Sevgi üstüne yazılmış her dize sensin
Leylayı mecnuna yakıştıran da sensin
Ferhat’a dağları deldiren yine sensin
Sana şiir yazsam dizeleri altından
Gözlerini işlesem yazdığım her satırına
Harflerini gül yağından düşersem satıra
Senin bakışlarını değil, yüreğimin sesini
Dörtlüklere hece hece sevdaya

Gözyaşlarım yön verse düşlerime
Düşlerim yanarken hasret denen ateşe
Her satırında yüreğinin resmi olan sözler
Yokluğunda değil yanımdayken bile özler
Almasan da sana tek taş elmas yüzükler
Hasret ateşinin kömür ettiği yürekten
Sana bir şiir yazsam, inanaraktan özümden

Ne Leonardo Vincinin pahalı portresi, ne beşi bir yerde
Aramızdaki dağlar kekik kokar, denizler yosun tutar
Düşümdeki sevgini sana taşırken ak kanatlı martılar
Yıllar öncesinden kabuk bağlamış duygular
Zemzem suyunda yıkanmış sensiz uykular
Bir kenara edilip her hecesi yakuttan dizeler
Sana bir şiir yazsan yürek hasret ateşinden kor
Korları kalem eyleyip hasretine yanarken ellerim
Sana bir şiir yazsam, yeğler misin Karun hazinelerine

Pembe zarflara sarılmış, gül kokularına karılmış
Sevgin her nefesine sarılmış düşlerle hüzünle
Kan rengine dönmüş ayrılık ağlamasından gözlerle
Aramızda düşlere rağmen seni anlatacak dizeleri
Versem rüzgârın kanatlarına sevdiğim
Sevginin anlatıldığı, onurlandırıldığı bu günde
Sana bir mektup gibi şiir yazsam
Yükselterek dünyanın harikaları arasına
Sarılır mısın seven düşlerime, sarmaşık gül misali

Seni düşlerken yazılmış sevda kavruğu bu satırları
Şiir kabul edip duygularını ona bağlar mısın?
Her hecesini okurken titreyen yüreğine sus demeden
Günün hediyesi kabul edip bir yazma içinde
Son nefesine kadar saklar mısın?

İ.TÜRKMEN