımlarda büyüyen,
Ekmeksiz,
Aşsız,
Susuz.
Onlar, bizim çocuklarımız,
Doğdukları günden beri uykusuz.

KUŞLAR AĞLAYARAK BAKAR

Aç denizler tokatlıyor sahili,
Dokunsan ağlayacak ağaçlar.
Çöllerde yangın var,göllerde kıtlık,
Çocukların başında ağardı saçlar.

Gölgeler tutmuş güneşin boğazını,
Işıklar bütün gün cansız yatar.
Omuzları taşımıyor ayaklar.
Nabızlar duracak gibi atar.

Dağların dalları yere yıkılmış,
Sular değil,taş akar ırmaklara.
Yarasalar yargılıyor geceyi,
ATLARINI ÇALDILAR KÖYÜMÜZÜN

Atlarını çaldılar köyümüzün,
O atlar ki toprakları sökmüyor artık.
Her öğle üzeri üstümüze ağan bulutlar,
Gözyaşlarını dökmüyor artık.

Her dalda çiçek açtı bin telaş,
Hüzzam ve hicazkâr karıştı birbirine.
Geceler kasvetiyle gelir de her akşam,
Gündüzler, bereketini ekmiyor artık.

Atlarını çaldılar köyümüzün,
Nal sesinden öksüz kaldı yaylalar.
Solmaya yüz tuttu dünkü çiçekler,
Bu ağır yükü çekmiyor artık.

Hep görür de gelmez gönül.

Her görene güller atar,
Bize bir kez gülmez gönül.

Cefayı yükler canlara,
Vefa nedir bilmez gönül.

Gözümüzden söker yaşı,
Bir defa da silmez gönül.

Değersize servet verir,
Som altından almaz gönül.

Issız dağda mekan tutar,
Saraylarda kalmaz gönül.

Irmak olup gölümüze,
Çağıl çağıl akmaz gönül.

Bin ümitle el ederiz,
Hep görür de gelmez gönül.

Her görene güller atar,
Bize bir kez gülmez gönül.




HÂLİMİZ

Başımıza kar yağar,
Kalbimize ateş...
Burada biz ağlarız,
Orada kardeş.

BİTİRDİM

Ümit ürkek,yürek yangın,
Baharda bağlar yitirdim
Bir asırlık sermayeyi,
Birkaç günde bitirdim.
İR ŞEHİR Kİ

Camiler, bodrumlara mahkûm,
Kötülük, bütün caddelerde hür.
Kadınlar, sokaklara taşınmış,
Çocuklar,evlerde mamasız büyür.

Ezanlar, yavaş yavaş okunur,
Rahatsız olmasın diye beyler.
Bir şehir ki
Mezarlıklarda bile yer yok garibe.
Suyu sarhoş akar,

ŞAŞIRDIM GİTTİ

Şiir
Davetsiz bir misafirdir
Açsam ağırlayamam
Açmasam olmaz.

Şiir
Bir nazlı peridir
El eder durur uzaklardan
Gitsem söz olur
Gitmesem olmaz.

Çağırırsın Kaf Dağı’nın ötesinden,
Yollar uzak gelemem ki...

“Anla beni, duy derdimi bil!” dersin,
Söylemezsem bilemem ki...

“Ara sıra unut beni gül “ dersin,
Sen ağlarken gülemem ki...

Gönül gözümü açıp iyice,
Bir daha baktım garip vatana.
Oturdum da yana yana ağladım;
Altında yatan dirileri,
Üstünde gezen ölüleri görünce.

GEL DE ARTIK

Asırlardır bekliyoruz,
Gel de artık bu yerler de şenlensin.
Dağılsın göklerden kara bulutlar,
Güneşinle toprağımız dinlensin.
Zâlimlerin elinde,
Kaldım diye ağlama,
Akıtıp da gözyaşını,
Yüreğini dağlama.

Kara gündür tez geçer,
Bunu unutma sakın.
Sana zulmedenlerin,
Kahrolması çok yakın.

Bir gün bilinir gerçek,
Gülersin gül yüzünle.
Sana kalkan o eller,
Kırılır gündüzünle.

KIL ALMAZ BİR KIŞIN ORTASINDA...

Susturuldu yağmurlar,
Kuruttular denizlerimizi zamansız.
Bir vefasız boşluğa boşalttılar içimizi.
Bilmem kaç yıl sürecek bir dikenli yolun,
Akıl almaz bir kışın ortasında
Bıraktılar bizi.


GEL

Sen hey,
Elleri böğründe düşünen yiğit,
Milletimin derdiyle dertleneceksen gel.

Sen hey,
Bir tarih,bir medeniyet varisi,
Şanlı tarihine layık olacaksan gel.

Sen hey,
İlimle,kültürle bezenmiş güzel insan
Dünyaya örnek olacaksan gel.

Sen hey,
Gül yüzlü güzel çocuk,
Bizimle ağlayıp bizimle güleceksen gel,

Sen hey,
Biz bir gülistanın bahcivanıyız,
Gül derme sırrına ereceksen gel.

ZAMAN

Kalın zincir,çelik ağlar dayanmaz,
Kamil iman ile coştuğun zaman.
Kötülükler yer bulup da kaçamaz,
Allah Allah deyip koştuğun zaman.

Doğru söyler desiseden kaçarsın,
Bahçemizde bir gül olur açarsın,
Bütün kainata ışık saçarsın,
İhlas şuuruna erdiğin zaman.

Gözlerini haram için bağlarsın,
Allah korkusundan her gün ağlarsın,
Gözyaşıyla yüreğini dağlarsın,
Bir aşkla kavrulup yandığın zaman.

Zorluklara karşı göğüs gerersin,
Sabredip de güçlükleri yenersin,
Düşmanları bir bir yere serersin,
Kalbinden korkuyu sildiğin zaman.

İnanırsın bir dergaha girersin,
Bir mum olur damla damla erirsin,
Gerekirse sen bu yolda ölürsün,
Hak ile bâtılı bildiğin zaman.

GÜNEŞ DOĞACAK

Şimdi esen sam yelinin ardından,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.
Şu gördüğün kayaların sırtından,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.

Çağlayıp da akan taşkın sulardan,
Ufuklardan,ırmaklardan,yollardan,
Ayrılan birleşen nice kollardan,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.

Suya hasret kalmış yangın çöllerden,
Vahalardan, bayırlardan,göllerden,
Acıyla kavrulan yanan dillerden,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.

Bülbüllerle dolu güzel bağlardan,
Kartallar yuvası yalçın dağlardan,
Pek uzaktan değil yakın çağlardan,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.

CAN VERİR GİDER

Mâzinin atiye ışık yakışı,
Ebedî âlemden şehit bakışı,
Rahmet deryasından huzur akışı,
Şu hasta kalplere kan verir gider.

Çile dergâhının neferi olmak,
Bülbüller misali neşeyle dolmak,
Hakk yolunda hayır dualar almak,
Şu mümin kullara şan verir gider.

Azimle çıkılan kutlu seferler,
Uğruna adanmış bunca neferler,
Ve beklenen o mübarek seferler,
Şu solgun yüzlere can verir gider.

EĞME BAŞI

Mazlumdan alma âhı,zalime eğme başı,
Cahil ile bal yeme,âlim ile taş taşı.

HAKKA GELİNSİN DİYE

Gönüller den müjde var,,
Canlar sevinsin diye.

İnsan yandı,eridi,
Gerçek bilinsin diye.

Erler bastı nârayı,
Korku silinsin diye.

Güneş,ufuktan doğdu,
Kalpler sevinsin diye.

Rahmet,zulmeti yendi,
Hakk’a gelinsin diye.


tarihe,
Selimiye oldum,Süleymaniye oldum.
Gördüm haşmetini,gördüm gücünü,
Millet şuuruyla,tarih şuuruyla doldum





UMUTLARLA

Bir kuş olmak,
Uçmak delicesine,
Uçmak uçmak hayaller ülkesine.

Sonra bir deli rüzgar,
Bir deli rüzgar olmak,
Esmek suyu çekilmiş topraklara.

Asıp düşünceyi bulutlara,
Başı dik yaşamak,
Başı dik yaşamak umutlarla.

BEN DEĞİLİM

Duydukların bende değil,
Gördüğün şey ben değilim.
Bende de bir “ben” vardır fakat,
Ben sadece “ben” değilim.

ONA ULAŞMAK GEREK

Yunus gibi anarak,
Aşk odu’na yanarak,
Rahmetine kanarak
O’na ulaşmak gerek.


BANA KALDI

Bölük bölük sıkıntılar,
Geldi hep giryâna kaldı.

Bir iklim ki fânusunda,
Istıraplar câna kaldı.

Firkat çekti beni ipe,
Yağmur,dolu dona kaldı.

Görüp yüreğin hâlini,
Sevda, yana yana kaldı.

Zaman, uçtu sessiz sessiz,
Ümidimiz ona kaldı.

Dileğimiz olmadı hiç,
Vuslat başka ana kaldı.

Niçin açmaz çiçeklerim,
Emellerim sona kaldı.

Gözyaşı yetimi oldum,
Ağıt yine bana kaldı.

BİR TESELLİ

Ham meyva dalda kalır,
Olgunu hep düşermiş.
İnsanlar şu dünyada,
Acılarla pişermiş.

Şöyle biraz araştır,
Topla,düzelt, karıştır,
Hayat hep bir yarıştır,
Sabreden kazanırmış.

MEKTUP

Sen gidince öksüz kaldı buralar,
Dostun sözü dostlarını yaralar,
Söndü ocaklarda yanan çıralar,
Anlatamam perişanız çabuk gel.

Bir sorsan ki kimler sele kapıldı,
İyiler de kötülere katıldı.
Yoksullar horlandı,yetim itildi,
Anlatamam perişanız çabuk gel.

Ilgıt ılgıt rüzgâr esmez burada,
Yazacağım çok şeyler var sırada,
Deme sakın,yoklarım ben arada,
Anlatamam perişanız çabuk gel.

PERİŞAN

Kartallar yuvasını, kargalar konmuş,
Şahinler,ovada sinmiş perişan.
Devlerin sırtına cüceler binmiş,
Yiğitler, meydanda kalmış perişan.

Her tarafta çile,geçilmez yastan,
Gönüller kararmış,görülmez pastan,
Haberi yok hiç kimsenin elmastan,
Yiğitler otağı dağlar perişan.

