Nerede kesişmekte, bilinmez sevda yolu, Ecrine gül serpilir, yanan gönül de olsa. Zehriyle rüya gibi, gecesiyle dopdolu, Anlaşılmaz düş olur, kayacak yıldız olsa. Hayatın her adımı, yeşerten bir gül olur, Açacak durmaz elbet, çöldeki serap olsa. Terk edip bıraksa da, akılda umut olur, Şahikasında sevda, yere düşüyor olsa.
Aslına rücu eder, bir aşkın öz benliği, Hayatın temelinde, vuslatsız bile olsa. İnanmadan giyilen, ayrılık gelinliği, Nedenleri sorulur, günahda sevap olsa.
Ezelin ebedini, birlikte görmek gerek. Resimdeki renkleri, çizecek diken olsa. Onursa aşkın özü, ruhunu tutmak gerek, Lalezar diyarların, hicranları da olsa.
Gönüldür bu dinlemez, şafaksız sabahlarda, Ekilmiş yıldız olur, geceleri de olsa. Nereye gidilse de, yürünecek yollarda, Çekilecek karanlık, sırat köprüsü olsa.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
insanlık yüzyıllardan beri bu bilmeceyi çözemedi. kesişme noktasını tesadüf dediğimiz anlık hislere dayandırıp kalplerde hisler ortak olursa adını kesişme noktası,dolaysıyla sevda koyduk ismini,kesişme noktası belkide ebedi hayattır kim bilebilirki...şair bu ilk mısrada genel anlamda şiirde ana temayı işlerken bir yandanda asırlardır cevap bulunamayan bu soru üzerinde okuyucuyu düşünmeye davet etmiştir.
Ecrine gül serpilir, yanan gönül de olsa.
sevda hasretle yanıp tutuşursa,gerçek manada sevdaya inanılmışsa bütün çıkmazlardan,en acımasız hallerden kurtulup feraha ulaşacaktır yani gül bahçesine dönecektir. bu tıpkı Hz. İBRAHİM in atıldığı ateşin gül bahçesine dönmesi gibidir. bu anlamda umutlar ve inanclar yitirilmemelidir. ve şair sonuçta sevdanın mükafatını bu mısrada müjdelemektedir,bunun habercisidir..
Zehriyle rüya gibi, gecesiyle dopdolu, Anlaşılmaz düş olur, kayacak yıldız olsa.
herşeye rağmen acı tatlı hatıralarıyla bu güzel duygular eşliğinde sevdayı bitirmeye çalışmak tıpkı asırlardır sırrını bilemediğimiz kuyruklu yıldızn ansızın kayıp gitmesi gibi sessiz gidişin kafalarda cevabsız,anlamsız sorular bırakacağını ifade edip netice itibariyle zininizi kurcalamaya ,kabusların hayatınızın bir parçası olması kaçınılmazdır.
Hayatın her adımı, yeşerten bir gül olur, Açacak durmaz elbet, çöldeki serap olsa.
birgün mutlaka hayalini kurduğumuz,bütün olumsuzluklara rağmen bile hayatın heranını güzel kılan anlar vardır.ve bunların muhakkak gerçekleşeceğine işaret etmektedir şair. bunun önünde hiç bir engel duramaz,sevdalar gönüllerde birleşince aydınlık kaçınılmazdır,seraplar anlamından sıyrılıp an ve an gerçekleşecektir. serap bile olsa sonu yinede değişmeyecektir.
Terk edip bıraksa da, akılda umut olur, Şahikasında sevda, yere düşüyor olsa.
terkedip bıraktığınızı zannedersiniz,halbuki hiçte söylemlerdeki kadar kolay değil,, bu hicran sizi geri dönüşü olmayan yollara götürebilir. sevdaya dair filizler hala canlılığını koruyorken,her nekadar zirvedeyken görünüşte tahribata uğradığını düşünsenizde yani şairin dediği gibi yerler inmişse bile ; aşağdaki iki dizeyle bu fikri tamamlamıştır:
Aslına rücu eder, bir aşkın öz benliği, Hayatın temelinde, vuslatsız bile olsa. İnanmadan giyilen, ayrılık gelinliği, Nedenleri sorulur, günahda sevap olsa.
bu aşk hicrana uğramışsa bile aşkın özbenliğini kaybolmaz yani bu sevda baki kalır. işte yüreklerde beslenen bu duyguları bu çoşkulu sesin adeta sessizliğinde arayıp,kalbin lisani tastik etmediği kısacık söylemlerle aşkı hicrana sürüklemek herşeyi bir anda bitirmek kolaymıdır sizce? işte şair dörtlükte inanmadan giyilen ayrılık gelinliği mısrasıyla aşkın öyle bir anda içinizden atıp çıkarmanızın mümkün olmayacağını vurgulamak istemiş. tabiki burda sorunların altında yatan nedenleri karşılılklı olarak oturup, düşünmemiz gerektiğini,mutlaka hataların olacaktır ama önemli olan herzaman herşeyin güzelini önplanda tutmak gerekir....
Ezelin ebedini, birlikte görmek gerek. Resimdeki renkleri, çizecek diken olsa. Onursa aşkın özü, ruhunu tutmak gerek, Lalezar diyarların, hicranları da olsa.
işte sevdaya sarılıp pes etmeden mücadeleci ruhla,en buhranlı dönemlerin atlatılabileceğini yeterki bu uğurda aşkın özünu koruduğumuz sürece birbirimize saygı ve sevgi kaybetmediğimiz sürece hicran bile bu sevdaya gölge düşüremeyecektir. lisanlarda bitmiş gibi göstersekte kalblerde baki olacaktır.
Gönüldür bu dinlemez, şafaksız sabahlarda, Ekilmiş yıldız olur, geceleri de olsa. Nereye gidilse de, yürünecek yollarda, Çekilecek karanlık, sırat köprüsü olsa.
şair özellikle bu dörtlükte son mısrada en kötü bedel ölüm bile olsa bunun ayrılık olmayacağına işaret etmiştir. çünkü sevdalar bedenlerden sıyrılıp ruhla birleştiğinde ruh ölümsüz olduğu gibi sevdayıda taşıyacağından sevda bu bağlamda ölümsüz olur. işte şair son mısrada özlleikle hicrana tamamen karşı çıkmış en kötü ihtimal ölüm olsa bile..
Şair duygu ve düşüncelere tercümanlık yapr adeta bu şiirde olduğu gibi. şiir iki bölümden oluşturulmuş CAN ve CANAN'a sesleniş var. sanki bu hicrana tanıklık etmiş ve arabulucuk görevi üstlenmiş,şiirin tamamında taraflara nasihatlerde,tavsiyelerde bulunmş hicranın sonuçları üzerinde tarafları düşünmeye ve daha olgun olmaya davet etmiş sanki.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.