8
Yorum
51
Beğeni
4,8
Puan
1500
Okunma
Hep seni oturtuyor karşısına zaman
Hep seninle defnediyor günleri
Gecenin rahminde büyüyorsun
Rahmimde
Sonra kazıyorum ruhumdaki yatağını
Engelleyemiyorum
Kalbimle örttüğüm çukurunu açmasını
Ve tekrar tekrar heybesine doldurmasını
Vakitli vakitsiz alıyorsun ya yüreğine
Kepenklerini çektiğin her gerçeğin önüne
Düşürüyorum düşlerimi
Nazarına emanet bıraktığım gözlerime
Yoksunluğunu izah edemedim
Şehrinin neden izbe olduğunu bana
Neden gölgeni kuşandığımı
Bazı şarkıların kulağıma asılmasını
Tüm bulutların kirpilerimde oluşunu
Gırtlağımı yırtan bir kemik oluyor şiir
Söz
Çalgının en kısık yerinde dağıtıyor kendini
Ayrılığın pençesinde avazı kısık bir sus
Çığlığını boşaltıyor içime
Pimi çekilmiş göğsümden
Uzun itiraflar döksem de nafile cümlelere
Na mahrem çünkü aklım ruhuma
Hangi mevsime taşınsam
Sükutum kanıyor
Düşkünlüğümü zapt edemiyorum
Bu eylül de
Yapraklara astım bakışlarımı
Düşecek
Lehçesiz kalacak sevmelerim
Zamana tetik çekip
Vuslata müebbet yemiş
Asılmayı bekleyen
Yığınla şiir hücum ediyor yarım kalmış yanlarıma
Birbirini çiğneyerek
Kıpkırmızı harflerin tırnakları
Dilimdeki acıyı arzuluyor
Ne çöl kaldı
Inzivaya çekilecek sevgilinin serabına
Ne dağ kaldı
Delip yorgun düşmek için ruhuna
Bedenin cennetinde çarmıha gerili
Kutsallığını atmış alnından
Acının batan telleriyle boşaltıyor şehvetini
Gece emziremezse çilesini çekmediği aşkı
Zifiri hüzünlerde aç kalır gün ışığı
İki yabancı uyruklu gibi birbirine
...
5.0
95% (20)
1.0
5% (1)