Parası olanlar bağdaşı kurmuş,
Fakirler,Allah’a el açmış durmuş,
Nâmertler,mertleri sırtından vurmuş,
Eğriler çoğalmış,doğru perişan.

Ahir zaman mıdır her yerde hile,
Çekmekle bitmiyor,bu büyük çile,
Âlimi,ârifi düşüyor dile,
Cahiller çok rahat,bilgin perişan.


KİKAT

Dünya,ahretten küçük,
Diri dolu mezarlık.
Ölmeden önce ölmek,
Uzun süren pazarlık.

İhlas,insanın süsü,
İlim,kutlu nazarlık.
Hayat deme o ne ki,
Geçer gider bir anlık.

HAS ŞİİR

Has şiir odur ki;az sözle çok hikmet anlatır,
Okuyana Allah ve Resûlünü hatırlatır.


BUYRUK VAR

Buyruk var;
Her nefis ölümü vaktinde tadacaktır.
Ölmeden önce ölenler;
Ölünce kurtulacaktır.



İLİRİM

İnsanlarım toprak kokar o yerde,
Ellerinde nasır yüklü bilirim.
Bir şeyleri derman olur bin derde,
Her sözleri fikir yüklü bilirim.


GÖZLER

Görülmezi görseydi görmez olurdu gözler,
Ebedî saadet bulur,ölmez olurdu gözler.

SABIR GEREK

Yollar uzun,yollar çetin,
Koşmak için sabır gerek.
Hedeflere gayet metin,
Koşmak için sabır gerek.

Dostumuza umut salıp,
Hakikatte karar kılıp,
Halkımızdan ruhsat alıp,
Koşmak için sabır gerek.

Önce nefsimizi yenip,
İhlas ile yenilenip,
İman,ilim,ahlak deyip,
Koşmak için sabır gerek.

Eğilmeden,kırılmadan,
Hiç kimseye darılmadan,
Hiçbir zaman yorulmadan,
Koşmak için sabır gerek.

ÖĞRETMENİM

Solmaya yüz tutmuş dostluklar bile,
Bereketli toprağında kan buldu.

Çile iplerini ören mazlumlar,
Mesajında,sevinecek an buldu.

Firkatlerle can çekişen âşıklar,
Ümit esen nefesinle can buldu.

Susuzluktan kavrulan şu topraklar,
Yağmurunla,sürekli derman buldu.

Sefer için bekletilen bu erler,
Gür sesinle kutlu bir ferman buldu.

Açtığın yollardan gidince millet,
Yiğitlerle dolu bir harman buldu.

Cehdin ile öldürüldü cehalet,
İnsanlar, en sonunda ümrân buldu.


KALEM VE KILIÇ

Kalem kılıç bir oldu,
Güçlü devlet kuruldu.
Kalem kılıcı kesti,
Bil ki her şey yok oldu.

O GÜN GELECEK

O gün,
Güneş daha bir canlı,
Ay,daha bir kararlı doğacak.
Eritecek buzları güneş,
Cömertçe salacak ışığını ay,
Karanlığa güzellik yağacak.

Her damlası inci gibi yağmurlar,
Gönüllü hicret edecek topraklara.
Bereket çiçek açacak her yerde,
Setler çekilecek yokluklara.

Hiç kimseden korkmadan,çekinmeden,
Dallar vecd ile secdeye varacak.
Güller açacak bahçelerde,
Bülbüller niyaza doyacak.

Güvercinler uçurulacak gökyüzüne,
İsmi bilinmeyen erlerce
Açılacak kafesler,kırılacak zincirler,
Bayramlar yapılacak günlerce.

Adım gibi biliyorum,
O gün mutlaka gelecek.
Yıllarca ağlayanlar,
Asırlarca gülecek.

ÇOCUKLAR

Gözleriniz ışıl ışıl,
Yüreğiniz lekesiz.
Kirlenen şu dünyada,
Sadece sizler kaldınız tertemiz.

Yıldızlar kadar parlak,
Çiçekler kadar narinsiniz.
Yılan dolu yalan dünyada;
Çok şeylerden habersiz,
Yaşar gidersiniz.

Uzak sizlerden yalan,hile,
Onları hiç anmazsınız.
Herkes ateşte yansa mahşerde;
Acır sizlere Rabb’im,
Sizler yanmazsınız.

Sakın bilmeyin,
Görmeyin dünyayı noksansız;
Çözülür sevgi bağlarınız,
Boşa çıkar umutlar,
Ve dayanamaz ağlarsınız.

Çocuklar!
Siz hep böyle kalınız,
Saf ve temiz.
Gökleriniz kararmasın,
Yaşayın hep elemsiz,kedersiz.

itle konağı,bırak sarayı,
Yol bulursan gönüllere giriver.
Dertten,gözyaşından,çileden kurtul,
İmanla,ihlâsla geliver.

Bir şafak vaktinde dağıt sisleri,
Alacaksan hayırdua alıver.
Yüreklere yerleş,kur otağını,
Kalacaksan hep böylece kalıver.

Gerçeklere yönel,ilme sarıl da,
Ufuklara müjdeleri saçıver.
Vakit geç olmadan topla erleri,
Kin mülkünden aşk mülküne geçiver.

İyilik görünce unutma sakın,
Bir almışsan bin ekle de geriver.
Güneşten yüz dönme,korkma zâlimden,
Kötülüğe karşı mertçe duruver.

Güzelliklere açık kapıdan,
Girmek için zincirleri kırıver.
Dünyanın sonu var,insanlar fani,
Ebedî gerçeği artık görüver.

man,gayret,ümitle,
Koştukça koşmak ister.
Düz yolda beklemez hiç,
Dağları aşmak ister.

Karanlık gecelere,
Işıklar salmak ister.
Humuslu topraklarda,
Gül gibi açmak ister.

Hakk’tan inen şerbeti,
Kanarak içmek ister.
Her türlü engelleri,
Yıkarak geçmek ister.

Gül yüklü seherlere,
Vaktinde varmak ister.
Gidip de kapısında,
Ebedî durmak ister.

Geçmişten geleceğe,
Uçup dolaşmak ister.
Saf ve temiz bir yüzle,
O’na ulaşmak ister.

Halis
Niyet.
Ayet
Rahmet.
Batıl
Zahmet.

Zulme
Diyet,
Verme
Diret!
Bitsin
Zillet!

İhlas
Bir at,
Sabrı
Çoğalt,
Kini
Sök at!

Etme
İnat,
Eyle
Taat
Ve ol rahat!


TULUŞ

Her zilleti kendinden,her iyliği Allah’tan,
Nokta nokta kavrayıp bilince kurtuluş var.

Dağ gibi engelleri birer birer aşarak,
İlahi bir çağrıya gelince kurtuluş var.

Anahtarlar yüksekte,bütün sırlar orada,
O sırlara erip de ölünce kurtuluş var.

ARANILAN

Mecnun feryatlarla çöle dalarken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.
Ferhat kayalarda suyu ararken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Âlimler âleme hazla bakarken,
Sular yatağından nazla akarken,
Huzur yuvasından hızla çıkarken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Cemreler düşerken,yağmur yağarken,
Bereket çoğalıp güneş doğarken,
Ay ışığı karanlığı boğarken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Arı bal yaparken,kuşlar uçarken,
Lale,sümbül mis kokular saçarken,
Yunus Emre sırlarını açarken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Karanî secdede seyran ederken,
Mevlâna sabrına hayran ederken,
Hallaç, ölüm ile bayram ederken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Duygular hep değişir,
Ezanlar okununca.
Huzur büyür,gelişir,
Ezanlar okununca.

Yüzüme bir renk gelir,
Müminlere şevk gelir,
Âleme âhenk gelir,
Ezanlar okununca.

Kalpten sisler koğulur,
Kötülükler boğulur,
Bin ümitle doğulur,
Ezanlar okununca.

Geceyi böler,yarar,
İlaçtır ruha yarar,
Madde mânayı arar,
Ezanlar okununca.

O an kahrolur gurur,
Dünya sallanır durur,
Arayan Hakk’ı bulur,
Ezanlar okununca.

Yarınlara bakıyor.
Taştı rahmet deryası,
Ümitlerle akıyor.

Umman oldu zerreler,
Tüm bentleri yıkıyor,
Yeşerdi bak topraklar,
Hep bereket çıkıyor.

Göğe ulaşan güller,
Güzelliği dokuyor.
İnanç dolu gönüller,
Zulme meydan okuyor.

GÖZLER

Mutluluk çiçek açtı,
Yol oldu huzura gözler.
Cemreler düştü sulara,
Yağmurlar indi diye toprağa;
Öksüz başaklar bile,
Bereket gözler.


BUYURUN

İri güller gibi güzel,
Bahar yağmurları gibi hür,
Güvercin kanatlarında huzurun,
Mutluluğa yelken açtık.
Dizinizde derman,
Elinizde ferman varsa,
Siz de buyurun.

KORKULU BİR DÜŞ

Parsellenen dünyama,
Korkuluklar üşüştü.

Simsiyah saçlarıma
Sütbeyaz karlar düştü.

Dört açılan gözlerim,
İfritlerle görüştü.

Korkudan uçtu rengim,
Akıl,iman gülüştü.

Uyanınca anladım,
Bu korkulu bir düştü.



ADENİZ

Karadeniz,
Niçin çırpınır dersiniz?
Bir tarafı dertten konuşamaz,
Bir tarafı zevkten düşünemez.
Ondandır bilir misiniz?

ANLAYAMADIM

Dün düşümde düş gördüm,
Önümde yokuş gördüm,
Yokuşta bir kuş gördüm,
Anlayamadım gitti.



ÖLÜM

Ölüm emir,ölüm ikaz,ölüm ibret,
Ölümdür müminlere en büyük hicret.


KÖYLÜMÜN HÂLİ

Eller nasır yüklü,kalp lime lime,
Dizinde derman yok,dert küme küme.

Gökler kubbe kubbe,yer damar damar,
Köylümün yarası durmadan kanar.

Düşünür,taşınır,çare bulamaz,
Bin eker toprağa bir tek alamaz.

Tatili de yoktur tam gün işinde,
Talihi hiç gülmez,terslik peşinde.

