1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
657
Okunma
Yarın sabah anam erkenden kalkacak
Orta mahallenin ortasında fırın yakacak
Birkaç kete, üç tahta ekmek, bir tahta cat…
Dedim, ana ne olur biraz da yapsan pat
Yapamam evladım, bilmez misin işim çok
Hem gözün mü kör, ambarda mısır da yok
Yarın gide gele fırının yolları aşınacak
Namazdan sonra iki kucak odun taşınacak
Fazim eminin ambar işi birkaç gün daha sürecek
Yağmur yağmazsa eğer babam çatıyı da kuracak
Bir kuzuya anlaşmışlar, kuzu sütten kesilince
Sanırım güze doğru güneş günden eksilince
Bana, sen gelme, dedi. Fazim emin kızıyor
Dün söyledi, senin yaramaz çatıları eziyor
Kim görmüş vallahi de billahi de yalan
Ben nasıl çıkayım çatıya, baba bari sen inan!
Sus, yemin etme çarpılırsın boş yere
Gözüyle görmüş adam zıplamışsın kaç kere
Gördün mü akşam akşam düştüm kendi derdime
Oradan ekmek çıkmaz, iş bulmam lazım kendime
Koca bir gün, boş avare dolaşmakla akşam olmaz
Derenin önüne taş dizsem bir haftaya su dolmaz
Babamın parçaladığı arabayı yeniden tamir etsem
Tası tarağı toplayıp kuşluk vakti ormana mı gitsem
Derenin kıyısından geçer, çifte pınarda su içerim
Kök, dal, kütük, çalı-çırpı kuruyu yaştan seçerim
Güneş çamlardan sızar, kozalaklar koç koyun
Bana göre iş mi yok, alın size bir oyun…
Dedemin sesine eşlik etti, tahtaya vurduğu sopası
Bacadan sesi indi, sen daha uyumadın mı eşek sıpası
Dedem birkaç gündür gemileri tamamen yakmış
Gözlüğün camını kırdım diye kafayı bana takmış
Ne olmuş yani camdan mercek yaptıysam
Güneşi küçülterek bir de ateş yaktıysam
Neymiş efendim bu yaşta olmuş tepegöz
Böyle torun mu olurmuş, hem de özbeöz
Kabahatler sayılmadan
Anam düşüp bayılmadan
Çektim yorganı başıma
Bir kuş girdi düşüme
Kafdağı’ndan aşırdı
Sonra yolu şaşırdı
Kışkışladım kuş gitti
Bu masal burda bitti.
5.0
100% (2)