2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
716
Okunma
bu işte bir eksik var biliyorum
zehranın küçük oğlu da çorapsız büyüyor
bazen yalınayak çeşme başlarında
kadınlar hep aynı köşe başında
bilmem hala neyi çekiştiriyor
güneşten sonra evlere yolum düşüyor
gelinler hep aynı korkuyla tedirgin
bu işte bir eksik var biliyorum
evler sokaklar gülüşler hep aynı
ninemin ayakları aynı dertten sızlıyor
ölenlerin ardından hep aynı feryatlar
kalanlar yüzünü hep kıbleye dönüyor
kış geldi mi kahveler sobaya sarınıp
demliklerde aynı muhabbet demleniyor
zeynep evde sobaya odun kırıyor
bu işte bir eksik var biliyorum
gençler loş ışıklarında sokakların
sigaranın dumanını aynı göğe savuruyor
bitmiş çapkınlıkların kirli saçları
ay ışığı hafif soğumaya meyilli
sigaranın külü ağzımızdan yere düşüyor
hatice onyedisinde ikinciye gebe
çocuklar bir çanta dolusu kitapla
aynı çamurlu yoldan okula gidiyor
okullarda alfabeyle başlıyorum
diplomalar duvara çerçevelenmiş
bir karış suratımla nemrut gibiyim
dayım gibi hep aynı yere türüyorum
bu işte bir eksik var biliyorum
tutulmaz çetelesi gelenin gidenin
hep aynı fasıllar hep aynı sazlar
hep aynı nutukla doldu kulaklar
neyleyim bal teknesinde ayaklar
alışmadık başta şapka durmuyor
yine silahımı kuşandım dağlara çıkıyorum
milyonlarca aç milyonlarca işsiz peşimde
bu işte bir eksik var biliyorum
pusulalar ellerde geri dönüyor
hesaplar kalıyor kıyamet gününe
ben besledim ben büyüttüm adım yok
sen bilirsin Allahım sana havale
çıkmamış bıyığımdan başlıyor ihanet
her yolda bir adımım havada kalıyor
gönlümce bitmiyor ne yapsam nafile
bir yerlerde kundakta ölüyorum
kenetli dişlerimden kan tükürüyorum
gözlerimi kapayıp o ilk düşlere
fırtınayla sağanak sağanak dökülüyorum
bu işte bir eksik var biliyorum
bu işte bir eksik var
bu işte bir eksik
bu işte
bu
08-09/08/1994 kırca-acıpayam