Bin bulursa dağıtır,bir bulursa yer,
Secdede ağlar,”şükür Allah’a” der.

Köylüm sabırlıdır,isyanı bilmez,
Gelenler hep alır,vermeye gelmez.

Köylümün derdi bir değil çoktur,
Gideri yüz bin olmuş,geliri yoktur.

Tarlası taşlaşmış,suları akmaz,x
Kimseler derdine dönüp de bakmaz.

Eller nasır yüklü,kalp lime lime,
Dizinde derman yok,dert küme küme.

Gökler kubbe kubbe,yer damar damar,
Köylümün yarası durmadan kanar.


AĞLAR

Sevdâ öksüz,sevinç hasta,
Bahar yanar,yaz ağlar.
Güfte dertli,beste hissiz,
Teller kopar,saz ağalar.

KENDİ DÜNYAMIZDA

İki elimizde bir demet çiçek,
Bilmem kaç akşama daha ulaştı.
Gözümüzde damla damla gözyaşı,
Kendi dünyamızda yalnız dolaştık.



MEHMETÇİK

Gece gündüz bekçisisin vatanın,
Düşmanısın vatanıma atanın.
Sen aşılmaz bir setsin karşısında,
Devletime,milletime çatanın.

DEVLET VE İLİM

Devlet gibi nimet olmaz,
İlimsiz hiç devlet durmaz.
Devleti sev,ilme sarıl,
Devletsizi kimse sormaz.,

ırık kanadı aklın,
Fikir yok,duygu köse.

Huzursuz oldu huzur,
Para tutmuyor kese.

Gerçeğin yükü ağır,
Köleleşmiş nefise.

Gerçek görünmez oldu,
Takıldı kaldı sise.

Dostluklar mecaz oldu,
Tilki girdi kümese.

Çöle döndü gönüller,
Göz değdi her hevese

ğlamak,
Gözyaşlarına doyuncaya,
Sular yatağından taşıncaya kadar.
Ağlamak,
Güller mis kokular saçıncaya,
Çocuklar mutluluktan uçuncaya kadar.
Ağlamak,
Yürek kafesinde hür oluncaya,
Sevda hıncını alıncaya kadar.
Ağlamak,ağlamak geliyor içimden,
Kötülük dünyadan kaçıncaya,
Btün çiçekler açıncaya kadar.

HAYATIMIZ

Aydınlığı kalmadı gündüzün,
Işık esir kaldı geceye.
Her tarafta hile,
Her tarafta çile,
Benzedi hayatımız
Çözülmez bir bilmeceye.

KİMSESİZLİK

Alnımda
Su gibi ter
Yüreğimde bir ıssızlık
Yürüyorum caddelerde
Bitiriyor beni kimsesizlik.



SABIR

Sabır,müjdeli emir,
Sabır,kutlu bir niyaz.

Sabır,derdin dermanı,
Sabır,kış içinde yaz.

Sabır,zahmete rahmet,
Sabır,Allah’tan vaaz.

Sabır,sabır,hep sabır,
Ne kadar sabretsek az.

BENİM GÖNLÜM

Ne kartaldır,
Ne kelebek.
Ne bir çöldür,
Ne de deniz.
Benim gönlüm bir dolunay,
Yaşar gider kimsesiz.


ARADAKİ FARK

Âlim bekler,ârif yürür,
Arasında fark yok mudur
Âlim bakar,ârif görür,
Arasında fark yok mudur

Âlim okur,ârif anlar,
Âlim akar,ârif çağlar,
Âlim susar,ârif ağlar,
Arasında fark yok mudur

Âlim yüzer,ârif dalar,
Âlim bulur,ârif arar,
Âlim tutar,ârif salar,
Arasında fark yok mudur

Âlim şaşar,arif koşar,
Âlim düşer,ârif coşar,
Âlim ölür,ârif yaşar,
Arasında fark yok mudur


ADIN

Şekilden kaç,öze dal,
Hak yolda yarışta ol.
Dünya fani unutma,
Ölümle barışta ol.

Çok oku,çokça düşün,
Hep hayırlı işte ol.
Olsun da huyun güzel,
Hayallerde düşte ol.

Çilelerden gıda al,
Sabırla bir yaşta ol.
Peygamber “Ana” dedi,
Ana ol da başta ol.


O’NA İŞARETLER VAR

Şekillerde desende,
O’na işaretler var.
Fikirlerde,lisanda,
O’na işaretler var.

Dağda,taşta,toprakta,
Dalda,gülde,yaprakta,
Çölde,gölde,ırmakta,
O’na işaretler var.

Varlıkta ve yoklukta,
Açlıkta ve toklukta,
Teklikte ve çoklukta,
O’na işaretler var.

Bilsen de bilmesen de,
Görsen de görmesen de,
Var veya yok desen de,
O’na işaretler var.

HERKES BİLSİN

Umutlarımız avuçlarımızda saklıdır,
Ak günlere uçmak için durur tetikte.
Sevinçlerimiz telli duvaklıdır,
Sabırla çiçeklenir en yüksekte.

Kötülüğü hapsettik en dipsiz kuyulara,
Nefrete yer yok diye kalbimizde.
Sözümüz var en akça kuğulara,
En güzel türküler bestelenecek yüreğimizde.



Yokuşlarda yorulmuyor,
Tepelerden sevinçle iniyor sular.
Bağlanmıyor yollar önünde âşıkların,
Kalemler,aydınlık kelimeler yazıyor.

Açıldı bahtı güllerin,
Çocuklar unuttu umutsuzluğu.
Yıkıldı saltanatı mutsuzluğun.
Her çiçekten bal alıyor bin arı,
Bülbüller türküsünü tutturdu sonsuzluğun.

GÜNDEN GÜNE

Toprak ana toparlıyor tohumu,
Doludizgin dolaşıyor atlılar.
Yağmurları bağlayanlar yok artık,
Yangın yüreklere ulaşıyor sular.

Kuşanmış kanatlarını kuşlar,
Karalarda serinlik var,denizlerde sükûnet.
Önümüzde eğiliyor yokuşlar,
Her tarafta çoğalıyor bereket.


İRGÜN

Sabah olur,güneş doğar,
Hakikat zulmeti boğar,
Başaklar göklere değer,
Bereket boy atar birgün.

Dolar vade boru çalar,
Sular bendini parçalar,
Diken kurur,güller açar,
Gam,kasavet biter birgün.

Bir güzel dolar testimiz,
Umutla güler neslimiz,
Bin düşmana bir dostumuz,
Tek başına yeter birgün.

Tipiler korkudan diner,
Ateşler rahmetle söner,
Böyle gitmez devran döner,
Huzur göğü tutar birgün.

BAHAR GELDİ

Bahar geldi;
Uçuşuyor pervasızca kuşlar,
Kuzular meleşiyor.
Yeşillendi çayırlar,
Çocuklar güreşiyor.


BİZ

Bıkmadık acılardan,usanmadık çileden,
Yitirdiğimiz sevinci,kederde bulduk biz.

Gülistanda gülerek yaşamadık hayatı,
Dünyanın çeşmesinden dertlerini dolduk biz.

Mazlum için eridik,zayıflara koştuk hep,
Öksüzlerin ,yetimin duasını aldık biz.

Ayrılmadık helalden,göz kırpmadık harama,
Terketmedik dostları,yuvamızda kaldık biz.

İstemedik balını,hep nârını aradık,
Ham iken pişenlerden,yananlardan olduk biz.

Dalmadık sularına yabanın göllerinin,
Güller gülsün diyerek,dikenleri yolduk biz.

Korkmadık zalimlerden,meydanlardan kaçmadık,
Günde bin kez ölerek,ölümden kurtulduk biz.

YILLARCA

Yüreğinden taşan duygu selini,
Ak kağıda yazdı durdu yıllarca.
Derdinden etmeden kimseye sitem,
Düşe kalka gezdi durdu yıllarca.

Bahtının karışık kördüğümünü,
Gece gündüz çözdü durdu yıllarca.
Hasret denizinde güzel günleri ,
Görmek için yüzdü durdu yıllarca.

Güler mi talihi ona bilemem,
Ufukları süzdü durdu yıllarca.
Aşkla,sabırla huzur tespihini,
Umutlarla düzdü durdu yıllarca.


HELE SABRET

Hele sabret,
Zamanı gelince;
İner rahmet
Biter hasret,
Biter zulmet,

MUTLA

Her sabah doğarken ufuktan güneş,
Gönül coşar,dil konuşur umutla.

Bereket çoğalınca dualarla,
Gönül coşar,göl konuşur umutla.

Yağmurlar yağıp da sular akınca,
Gönül coşar,gül konuşur umutla.

Sıladan gurbete gelince mektup,
Gönül coşar,tel konuşur umutla

Zaman hep huzurlu geçtiği zaman,
Gönül coşar,yıl konuşur umutla.

Dostlarımız el edince uzaktan,
Gönül coşar,yol konuşur umutla.



R SABAH GÜNEŞİYLE

Yok günümde yokladım,
Yokuşu sökmek için.
Aktım,aktım duruldum,
İçimi dökmek için.

Uğraştım ufuklara,
Bir fidan dikmek için.
Bastırmadan karakış,
Ümitler ekmek için.

Dolunayla dolandım,
Huzuru bulmak için.
Bulup da yüreklerde,
Bir ateş yakmak için.

“Yol ver” dedim dağlara,
Öteye bakmak için.
Bir sabah güneşiyle,
Bahara akmak için.

ölgesiz yüzlerinizde nur,
Güzel gözlerinizde temiz dünyalar var.
Bal çocuklar!
Gül çocuklar!
Sizler güneşisiniz evlerin,
Gündüzlerinizde huzur,
ecelerinizde tatlı rüyalar var.

BEN DE SEVİYORUM

Sevmek günah değil ya,
Bern de seviyorum.
İyi duysun insanlar,
İşte söylüyorum;
Vatanı,
Milleti,
Haysiyeti,
Hürriyeti
Ahlak ve adaleti
Çok,çok seviyorum.
- ERKEK

Kadın vefakâr olmalı,
Erkek,fedakâr...
Kadına ar yakışır,
Erkeğe vakar.


SİZİ GÖRÜNCE

Sizi görünce;
Eriyor yüreğimdeki buzlar,
Yüzümde çiçekler açıyor birden.
Zamanı süzüp içtiğim
Ilık yaz akşamlarını hatırlıyorum,
Kehribar tanesi gözlerinizden.


