5
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
892
Okunma
gözlerin balıkçı barınağı
kıyıları kum
-saati, kurdum
bekliyorum..
her balıkçı gibi taş çatlatan sabırla
suyu huylandırmadan
misinayı dolandırmadan
kancayı taşa takmadan
pinekliyorum..
kalbimi aşk’a bölüp
ilkin a’ takıyorum oltaya
belli ki acıkmışsın
şıp diye oynuyor şamandıra
etrafında halkalar
dalgalanırken kıyıya
usulca çekiyorum..
avuçlarımda kuş gibi çırpınıyorsun o an
lakin bu hazzı yeniden yaşamayı
ölmene yeğliyorum
suya bırakır bırakmaz gitmiyorsun hemen
önce kendine gelme faslı
peşinden kovalıyor, deniz atları
derken,
yüzgeçlerin kuş görmüş kanada dönüyor
maviye dalıp
kayboluyorsun..
ikinci denemede ..
neyse, gelelim üçe
şamandıradan anlıyorum
yemi yoklayıp yoklayıp bırakmaca oynuyorsun
oysa balık hafızalı olman gerekirdi
her seferinde yeni baştan
sabrımı taşla sınıyorsun..
son kum tanesi düşüyor
kurduğum saatte
dalga denizde olur
sen ne dersen de..
pılımı pırtımı toplarken fark ediyorum
tasını tarağını almaya geliyorsun
artık yatsıya kadar yanar mı bilmem
avucumdaki mum
kıyılarında ayak izim
kum saati senin olsun..