4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1945
Okunma

elleri buruş buruştu
titriyordu
cebinde kalan son hatıraydı belki de dört kere katlanmış
eskimiş kirli parası
yüzüne kaçamak bakmıştım
geleceğim bu olmasın
"sizi almaya geldik" dedi sesim
misafirimsi tonda
ama kaba oldu içeri girişim
Kağıttandı kalesi
kalesi darmadağındı
heryerde sararmış sayfalar
ince ince sarılmış gazeteler,dergiler
kıymetlileri bunlardı
kağıtlar,kitaplar....
yalnızlık loş bir ışıktı
isli camlardan süzülen
sahibiydi bu yalnızlığın
elleri titreyen fakir duruşlu bu adam;
bir büyükelçi!
mağrur bakışı kalmış yadigar
bildiği onca lisan bile kazandırmamış mıydı tek bir insan?
"çöp ev" diye kaydı geçildi
kağıttan kalesine bir bu isim biçildi
bir büyükelçinin küçük yalnızlığından