GÖNLÜM

Irmak gibi şu gönlüm,
Akar,akar durulur.
Kimseye gücü yetmez,
Meyvesine kırılır.

Bir incecik daldır o,
Talihine darılır.
Aydınlığa göz kırpar,
Umutlara sarılır.

Bülbül gibi gururla,
Bahçelere kurulur.

Firkate niçin baksın,
Vuslat için yorulur.


BİR İNSAN Kİ

Parasız kalmamıştır,
Bulunur altında arabası,
Denizde yatı,
Sahilde katı...
Bir yürek taşır ki
En pahalı elbiseler içinde,
Taştan da katı.



HABERİNİZ OLSUN

Yorgun gözlerimde büyüdü zaman,
Deli sular gibi aktı içime yokluk.
En yüksek tepelerde düğümlendi umutlar,
Yüreğimde ince ağrılar artık


GÜZEL

Değişenle değişmeden,
Kötülüğe bulaşmadan,
O’nsuz hiç dolaşmadan;
Yaşamak güzel,
Dolaşmak güzel,,
O’na ulaşmak güzel.


NASIL OLSA...

Nasıl olsa bitecek,
Bu çileler,bu arayış.
Yeni baştan yıkanacak mevsimler,
İlkbaharda başlayacak uyanış.

Ne nefretler kalacak,
Ne şüpheler,ne acılar...
Gül yüzlüler güldürecek canları,
Son bulacak sancılar.

Nasıl olsa bitecek,
Bu çileler,bu arayış.
Yeni baştan yıkanacak mevsimler,
İlkbaharda başlayacak uyanış.

HEP O‘NU GÖRÜRSÜN

Aya bak,güneşe bak,
Sonra dön, güzel bir göze bak;
Hep O’nu görürsün.

Dağa bak,denize bak,
Sonra dön,ışıklı bir yüze bak;
Hep O’nu görürsün.

Irmağa bak,göle bak,
Sonra dön,yeni açmış bir güle bak;
Hep O’nu görürsün.
ıyı dikeni zaten sevmem ben,
Zamansız açıveren güle üzülürüm.
Bir zamanlar alev alev yanarken,
Gün gün narı sönen küle üzülürüm.

Emeği çalınan, hakkı yenilen,
Nasır olmuş ele üzülürüm.
Boş bir sevda için bitip tükenen,
Acıyla kavrulan dile üzülürüm.

Şırıl şırıl akıp gitmek dururken,
Deli dolu akan sele üzülürüm.
Gönülden söylemek beklerken onu,
Sazda sessiz kalan tele üzülürüm.

Sele gitse ortalık hiç üzülmem de,
Suları çekilen göle üzülürüm.
Bilmem kaç kervanı bulduğu halde,
Mecnunu kaybeden çöle üzülürüm.

Gerçek seslenirken,bilgi çağırırken,
Sonu cehle çıkan yola üzülürüm.
Bir defa kurmayan,bin defa yıkan,
Umutlar tüketen yıla üzülürüm.

amları taşırken sabahlara,
Çocuklar gördüm köşe başlarında ,
Umutları gözlerinden oyulmuş.
Çocuklar gördüm;
Ne dertleri bilinmiş,
Ne sesleri duyulmuş.

Delik deşik elbiseler,
Göğe doğru asılmış saçlar.
Çocuklar gördüm;
İlgiye,
Sevgiye,
Gülmeye açlar.

Onlar, bizim çocuklarımız;
Kimi altlarında yaşayan,
Kimisi kaldırımlarda büyüyen,
Ekmeksiz,
Aşsız,
Susuz.
Onlar, bizim çocuklarımız,
Doğdukları günden beri uykusuz.

KUŞLAR AĞLAYARAK BAKAR

Aç denizler tokatlıyor sahili,
Dokunsan ağlayacak ağaçlar.
Çöllerde yangın var,göllerde kıtlık,
Çocukların başında ağardı saçlar.

Gölgeler tutmuş güneşin boğazını,
Işıklar bütün gün cansız yatar.
Omuzları taşımıyor ayaklar.
Nabızlar duracak gibi atar.

Dağların dalları yere yıkılmış,
Sular değil,taş akar ırmaklara.
Yarasalar yargılıyor geceyi,
ATLARINI ÇALDILAR KÖYÜMÜZÜN

Atlarını çaldılar köyümüzün,
O atlar ki toprakları sökmüyor artık.
Her öğle üzeri üstümüze ağan bulutlar,
Gözyaşlarını dökmüyor artık.

Her dalda çiçek açtı bin telaş,
Hüzzam ve hicazkâr karıştı birbirine.
Geceler kasvetiyle gelir de her akşam,
Gündüzler, bereketini ekmiyor artık.

Atlarını çaldılar köyümüzün,
Nal sesinden öksüz kaldı yaylalar.
Solmaya yüz tuttu dünkü çiçekler,
Bu ağır yükü çekmiyor artık.

Hep görür de gelmez gönül.

Her görene güller atar,
Bize bir kez gülmez gönül.

Cefayı yükler canlara,
Vefa nedir bilmez gönül.

Gözümüzden söker yaşı,
Bir defa da silmez gönül.

Değersize servet verir,
Som altından almaz gönül.

Issız dağda mekan tutar,
Saraylarda kalmaz gönül.

Irmak olup gölümüze,
Çağıl çağıl akmaz gönül.

Bin ümitle el ederiz,
Hep görür de gelmez gönül.

Her görene güller atar,
Bize bir kez gülmez gönül.




HÂLİMİZ

Başımıza kar yağar,
Kalbimize ateş...
Burada biz ağlarız,
Orada kardeş.

BİTİRDİM

Ümit ürkek,yürek yangın,
Baharda bağlar yitirdim
Bir asırlık sermayeyi,
Birkaç günde bitirdim.
İR ŞEHİR Kİ

Camiler, bodrumlara mahkûm,
Kötülük, bütün caddelerde hür.
Kadınlar, sokaklara taşınmış,
Çocuklar,evlerde mamasız büyür.

Ezanlar, yavaş yavaş okunur,
Rahatsız olmasın diye beyler.
Bir şehir ki
Mezarlıklarda bile yer yok garibe.
Suyu sarhoş akar,

ŞAŞIRDIM GİTTİ

Şiir
Davetsiz bir misafirdir
Açsam ağırlayamam
Açmasam olmaz.

Şiir
Bir nazlı peridir
El eder durur uzaklardan
Gitsem söz olur
Gitmesem olmaz.

Çağırırsın Kaf Dağı’nın ötesinden,
Yollar uzak gelemem ki...

“Anla beni, duy derdimi bil!” dersin,
Söylemezsem bilemem ki...

“Ara sıra unut beni gül “ dersin,
Sen ağlarken gülemem ki...

Gönül gözümü açıp iyice,
Bir daha baktım garip vatana.
Oturdum da yana yana ağladım;
Altında yatan dirileri,
Üstünde gezen ölüleri görünce.

GEL DE ARTIK

Asırlardır bekliyoruz,
Gel de artık bu yerler de şenlensin.
Dağılsın göklerden kara bulutlar,
Güneşinle toprağımız dinlensin.
Zâlimlerin elinde,
Kaldım diye ağlama,
Akıtıp da gözyaşını,
Yüreğini dağlama.

Kara gündür tez geçer,
Bunu unutma sakın.
Sana zulmedenlerin,
Kahrolması çok yakın.

Bir gün bilinir gerçek,
Gülersin gül yüzünle.
Sana kalkan o eller,
Kırılır gündüzünle.

KIL ALMAZ BİR KIŞIN ORTASINDA...

Susturuldu yağmurlar,
Kuruttular denizlerimizi zamansız.
Bir vefasız boşluğa boşalttılar içimizi.
Bilmem kaç yıl sürecek bir dikenli yolun,
Akıl almaz bir kışın ortasında
Bıraktılar bizi.



GEL

Sen hey,
Elleri böğründe düşünen yiğit,
Milletimin derdiyle dertleneceksen gel.

Sen hey,
Bir tarih,bir medeniyet varisi,
Şanlı tarihine layık olacaksan gel.

Sen hey,
İlimle,kültürle bezenmiş güzel insan
Dünyaya örnek olacaksan gel.

Sen hey,
Gül yüzlü güzel çocuk,
Bizimle ağlayıp bizimle güleceksen gel,

Sen hey,
Biz bir gülistanın bahcivanıyız,
Gül derme sırrına ereceksen gel.

ZAMAN

Kalın zincir,çelik ağlar dayanmaz,
Kamil iman ile coştuğun zaman.
Kötülükler yer bulup da kaçamaz,
Allah Allah deyip koştuğun zaman.

Doğru söyler desiseden kaçarsın,
Bahçemizde bir gül olur açarsın,
Bütün kainata ışık saçarsın,
İhlas şuuruna erdiğin zaman.

Gözlerini haram için bağlarsın,
Allah korkusundan her gün ağlarsın,
Gözyaşıyla yüreğini dağlarsın,
Bir aşkla kavrulup yandığın zaman.

Zorluklara karşı göğüs gerersin,
Sabredip de güçlükleri yenersin,
Düşmanları bir bir yere serersin,
Kalbinden korkuyu sildiğin zaman.

İnanırsın bir dergaha girersin,
Bir mum olur damla damla erirsin,
Gerekirse sen bu yolda ölürsün,
Hak ile bâtılı bildiğin zaman.

GÜNEŞ DOĞACAK

Şimdi esen sam yelinin ardından,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.
Şu gördüğün kayaların sırtından,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.

Çağlayıp da akan taşkın sulardan,
Ufuklardan,ırmaklardan,yollardan,
Ayrılan birleşen nice kollardan,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.

Suya hasret kalmış yangın çöllerden,
Vahalardan, bayırlardan,göllerden,
Acıyla kavrulan yanan dillerden,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.

Bülbüllerle dolu güzel bağlardan,
Kartallar yuvası yalçın dağlardan,
Pek uzaktan değil yakın çağlardan,
Bekle kardeş bekle güneş doğacak.

CAN VERİR GİDER

Mâzinin atiye ışık yakışı,
Ebedî âlemden şehit bakışı,
Rahmet deryasından huzur akışı,
Şu hasta kalplere kan verir gider.

