1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
623
Okunma

Zılgıtlar kuşandı,
gökyüzünün sonsuz yaşını
Yine hasretin gelip dayandı
Sol yanıma
hangi gecede Yiğittir ışık,
gözlerinden öpe öpe kaldırır ayağa umudu
Ateşin mevsimi soğuk,
külün siyahı savruk
Yanık dört bir tarafı bu hain özlemin
Bıçak gibi kesecek umudu yokluğun..
Hani gelecektin bir gün
Gök yüzünün umut kokan maviliğinde
Gün doğumu gibi girecektin içeri
Hani çocuklar,
bir daha ağlamayacaktı
Dağkapının varoşlarında
Umutları yarım kalmışlara
Baharlar ekecektin yıldızlar yalınlığında
Şiir tadında mısra mısra
Munzurlarda.
Ağır geliyor hasretin bu yüreğe
Küle dönmek için
isyana dönüyor yüzüm
yüzümden çekip aldıkları o gülüşüde
soldurduktan sonra
yaramın kabuğunun altında
geceyi terk edip gitme saatidir
bilmeni istediğim
tek şey hasretin
acığa çıkmaz en uysal acılar
Tuz basıyorum kabuk tutmaz yaralarıma...!
5.0
100% (3)