Bir ıslık kadar kuş
kanatları
sonradan görme
bir annenin ördüğü
kazağın içinde saklı
bir ıslak kadar son
bir yerden bir yere
uzayda bir yer öylesine
dünya denilen piç
bir ıslık kadar çapkın
utangaç
kırk yılda bir cesur
tankla,füzeyle
bir ıslık kadar yetişmek
koşa koşa peşinden
inler cinler perilerle
sabahın beşi
medeniyet dediğin
altın dişli
bir ıslık kadar
en sevdiğin müzik
hiçbir zaman
nefesin yetmeyen
her halükarda
eşsiz bir sanatçı
üstünden döviz
yağdırılmaması hariç
bir ıslık kadar şiir
öyle alelade
elleri cebinde
nerede birkaç
insanı birlikte görse
onu ağaçlara yakıştıran
yakınlaştıran İsa’nın
çarmıha gerilmesine
bir ıslık kadar
kendi kendine ölüm
üstüne gazeteler giydirilmiş
üstelik kendi ölümünü
yazıyor bir sayfası
herkes meraklı gözlerle
bir ıslık kadar yas
sonra dağılıyor kalabalık
bir ıslık kadar iş
fabrika,ofis..



İlker ÖZDEMİR