Çile dergâhının neferi olmak,
Bülbüller misali neşeyle dolmak,
Hakk yolunda hayır dualar almak,
Şu mümin kullara şan verir gider.

Azimle çıkılan kutlu seferler,
Uğruna adanmış bunca neferler,
Ve beklenen o mübarek seferler,
Şu solgun yüzlere can verir gider.

EĞME BAŞI

Mazlumdan alma âhı,zalime eğme başı,
Cahil ile bal yeme,âlim ile taş taşı.

HAKKA GELİNSİN DİYE

Gönüller den müjde var,,
Canlar sevinsin diye.

İnsan yandı,eridi,
Gerçek bilinsin diye.

Erler bastı nârayı,
Korku silinsin diye.

Güneş,ufuktan doğdu,
Kalpler sevinsin diye.

Rahmet,zulmeti yendi,
Hakk’a gelinsin diye.


tarihe,
Selimiye oldum,Süleymaniye oldum.
Gördüm haşmetini,gördüm gücünü,
Millet şuuruyla,tarih şuuruyla doldum





UMUTLARLA

Bir kuş olmak,
Uçmak delicesine,
Uçmak uçmak hayaller ülkesine.

Sonra bir deli rüzgar,
Bir deli rüzgar olmak,
Esmek suyu çekilmiş topraklara.

Asıp düşünceyi bulutlara,
Başı dik yaşamak,
Başı dik yaşamak umutlarla.

BEN DEĞİLİM

Duydukların bende değil,
Gördüğün şey ben değilim.
Bende de bir “ben” vardır fakat,
Ben sadece “ben” değilim.

ONA ULAŞMAK GEREK

Yunus gibi anarak,
Aşk odu’na yanarak,
Rahmetine kanarak
O’na ulaşmak gerek.


BANA KALDI

Bölük bölük sıkıntılar,
Geldi hep giryâna kaldı.

Bir iklim ki fânusunda,
Istıraplar câna kaldı.

Firkat çekti beni ipe,
Yağmur,dolu dona kaldı.

Görüp yüreğin hâlini,
Sevda, yana yana kaldı.

Zaman, uçtu sessiz sessiz,
Ümidimiz ona kaldı.

Dileğimiz olmadı hiç,
Vuslat başka ana kaldı.

Niçin açmaz çiçeklerim,
Emellerim sona kaldı.

Gözyaşı yetimi oldum,
Ağıt yine bana kaldı.

BİR TESELLİ

Ham meyva dalda kalır,
Olgunu hep düşermiş.
İnsanlar şu dünyada,
Acılarla pişermiş.

Şöyle biraz araştır,
Topla,düzelt, karıştır,
Hayat hep bir yarıştır,
Sabreden kazanırmış.

MEKTUP

Sen gidince öksüz kaldı buralar,
Dostun sözü dostlarını yaralar,
Söndü ocaklarda yanan çıralar,
Anlatamam perişanız çabuk gel.

Bir sorsan ki kimler sele kapıldı,
İyiler de kötülere katıldı.
Yoksullar horlandı,yetim itildi,
Anlatamam perişanız çabuk gel.

Ilgıt ılgıt rüzgâr esmez burada,
Yazacağım çok şeyler var sırada,
Deme sakın,yoklarım ben arada,
Anlatamam perişanız çabuk gel.

PERİŞAN

Kartallar yuvasını, kargalar konmuş,
Şahinler,ovada sinmiş perişan.
Devlerin sırtına cüceler binmiş,
Yiğitler, meydanda kalmış perişan.

Her tarafta çile,geçilmez yastan,
Gönüller kararmış,görülmez pastan,
Haberi yok hiç kimsenin elmastan,
Yiğitler otağı dağlar perişan.

Parası olanlar bağdaşı kurmuş,
Fakirler,Allah’a el açmış durmuş,
Nâmertler,mertleri sırtından vurmuş,
Eğriler çoğalmış,doğru perişan.

Ahir zaman mıdır her yerde hile,
Çekmekle bitmiyor,bu büyük çile,
Âlimi,ârifi düşüyor dile,
Cahiller çok rahat,bilgin perişan.


KİKAT

Dünya,ahretten küçük,
Diri dolu mezarlık.
Ölmeden önce ölmek,
Uzun süren pazarlık.

İhlas,insanın süsü,
İlim,kutlu nazarlık.
Hayat deme o ne ki,
Geçer gider bir anlık.

HAS ŞİİR

Has şiir odur ki;az sözle çok hikmet anlatır,
Okuyana Allah ve Resûlünü hatırlatır.


BUYRUK VAR

Buyruk var;
Her nefis ölümü vaktinde tadacaktır.
Ölmeden önce ölenler;
Ölünce kurtulacaktır.



İLİRİM

İnsanlarım toprak kokar o yerde,
Ellerinde nasır yüklü bilirim.
Bir şeyleri derman olur bin derde,
Her sözleri fikir yüklü bilirim.


GÖZLER

Görülmezi görseydi görmez olurdu gözler,
Ebedî saadet bulur,ölmez olurdu gözler.

SABIR GEREK

Yollar uzun,yollar çetin,
Koşmak için sabır gerek.
Hedeflere gayet metin,
Koşmak için sabır gerek.

Dostumuza umut salıp,
Hakikatte karar kılıp,
Halkımızdan ruhsat alıp,
Koşmak için sabır gerek.

Önce nefsimizi yenip,
İhlas ile yenilenip,
İman,ilim,ahlak deyip,
Koşmak için sabır gerek.

Eğilmeden,kırılmadan,
Hiç kimseye darılmadan,
Hiçbir zaman yorulmadan,
Koşmak için sabır gerek.

ÖĞRETMENİM

Solmaya yüz tutmuş dostluklar bile,
Bereketli toprağında kan buldu.

Çile iplerini ören mazlumlar,
Mesajında,sevinecek an buldu.

Firkatlerle can çekişen âşıklar,
Ümit esen nefesinle can buldu.

Susuzluktan kavrulan şu topraklar,
Yağmurunla,sürekli derman buldu.

Sefer için bekletilen bu erler,
Gür sesinle kutlu bir ferman buldu.

Açtığın yollardan gidince millet,
Yiğitlerle dolu bir harman buldu.

Cehdin ile öldürüldü cehalet,
İnsanlar, en sonunda ümrân buldu.


KALEM VE KILIÇ

Kalem kılıç bir oldu,
Güçlü devlet kuruldu.
Kalem kılıcı kesti,
Bil ki her şey yok oldu.

O GÜN GELECEK

O gün,
Güneş daha bir canlı,
Ay,daha bir kararlı doğacak.
Eritecek buzları güneş,
Cömertçe salacak ışığını ay,
Karanlığa güzellik yağacak.

Her damlası inci gibi yağmurlar,
Gönüllü hicret edecek topraklara.
Bereket çiçek açacak her yerde,
Setler çekilecek yokluklara.

Hiç kimseden korkmadan,çekinmeden,
Dallar vecd ile secdeye varacak.
Güller açacak bahçelerde,
Bülbüller niyaza doyacak.

Güvercinler uçurulacak gökyüzüne,
İsmi bilinmeyen erlerce
Açılacak kafesler,kırılacak zincirler,
Bayramlar yapılacak günlerce.

Adım gibi biliyorum,
O gün mutlaka gelecek.
Yıllarca ağlayanlar,
Asırlarca gülecek.

ÇOCUKLAR

Gözleriniz ışıl ışıl,
Yüreğiniz lekesiz.
Kirlenen şu dünyada,
Sadece sizler kaldınız tertemiz.

Yıldızlar kadar parlak,
Çiçekler kadar narinsiniz.
Yılan dolu yalan dünyada;
Çok şeylerden habersiz,
Yaşar gidersiniz.

Uzak sizlerden yalan,hile,
Onları hiç anmazsınız.
Herkes ateşte yansa mahşerde;
Acır sizlere Rabb’im,
Sizler yanmazsınız.

Sakın bilmeyin,
Görmeyin dünyayı noksansız;
Çözülür sevgi bağlarınız,
Boşa çıkar umutlar,
Ve dayanamaz ağlarsınız.

Çocuklar!
Siz hep böyle kalınız,
Saf ve temiz.
Gökleriniz kararmasın,
Yaşayın hep elemsiz,kedersiz.

itle konağı,bırak sarayı,
Yol bulursan gönüllere giriver.
Dertten,gözyaşından,çileden kurtul,
İmanla,ihlâsla geliver.

Bir şafak vaktinde dağıt sisleri,
Alacaksan hayırdua alıver.
Yüreklere yerleş,kur otağını,
Kalacaksan hep böylece kalıver.

Gerçeklere yönel,ilme sarıl da,
Ufuklara müjdeleri saçıver.
Vakit geç olmadan topla erleri,
Kin mülkünden aşk mülküne geçiver.

İyilik görünce unutma sakın,
Bir almışsan bin ekle de geriver.
Güneşten yüz dönme,korkma zâlimden,
Kötülüğe karşı mertçe duruver.

Güzelliklere açık kapıdan,
Girmek için zincirleri kırıver.
Dünyanın sonu var,insanlar fani,
Ebedî gerçeği artık görüver.

man,gayret,ümitle,
Koştukça koşmak ister.
Düz yolda beklemez hiç,
Dağları aşmak ister.

Karanlık gecelere,
Işıklar salmak ister.
Humuslu topraklarda,
Gül gibi açmak ister.

Hakk’tan inen şerbeti,
Kanarak içmek ister.
Her türlü engelleri,
Yıkarak geçmek ister.

Gül yüklü seherlere,
Vaktinde varmak ister.
Gidip de kapısında,
Ebedî durmak ister.

Geçmişten geleceğe,
Uçup dolaşmak ister.
Saf ve temiz bir yüzle,
O’na ulaşmak ister.

Halis
Niyet.
Ayet
Rahmet.
Batıl
Zahmet.

Zulme
Diyet,
Verme
Diret!
Bitsin
Zillet!

İhlas
Bir at,
Sabrı
Çoğalt,
Kini
Sök at!

Etme
İnat,
Eyle
Taat
Ve ol rahat!


TULUŞ

Her zilleti kendinden,her iyliği Allah’tan,
Nokta nokta kavrayıp bilince kurtuluş var.

Dağ gibi engelleri birer birer aşarak,
İlahi bir çağrıya gelince kurtuluş var.

