2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
615
Okunma
Gurbetten kalkıp sılaya gittim
Bacası tüten ocak kalmamış
Etrafı gezip, kolaçan ettim
Sımsıkı saran kucak kalmamış
Ahırla, merek teslim kemeye
Bulunmaz kimse bir şey demeye
Yer sofrasında yemek yemeye
Konulacak kab, kacak kalmamış
Akmıyor suyu çeşmenin artık
Kapı kilitli, pencere örtük
Etrafa baksan her taraf pırtık
Yatacak köşe, bucak kalmamış
Bekle ki dağdan rüzgar esecek
Urgan bulunmaz yayık asacak
Isınmak için odun kesecek
Balta, girebi, nacak kalmamış
Baykuşlar yuva yapmış her yere
Kurumuş suyu, akmıyor dere
Komşular gitmiş acaba nere
Fırından çıkan sıcak kalmamış
Yağınca yağmur damlar akıyor
Köpek havllıyor, kedi bakıyor
Mutfağın hali yürek yakıyor
Ne çatal, kaşık, bıçak kalmamış
Yıkılmış hepten etraf duvarsız
Eskimiş soba, tahta yazısız
Okul bir garip duruyor ıssız
Gönderde bayrak, sancak kalmamış
Atlar, katırlar çekmiyor yükün
Bahçe perişan kalmamış dikin
Tarlada boy boy olurken ekin
Etrafta açan çiçek kalmamış
Heves kırılmış, yok artık çaba
Meyveler dalda olmuşlar heba
Ne döven, saban ne dirgen, yaba
Tarlada ekin, burçak kalmamış
Çekilmiş gözden olanca ferler
Bir garip gezip, tozulan yerler
Ferhat’ta burda yaşadı derler
Buzları sarkan saçak kalmamış
Ferhat GÜNAYDIN
Emekli Öğretmen / Şair - Giresun
5.0
100% (3)