Mehmet’im henüz on beşindesin
Bıyıkların terlemedi
Ağzında hâlâ nurlu annenin süt kokusu
Kulaklarında ninnisi var
Daha yeni başladın mektebine
Ayağında ne ayakkabı, üzerinde ne de elbisen
Yırtık, eski, püskü, yalınayak
Bir imparatorluğun enkazında ezilirken
Karartıldı ülken, toprakların yağma...


İmdat, çığlık sesleri yükselirken semaya
Evlatlarından ayırmayan Yunan’ı
Sırp’ı, Ermeni’si, Yahudi’si oyun içinde
Devletin kurşunlandı, köylerin tarumar edildi
Yakıldı, yıkıldı vatanın
Anne feryatları, memleketinde namus çığlıkları
Irzına geçildi yamyamlarca kadın-kızanın...


Çökmüş devletine saldırdı kudurmuş İngiliz’i
Fransız’ı, İtalyan’ı acımasız
Aciz, çaresiz yönetim teslim bayrağı çekti
Her yere namert ayağı bastırıldı
Daha anasının koynunda bebelerimiz
Son çare kınalar yakılıp yollandı cepheye
Çanakkale’de çarpıştı küffarla çocuklarımız...


Mustafa Kemal, silah arkadaşları bir uçtan bir uca
Kazma, kürek, çakar almazlar
Susuz mataralar, erzaksız çantalar
Direndiler onca silaha, topa, mermilere
Parçaladılar gemilerini, alaylarını, üstlerini
Dönmediler ana ocağına
Saldırdılar akbabalara, indirmediler bayrağı
Çiğnetmediler peygamberler yurdunu...


Binlerce kefensiz yatandır bizi biz eden vatanda
Nankörler inkar etse de
Ebediyen yaşayacak kahraman erler
Çanakkale geçilmez, vatan bölünmez diyenler
Sekiz bin yıllık Türk yurdu yaşayacak
Döktükleri kanların hesabını elbet bir gün verecek
Emperyalist kudurmuş iblisler
Bilin ki; bu vatan size yâr değil, mezar olacak!..


Zafer Direniş
…

18 Mart 2019 Pazartesi 14:15 KARABULUT