Anahtarlar yüksekte,bütün sırlar orada,
O sırlara erip de ölünce kurtuluş var.

ARANILAN

Mecnun feryatlarla çöle dalarken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.
Ferhat kayalarda suyu ararken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Âlimler âleme hazla bakarken,
Sular yatağından nazla akarken,
Huzur yuvasından hızla çıkarken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Cemreler düşerken,yağmur yağarken,
Bereket çoğalıp güneş doğarken,
Ay ışığı karanlığı boğarken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Arı bal yaparken,kuşlar uçarken,
Lale,sümbül mis kokular saçarken,
Yunus Emre sırlarını açarken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Karanî secdede seyran ederken,
Mevlâna sabrına hayran ederken,
Hallaç, ölüm ile bayram ederken,
Hep seni aradı,hep seni sordu.

Duygular hep değişir,
Ezanlar okununca.
Huzur büyür,gelişir,
Ezanlar okununca.

Yüzüme bir renk gelir,
Müminlere şevk gelir,
Âleme âhenk gelir,
Ezanlar okununca.

Kalpten sisler koğulur,
Kötülükler boğulur,
Bin ümitle doğulur,
Ezanlar okununca.

Geceyi böler,yarar,
İlaçtır ruha yarar,
Madde mânayı arar,
Ezanlar okununca.

O an kahrolur gurur,
Dünya sallanır durur,
Arayan Hakk’ı bulur,
Ezanlar okununca.

Yarınlara bakıyor.
Taştı rahmet deryası,
Ümitlerle akıyor.

Umman oldu zerreler,
Tüm bentleri yıkıyor,
Yeşerdi bak topraklar,
Hep bereket çıkıyor.

Göğe ulaşan güller,
Güzelliği dokuyor.
İnanç dolu gönüller,
Zulme meydan okuyor.

GÖZLER

Mutluluk çiçek açtı,
Yol oldu huzura gözler.
Cemreler düştü sulara,
Yağmurlar indi diye toprağa;
Öksüz başaklar bile,
Bereket gözler.


BUYURUN

İri güller gibi güzel,
Bahar yağmurları gibi hür,
Güvercin kanatlarında huzurun,
Mutluluğa yelken açtık.
Dizinizde derman,
Elinizde ferman varsa,
Siz de buyurun.

KORKULU BİR DÜŞ

Parsellenen dünyama,
Korkuluklar üşüştü.

Simsiyah saçlarıma
Sütbeyaz karlar düştü.

Dört açılan gözlerim,
İfritlerle görüştü.

Korkudan uçtu rengim,
Akıl,iman gülüştü.

Uyanınca anladım,
Bu korkulu bir düştü.



ADENİZ

Karadeniz,
Niçin çırpınır dersiniz?
Bir tarafı dertten konuşamaz,
Bir tarafı zevkten düşünemez.
Ondandır bilir misiniz?

ANLAYAMADIM

Dün düşümde düş gördüm,
Önümde yokuş gördüm,
Yokuşta bir kuş gördüm,
Anlayamadım gitti.



ÖLÜM

Ölüm emir,ölüm ikaz,ölüm ibret,
Ölümdür müminlere en büyük hicret.


KÖYLÜMÜN HÂLİ

Eller nasır yüklü,kalp lime lime,
Dizinde derman yok,dert küme küme.

Gökler kubbe kubbe,yer damar damar,
Köylümün yarası durmadan kanar.

Düşünür,taşınır,çare bulamaz,
Bin eker toprağa bir tek alamaz.

Tatili de yoktur tam gün işinde,
Talihi hiç gülmez,terslik peşinde.

Bin bulursa dağıtır,bir bulursa yer,
Secdede ağlar,”şükür Allah’a” der.

Köylüm sabırlıdır,isyanı bilmez,
Gelenler hep alır,vermeye gelmez.

Köylümün derdi bir değil çoktur,
Gideri yüz bin olmuş,geliri yoktur.

Tarlası taşlaşmış,suları akmaz,x
Kimseler derdine dönüp de bakmaz.

Eller nasır yüklü,kalp lime lime,
Dizinde derman yok,dert küme küme.

Gökler kubbe kubbe,yer damar damar,
Köylümün yarası durmadan kanar.


AĞLAR

Sevdâ öksüz,sevinç hasta,
Bahar yanar,yaz ağlar.
Güfte dertli,beste hissiz,
Teller kopar,saz ağalar.

KENDİ DÜNYAMIZDA

İki elimizde bir demet çiçek,
Bilmem kaç akşama daha ulaştı.
Gözümüzde damla damla gözyaşı,
Kendi dünyamızda yalnız dolaştık.



MEHMETÇİK

Gece gündüz bekçisisin vatanın,
Düşmanısın vatanıma atanın.
Sen aşılmaz bir setsin karşısında,
Devletime,milletime çatanın.

DEVLET VE İLİM

Devlet gibi nimet olmaz,
İlimsiz hiç devlet durmaz.
Devleti sev,ilme sarıl,
Devletsizi kimse sormaz.,

ırık kanadı aklın,
Fikir yok,duygu köse.

Huzursuz oldu huzur,
Para tutmuyor kese.

Gerçeğin yükü ağır,
Köleleşmiş nefise.

Gerçek görünmez oldu,
Takıldı kaldı sise.

Dostluklar mecaz oldu,
Tilki girdi kümese.

Çöle döndü gönüller,
Göz değdi her hevese

ğlamak,
Gözyaşlarına doyuncaya,
Sular yatağından taşıncaya kadar.
Ağlamak,
Güller mis kokular saçıncaya,
Çocuklar mutluluktan uçuncaya kadar.
Ağlamak,
Yürek kafesinde hür oluncaya,
Sevda hıncını alıncaya kadar.
Ağlamak,ağlamak geliyor içimden,
Kötülük dünyadan kaçıncaya,
Btün çiçekler açıncaya kadar.

HAYATIMIZ

Aydınlığı kalmadı gündüzün,
Işık esir kaldı geceye.
Her tarafta hile,
Her tarafta çile,
Benzedi hayatımız
Çözülmez bir bilmeceye.

KİMSESİZLİK

Alnımda
Su gibi ter
Yüreğimde bir ıssızlık
Yürüyorum caddelerde
Bitiriyor beni kimsesizlik.



SABIR

Sabır,müjdeli emir,
Sabır,kutlu bir niyaz.

Sabır,derdin dermanı,
Sabır,kış içinde yaz.

Sabır,zahmete rahmet,
Sabır,Allah’tan vaaz.

Sabır,sabır,hep sabır,
Ne kadar sabretsek az.

BENİM GÖNLÜM

Ne kartaldır,
Ne kelebek.
Ne bir çöldür,
Ne de deniz.
Benim gönlüm bir dolunay,
Yaşar gider kimsesiz.


ARADAKİ FARK

Âlim bekler,ârif yürür,
Arasında fark yok mudur
Âlim bakar,ârif görür,
Arasında fark yok mudur

Âlim okur,ârif anlar,
Âlim akar,ârif çağlar,
Âlim susar,ârif ağlar,
Arasında fark yok mudur

Âlim yüzer,ârif dalar,
Âlim bulur,ârif arar,
Âlim tutar,ârif salar,
Arasında fark yok mudur

Âlim şaşar,arif koşar,
Âlim düşer,ârif coşar,
Âlim ölür,ârif yaşar,
Arasında fark yok mudur


ADIN

Şekilden kaç,öze dal,
Hak yolda yarışta ol.
Dünya fani unutma,
Ölümle barışta ol.

Çok oku,çokça düşün,
Hep hayırlı işte ol.
Olsun da huyun güzel,
Hayallerde düşte ol.

Çilelerden gıda al,
Sabırla bir yaşta ol.
Peygamber “Ana” dedi,
Ana ol da başta ol.


O’NA İŞARETLER VAR

Şekillerde desende,
O’na işaretler var.
Fikirlerde,lisanda,
O’na işaretler var.

Dağda,taşta,toprakta,
Dalda,gülde,yaprakta,
Çölde,gölde,ırmakta,
O’na işaretler var.

Varlıkta ve yoklukta,
Açlıkta ve toklukta,
Teklikte ve çoklukta,
O’na işaretler var.

Bilsen de bilmesen de,
Görsen de görmesen de,
Var veya yok desen de,
O’na işaretler var.

HERKES BİLSİN

Umutlarımız avuçlarımızda saklıdır,
Ak günlere uçmak için durur tetikte.
Sevinçlerimiz telli duvaklıdır,
Sabırla çiçeklenir en yüksekte.

Kötülüğü hapsettik en dipsiz kuyulara,
Nefrete yer yok diye kalbimizde.
Sözümüz var en akça kuğulara,
En güzel türküler bestelenecek yüreğimizde.



Yokuşlarda yorulmuyor,
Tepelerden sevinçle iniyor sular.
Bağlanmıyor yollar önünde âşıkların,
Kalemler,aydınlık kelimeler yazıyor.

Açıldı bahtı güllerin,
Çocuklar unuttu umutsuzluğu.
Yıkıldı saltanatı mutsuzluğun.
Her çiçekten bal alıyor bin arı,
Bülbüller türküsünü tutturdu sonsuzluğun.

GÜNDEN GÜNE

Toprak ana toparlıyor tohumu,
Doludizgin dolaşıyor atlılar.
Yağmurları bağlayanlar yok artık,
Yangın yüreklere ulaşıyor sular.

Kuşanmış kanatlarını kuşlar,
Karalarda serinlik var,denizlerde sükûnet.
Önümüzde eğiliyor yokuşlar,
Her tarafta çoğalıyor bereket.


İRGÜN

Sabah olur,güneş doğar,
Hakikat zulmeti boğar,
Başaklar göklere değer,
Bereket boy atar birgün.

Dolar vade boru çalar,
Sular bendini parçalar,
Diken kurur,güller açar,
Gam,kasavet biter birgün.

Bir güzel dolar testimiz,
Umutla güler neslimiz,
Bin düşmana bir dostumuz,
Tek başına yeter birgün.

Tipiler korkudan diner,
Ateşler rahmetle söner,
Böyle gitmez devran döner,
Huzur göğü tutar birgün.

BAHAR GELDİ

Bahar geldi;
Uçuşuyor pervasızca kuşlar,
Kuzular meleşiyor.
Yeşillendi çayırlar,
Çocuklar güreşiyor.


