//




rengi
rengine
karnavalken düşler
caddeler boyu yaşamak olur hevesimiz
dengi dengine öylesine, ölesiye sambayken esimiz
yoksulluk olur arka sokaklarda kirden büyüyen nefesimiz
ve olmayacak bir sağanağa şemsiye tutarken kırışık gölgelerimiz
akıl darlığımızın fikir yoksunluğuna tsunamileşir cennet giymişliğimiz

.

dili,
dini,
ırkı,
rengi,
mezhebi değişse de
kör olası keskin bir cennete
sürrealist bir aksanla dokunuştur teslimiyet
ve kirpiğindeki çöl kadar tuz, güneş kadar susuzluktur masumiyet

.
…
.

önün,
arkan,
sağın,
solun cinnetine arafken
kırılgan bir tuvale resmedebilir misin
şeytana yıkatıp astırdığın en üryan sabahını,
ateşli rahminden ölü sabiler doğuran anaçlığını,
ipeksi bir çarmıha gerdiğin kınasız, kanatsız kozalığını

.

önün
arkan,
sağın,
solun kızılca kıyametken,
çokluğun yokluğuna lavdan nehirken,
ruhunun eriyen şizofrenik katmanlarında
tüyü bitmemiş bir tuvale resmedebilir misin
kuzguni bir düşe çisil çisil lapalayan kınalı kar olmayı

.
…
.

bazen,
asidi kaçmakta olan hayallerimize devrimsel gri baloncuklar oluruz

bazen de ,
soğumuş bir çayın ağız tatsızlığında soluksuz tecavüze uğrar dururuz…



//




ilhanaşıcıocakikibinyirmi