BİZ

Bıkmadık acılardan,usanmadık çileden,
Yitirdiğimiz sevinci,kederde bulduk biz.

Gülistanda gülerek yaşamadık hayatı,
Dünyanın çeşmesinden dertlerini dolduk biz.

Mazlum için eridik,zayıflara koştuk hep,
Öksüzlerin ,yetimin duasını aldık biz.

Ayrılmadık helalden,göz kırpmadık harama,
Terketmedik dostları,yuvamızda kaldık biz.

İstemedik balını,hep nârını aradık,
Ham iken pişenlerden,yananlardan olduk biz.

Dalmadık sularına yabanın göllerinin,
Güller gülsün diyerek,dikenleri yolduk biz.

Korkmadık zalimlerden,meydanlardan kaçmadık,
Günde bin kez ölerek,ölümden kurtulduk biz.

YILLARCA

Yüreğinden taşan duygu selini,
Ak kağıda yazdı durdu yıllarca.
Derdinden etmeden kimseye sitem,
Düşe kalka gezdi durdu yıllarca.

Bahtının karışık kördüğümünü,
Gece gündüz çözdü durdu yıllarca.
Hasret denizinde güzel günleri ,
Görmek için yüzdü durdu yıllarca.

Güler mi talihi ona bilemem,
Ufukları süzdü durdu yıllarca.
Aşkla,sabırla huzur tespihini,
Umutlarla düzdü durdu yıllarca.


HELE SABRET

Hele sabret,
Zamanı gelince;
İner rahmet
Biter hasret,
Biter zulmet,

MUTLA

Her sabah doğarken ufuktan güneş,
Gönül coşar,dil konuşur umutla.

Bereket çoğalınca dualarla,
Gönül coşar,göl konuşur umutla.

Yağmurlar yağıp da sular akınca,
Gönül coşar,gül konuşur umutla.

Sıladan gurbete gelince mektup,
Gönül coşar,tel konuşur umutla

Zaman hep huzurlu geçtiği zaman,
Gönül coşar,yıl konuşur umutla.

Dostlarımız el edince uzaktan,
Gönül coşar,yol konuşur umutla.



R SABAH GÜNEŞİYLE

Yok günümde yokladım,
Yokuşu sökmek için.
Aktım,aktım duruldum,
İçimi dökmek için.

Uğraştım ufuklara,
Bir fidan dikmek için.
Bastırmadan karakış,
Ümitler ekmek için.

Dolunayla dolandım,
Huzuru bulmak için.
Bulup da yüreklerde,
Bir ateş yakmak için.

“Yol ver” dedim dağlara,
Öteye bakmak için.
Bir sabah güneşiyle,
Bahara akmak için.

ölgesiz yüzlerinizde nur,
Güzel gözlerinizde temiz dünyalar var.
Bal çocuklar!
Gül çocuklar!
Sizler güneşisiniz evlerin,
Gündüzlerinizde huzur,
ecelerinizde tatlı rüyalar var.

BEN DE SEVİYORUM

Sevmek günah değil ya,
Bern de seviyorum.
İyi duysun insanlar,
İşte söylüyorum;
Vatanı,
Milleti,
Haysiyeti,
Hürriyeti
Ahlak ve adaleti
Çok,çok seviyorum.
- ERKEK

Kadın vefakâr olmalı,
Erkek,fedakâr...
Kadına ar yakışır,
Erkeğe vakar.


SİZİ GÖRÜNCE

Sizi görünce;
Eriyor yüreğimdeki buzlar,
Yüzümde çiçekler açıyor birden.
Zamanı süzüp içtiğim
Ilık yaz akşamlarını hatırlıyorum,
Kehribar tanesi gözlerinizden.


GÖNLÜM

Irmak gibi şu gönlüm,
Akar,akar durulur.
Kimseye gücü yetmez,
Meyvesine kırılır.

Bir incecik daldır o,
Talihine darılır.
Aydınlığa göz kırpar,
Umutlara sarılır.

Bülbül gibi gururla,
Bahçelere kurulur.

Firkate niçin baksın,
Vuslat için yorulur.


BİR İNSAN Kİ

Parasız kalmamıştır,
Bulunur altında arabası,
Denizde yatı,
Sahilde katı...
Bir yürek taşır ki
En pahalı elbiseler içinde,
Taştan da katı.



HABERİNİZ OLSUN

Yorgun gözlerimde büyüdü zaman,
Deli sular gibi aktı içime yokluk.
En yüksek tepelerde düğümlendi umutlar,
Yüreğimde ince ağrılar artık


GÜZEL

Değişenle değişmeden,
Kötülüğe bulaşmadan,
O’nsuz hiç dolaşmadan;
Yaşamak güzel,
Dolaşmak güzel,,
O’na ulaşmak güzel.


NASIL OLSA...

Nasıl olsa bitecek,
Bu çileler,bu arayış.
Yeni baştan yıkanacak mevsimler,
İlkbaharda başlayacak uyanış.

Ne nefretler kalacak,
Ne şüpheler,ne acılar...
Gül yüzlüler güldürecek canları,
Son bulacak sancılar.

Nasıl olsa bitecek,
Bu çileler,bu arayış.
Yeni baştan yıkanacak mevsimler,
İlkbaharda başlayacak uyanış.

HEP O‘NU GÖRÜRSÜN

Aya bak,güneşe bak,
Sonra dön, güzel bir göze bak;
Hep O’nu görürsün.

Dağa bak,denize bak,
Sonra dön,ışıklı bir yüze bak;
Hep O’nu görürsün.

Irmağa bak,göle bak,
Sonra dön,yeni açmış bir güle bak;
Hep O’nu görürsün.
ıyı dikeni zaten sevmem ben,
Zamansız açıveren güle üzülürüm.
Bir zamanlar alev alev yanarken,
Gün gün narı sönen küle üzülürüm.

Emeği çalınan, hakkı yenilen,
Nasır olmuş ele üzülürüm.
Boş bir sevda için bitip tükenen,
Acıyla kavrulan dile üzülürüm.

Şırıl şırıl akıp gitmek dururken,
Deli dolu akan sele üzülürüm.
Gönülden söylemek beklerken onu,
Sazda sessiz kalan tele üzülürüm.

Sele gitse ortalık hiç üzülmem de,
Suları çekilen göle üzülürüm.
Bilmem kaç kervanı bulduğu halde,
Mecnunu kaybeden çöle üzülürüm.

Gerçek seslenirken,bilgi çağırırken,
Sonu cehle çıkan yola üzülürüm.
Bir defa kurmayan,bin defa yıkan,
Umutlar tüketen yıla üzülürüm.

amları taşırken sabahlara,
Çocuklar gördüm köşe başlarında ,
Umutları gözlerinden oyulmuş.
Çocuklar gördüm;
Ne dertleri bilinmiş,
Ne sesleri duyulmuş.

Delik deşik elbiseler,
Göğe doğru asılmış saçlar.
Çocuklar gördüm;
İlgiye,
Sevgiye,
Gülmeye açlar.

Onlar, bizim çocuklarımız;
Kimi altlarında yaşayan,
Kimisi kaldırımlarda büyüyen,
Ekmeksiz,
Aşsız,
Susuz.
Onlar, bizim çocuklarımız,
Doğdukları günden beri uykusuz.

KUŞLAR AĞLAYARAK BAKAR

Aç denizler tokatlıyor sahili,
Dokunsan ağlayacak ağaçlar.
Çöllerde yangın var,göllerde kıtlık,
Çocukların başında ağardı saçlar.

Gölgeler tutmuş güneşin boğazını,
Işıklar bütün gün cansız yatar.
Omuzları taşımıyor ayaklar.
Nabızlar duracak gibi atar.

Dağların dalları yere yıkılmış,
Sular değil,taş akar ırmaklara.
Yarasalar yargılıyor geceyi,
ATLARINI ÇALDILAR KÖYÜMÜZÜN

Atlarını çaldılar köyümüzün,
O atlar ki toprakları sökmüyor artık.
Her öğle üzeri üstümüze ağan bulutlar,
Gözyaşlarını dökmüyor artık.

Her dalda çiçek açtı bin telaş,
Hüzzam ve hicazkâr karıştı birbirine.
Geceler kasvetiyle gelir de her akşam,
Gündüzler, bereketini ekmiyor artık.

Atlarını çaldılar köyümüzün,
Nal sesinden öksüz kaldı yaylalar.
Solmaya yüz tuttu dünkü çiçekler,
Bu ağır yükü çekmiyor artık.

Hep görür de gelmez gönül.

Her görene güller atar,
Bize bir kez gülmez gönül.

Cefayı yükler canlara,
Vefa nedir bilmez gönül.

Gözümüzden söker yaşı,
Bir defa da silmez gönül.

Değersize servet verir,
Som altından almaz gönül.

Issız dağda mekan tutar,
Saraylarda kalmaz gönül.

Irmak olup gölümüze,
Çağıl çağıl akmaz gönül.

Bin ümitle el ederiz,
Hep görür de gelmez gönül.

Her görene güller atar,
Bize bir kez gülmez gönül.




HÂLİMİZ

Başımıza kar yağar,
Kalbimize ateş...
Burada biz ağlarız,
Orada kardeş.

BİTİRDİM

Ümit ürkek,yürek yangın,
Baharda bağlar yitirdim
Bir asırlık sermayeyi,
Birkaç günde bitirdim.
İR ŞEHİR Kİ

Camiler, bodrumlara mahkûm,
Kötülük, bütün caddelerde hür.
Kadınlar, sokaklara taşınmış,
Çocuklar,evlerde mamasız büyür.

Ezanlar, yavaş yavaş okunur,
Rahatsız olmasın diye beyler.
Bir şehir ki
Mezarlıklarda bile yer yok garibe.
Suyu sarhoş akar,

ŞAŞIRDIM GİTTİ

Şiir
Davetsiz bir misafirdir
Açsam ağırlayamam
Açmasam olmaz.

Şiir
Bir nazlı peridir
El eder durur uzaklardan
Gitsem söz olur
Gitmesem olmaz.

Çağırırsın Kaf Dağı’nın ötesinden,
Yollar uzak gelemem ki...

“Anla beni, duy derdimi bil!” dersin,
Söylemezsem bilemem ki...

“Ara sıra unut beni gül “ dersin,
Sen ağlarken gülemem ki...

Gönül gözümü açıp iyice,
Bir daha baktım garip vatana.
Oturdum da yana yana ağladım;
Altında yatan dirileri,
Üstünde gezen ölüleri görünce.

GEL DE ARTIK

Asırlardır bekliyoruz,
Gel de artık bu yerler de şenlensin.
Dağılsın göklerden kara bulutlar,
Güneşinle toprağımız dinlensin.
Zâlimlerin elinde,
Kaldım diye ağlama,
Akıtıp da gözyaşını,
Yüreğini dağlama.

Kara gündür tez geçer,
Bunu unutma sakın.
Sana zulmedenlerin,
Kahrolması çok yakın.

Bir gün bilinir gerçek,
Gülersin gül yüzünle.
Sana kalkan o eller,
Kırılır gündüzünle.

KIL ALMAZ BİR KIŞIN ORTASINDA...

Susturuldu yağmurlar,
Kuruttular denizlerimizi zamansız.
Bir vefasız boşluğa boşalttılar içimizi.
Bilmem kaç yıl sürecek bir dikenli yolun,
Akıl almaz bir kışın ortasında
Bıraktılar bizi.


durdu şahin tarafından 7/6/2008 5:33:56 PM zamanında düzenlenmiştir.

durdu şahin tarafından 7/6/2008 5:35:08 PM zamanında düzenlenmiştir.
DurdxuŞahinx
DurdxuŞahinx, @durduahin
6.7.2008 16:50:15
Şairin iyisi şairi yasaklamaz,
Azıcık eleştireni hemen oklamaz,
Burnu koku alır fakat pislik koklamaz,
Bunları da bilmek, bilmek lazım kardeşim!..
Makberî  - Ahmet Akkoyun
Makberî - Ahmet Akkoyun, @makber-ahmetakkoyun
5.7.2008 19:32:24
Bahtın açık olsun daim
Dünya Ahret lütfe Naim
Şiirlerin hakka kaim
Bildik bağladık be ustam.

eyvallah değerli gönül dostum sizler gibi gönül dostları olması bize iftihardır bütün gönül dostlarıma selam ve saygılar yüreğine sağlık
OZANMERDAN
OZANMERDAN, @ozanmerdan
5.7.2008 09:19:45
Bahtın açık olsun daim
Dünya Ahret lütfe Naim
Şiirlerin hakka kaim
Bildik bağladık be ustam.
güzel dizeler okudum gönül sayfanızdan daim olun efendim sevgiyle kalın bir ömür
sairorhan
sairorhan, @sairorhan
4.7.2008 21:12:33
Tebrikler üstadım dizelerinizi kutlarım yürekten ...
Dostluk bu işte, sağlıcakla kalın selamlar ...
ayse_
ayse_, @ayse-
4.7.2008 19:51:02
Yüreğinize sağlık, bir dosta yazılacak en güzel satırlar ancak böyle dile getirilebilir.
Şair dostumuz; yanında böyle gönül dostlarının olduğunu görünce döner inşallah.
Tüm ayrılıkların son bulması dileğiyle..
DurdxuŞahinx
DurdxuŞahinx, @durduahin
4.7.2008 18:53:55
Sayın Çetiner Bey,

Aşağıdaki ;

"Makberî ustanın bir şiirini biraz ölçüsüz eleştirdiğim için ( belki de ona öyle gelmiştir) bendenizi sayfasına yasaklamıştı; fakat şiirlerini zevkle okuyordum.

Eğer siteyi terketiyse, yahut şiir yazmayı bıraktıysa, yazık oldu, yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kaleme...

Kim bilir belki de yeniden yazmaya başlar ve yeniden tatlı sert polemikler gerçekleştiririz kendileriyle...

Üzüldüm gerçek anlamda; çünkü noksanlarına rağmen şiiri bilen ustalar o kadar da çok değil.

İster karşı isterse aynı safta olsun, gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabına ( yeri ve yönü neresi olursa olsun) saygılar..." şeklinde dillendirdiğim satırlarımı dikkatlice okursanız;

1) Makberî ustanın şiirlerini ölçüsüz eleştirdiğimi,

2) Şiirlerini her şeye rağmen zevkle okuduğumu,

3) Kendisine "yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kalem" dediğimi,

4) Noksanlarına rağmen( ki benim de noksanlarım var, sizin de vardır, bir başka şairin de noksanalrı vardır) şiiri bilen bir usta diye vasıflandırdığımı,

5) Bendenize sayfasını yasaklamasına rağmen gidişine üzüldüğümü,

6) İma yoluyla yeniden yazmasının iyi olacağını söylediğimi,

7) "gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabı" içerisinde dolaylı olarak onu da " gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen" biri olarak gördüğümü anlarsınız.

Kardeşim siz yazılanları nasıl okuyor, ne biçim anlıyorsunuz ? İnanın anlayamıyorum bir türlü...

Neden beni anlamamakta direniyorsunuz.

Bizim törelerimizde gidene "gülegüle", gelene "hoşgeldin" anlayışı vardır.

Buradaki "gülegüle"yi "eğer gitmekte kesin kararlıysa, gülegüle gitsin" anlamında kullanıyorum.

Sizin anlayacağınız şekilde açık ve net yeniden yazayım ki, Makberî gibi hakikaten usta bir şairin, tartışmaktan zevk aldığım bir şairin, şiirin çilesini çeken bir şairin gidişatına sevinen biri gibi algılanmayım.

Bana göre Makberî usta:

1) Şiirlerini zevkle okunan biriydi. (Bendenize sayfasını yasaklasa bile bu böyle...)

2) Şiiri yahut siteyi gerçekten bıraktıysa yazık oldu.

3)Yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kalemdi.

4) Tatlı sert polemikler gerçekleştirdiğim biriydi.

5) Gerçek anlamda üzüldüm...

6) Şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen bir kalem erbabıydı.

Yetere mi bu kadar Sayın Çetiner?

Siz olsanız, size sayfasını yasaklayan bir şair hakkında bu kadar güzel sözler yazabilir miydiniz?

Yine de size de saygılar efendim...

Hoşça ve dostça kalınız...





durdu şahin tarafından 7/6/2008 12:01:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
(Mustafa Çetiner)
(Mustafa Çetiner), @mustafa-cetiner
4.7.2008 18:07:46
Şiir çok güzel sizi kutlarım..Ama Durdu beyin yorumu çok hoşuma gitmedi ..Bunu da belirtmek istedim...
Giden birinin arkasından konuşulmaz...Üstelik bu dostumuz kendini biraz fazla otorite görüyor.....Biraz mütevazi olsa sevineceğim...
Burada gerçekten şair diyebileceğimiz bir kaç isim varsa bunların başında Makberî Ahmet Ersoy dostumuz gelir.....Selam ve Saygımla...
DurdxuŞahinx
DurdxuŞahinx, @durduahin
4.7.2008 17:13:14
Makberî ustanın bir şiirini biraz ölçüsüz eleştirdiğim için ( belki de ona öyle gelmiştir) bendenizi sayfasına yasaklamıştı; fakat şiirlerini zevkle okuyordum.

Eğer siteyi terketiyse, yahut şiir yazmayı bıraktıysa, yazık oldu, yetnekli ve yahşi şiirler yazan velût bir kaleme...

Kim bilir belki de yeniden yazmaya başlar ve yeniden tatlı sert polemikler gerçekleştiririz kendileriyle...

Üzüldüm gerçek anlamda; çünkü noksanlarına rağmen şiiri bilen ustalar o kadar da çok değil.

İster karşı isterse aynı safta olsun, gerçek anlamda şiiri bilen ve şiirin çilesini çeken, şiirimizi ve şiiri hakikaten önemseyen her kalem erbabına ( yeri ve yönü neresi olursa olsun) saygılar...






durdu şahin tarafından 7/4/2008 5:15:09 PM zamanında düzenlenmiştir.
varol
varol, @varol
4.7.2008 17:03:02
Gönül dostlarının ayrılığı çok ağır oluyor değerli dost...
yüreğinize sağlık, duygularımıza tercüman olmuş şiiriniz...
Yürekten kutluyorum; Makberi ustamızın çok kısa zamanda yine aramıza dönmesi dileklerimle
selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum...
deryaxderya
deryaxderya, @deryaxderya
4.7.2008 16:55:48

Ben de merak ettim, değerli Üstad görünmüyor sitede muhteşem şiirleriyle bu aralar. Onsuz öksüz kaldı sitemiz. İnşaAllah tez dönmesi dileklerimle.
Şiiriniz güzeldi.
Selamlarımla.
ferhan
ferhan, @ferhan
4.7.2008 16:44:23
Yüreğinize sağlık,güzel bir şiir okudum,saygılarımla..
Niyazi Tuncer
Niyazi Tuncer, @niyazituncer
4.7.2008 16:38:33
imzamı atıyorum , böyle değerlerin yokluğu nedense gidince dahada iyi farkediliyor , makberiz sitenin direği çöktü sanki , ama gelecektir mutlaka o dostlarını bırakmaz ...eksik olma dost
romantik63
romantik63, @romantik63
4.7.2008 16:31:47
ne güzel şiir üstadım yüreğinize ve gönlünüze sağlık

nice dostluklara efendim
saygılar
selametle
Bilgece tülay bilgin
Bilgece tülay bilgin, @bilgecetulaybilgin
4.7.2008 16:14:35
***MABERÎ’ye MAKBERÎ’ce***




Beş ay oldu tanışalı
Dostluk sağladık be ustam
Üstümüze örtme şalı
Korda dağladık be ustam.

Hakların var üstümüzde
Mayan daim sütümüzde
Neden niçin küstünüz de
Kandil ağladık be ustam…

Dönüşünüz çabuk olsun
Sevmeyenler saçın yolsun
Kızıl elmaya bir kolsun
Senle çağladık be ustam.

Bahtın açık olsun daim
Dünya Ahret lütfe Naim
Şiirlerin hakka kaim
Bildik bağladık be ustam.



…Salih yıldız…03.07.2008

.......................

Çok güzeldi

seslenen yüreğe sonsuz< saygımla

tüm şair yürekli dostlara selam olsun

:( kıskandım

şaka bir tarafa ben böyle güzel yürekli dostları tanıkmaktan mesudum sonsuz saygılar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL