1
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1477
Okunma

Gerdi seni bana Tanrı gönderdi
İyilik meleği sözlerin vardı
Yepyeni ufuklar serdin önüme
Çakır/diken mavi gözlerin vardı
Yemyeşilken dere tepe çayırda
Çok dolandık aşkla kırda bayırda
Kırmadın hiç beni, hemen buyur de
Gönül ihya eden sözlerin vardı
Toprağın nabzını dinlemedik mi
Mavi Göl’de aşkı demlemedik mi
Orion’u gözde bellemedik mi
Yıldızlarda saklı g/izlerin vardı
Sevgi dolu kâlbin bilgece zarif
Birarada Binbir Gece’yle talih
Bakınca maziye, söylence, tarih
Kâlbime yazdığım sözlerin vardı
Yıllanmış şaraptan yudum alasın
Deminden bir kadeh sevgi sunasın
Aşkı da sönmeyen alev sanasın
Mavi alev saçan közlerin vardı!
Koparken dünyamız gökte güneşten
İçimize de düştü o ateşten()
Aktaş Yanar/taş’ta ya/nar ateşten
Aşkı kâlbe çakan gözlerin vardı
Şaban AKTAŞ
2201.2019 - 02.53
() Gamzeli Gül Destanı,
şiir Şaban AKTAŞ
Fotoğraf:Şaban AKTAŞ
BİR ADIM YOK İKİ GÖNÜL ARASI
Sana ta uzaktan şöyle göz atsam
İnan ki ruhunu gözden okurum
Gözbebeklerinde an duraklasam
Işık hızında bir aşkı dokurum
Aşk ışık oyunu, göz göze bakış
Bilirim huyunu feriyle yakış
Göz oyası, iğne ilmekli nakış
Gönül ışığıyla sevgi dokurum
Ah o bakışlar yok mu üzüm karası
Silinmez hüzünle gönül yarası
Bir adım yok iki gönül arası
Aşkı hiç kitapsız senden okurum
Kâlp sevdiyse gözler yalan söylemez
Aşk yok ise kâlpler gönül eylemez
Sana gönül veren ölüm dilemez
Gözlerinde sonsuz bir aşk okurum
Şaban AKTAŞ
21.01.2019 - 00.13
DAĞ OLSA BİLE?!
Yediğim içtiğim sinmiyor içe
Dert oldu içime çektiğim çile
Kolay kolay devrilir mi idim ben
Dayanmaz derdime dağ olsa bile!
Yıllar yılı sabır ile bekledim
Eksiği gediği bir bir denkledim;
Suçu günâhı kendime yükledim
Aşar idim zoru dağ olsa bile!
Dost diye bildiğim belimi büktü
Yâr diye bildiğim vefasız çıktı
Gülümden ayrılık yakıp da yıktı
Dayanmazdı karlı dağ olsa bile!
Bir yanı kapatsam bir yanı taşar
Dert büyür içimde bendini aşar
Aşk derdine düşen tez günde düşer
Yakılıp yıkılır bağ olsa bile!
Yine de halime bin şükür olsun
Dilimde ne isyan ne küfür olsun
Kötülüğü yapan Allah’tan bulsun
Dayanmaz ahıma dağ olsa bile!
Aktaş dertli baba bir cefakâr kul
Ayrılık aşk ile en yüksekokul
Kötülükten kaçın iyiye sokul
Kötülük bal ile yağ olsa bile!
Şaban AKTAŞ
21.01.2019 - 21.11
BESİN KAYNAKLARI
Kahvaltılık deyince
İlk akla gelen
Peynir zeytin
Canının kıymetini
Ağzının tadını bilen
Koyun keçi
İnek beslesin
Kesmesin
Kestirmesin zeytinleri
Et süt tereyağı
Balı kaymağı
Bunlar halkın
Başta gelen
Besin kaynağı
Çor çocuk,
Fakir fukara
Bol döküm yesin ki
Boyversin nes’li milletin
Sırtı yere gelmesin!
Şaban AKTAŞ
21.01.2019 - 19.58
VARLIK YOKLUK
Sordum fırıncıya
-Un var mı sizde
-Var abi
-Kaça?
-Kilosu üç lira
- Nasıl un buğday unu mu?!
-Tam buğday değil
Normal beyaz un!
-O zaman kalsın!
..
Düşündüm şöyle bir
Un deyince akla ne gelir
Buğday unu değil ise
Ne unu peki?!
Her undan yapılan
Her ekmek yenir mi
Bu verimli topraklarda
Buğdayı da tükettiysen
Sana hükmet denir mi?!
Nasıl iyileşir
Bu kanayan yara
Bu acı nasıl dinecek
Borç faiz yükü
Kendin üretmez isen
Ne zaman ve
Nasıl ödenecek?!
Yok yoktu bu ülkede
Kendi yağı ile
Tuzu ile kavrulurdu
Bir tohum atsan yere
Yerden göğe
Başak başak savrulurdu?!
Nereden buldun da
Ekip dikmeyene
Dönüm başına
İkramiye veriyorsun
Ha söyle bakalım
Sen şimdi buna
Varlığın içinde yokluk mu,
Kıtlığın içinde
bolluk mu diyorsun;
Yoksa işbirlikçiler
Memnun olsun diye
Aklını peynir
Ekmek ile mi yiyorsun?!
İyi haltediyorsun!
Şaban AKTAŞ
21.01. 2019- 22.36
BİZ DÜNYAYI HOR KULLANDIK
Biz dünyayı hor kullandık
Bilemedik kıymetini
Hiç tükenmeyecek sandık
Kuruttuk her nimetini
Dağların başını kestik
’Dur!’ diyeni vurduk astık
Karışma dediler sustuk
Yok saydık adaletini?!
Derelere baraj yaptık
HES dediler hisse kaptık
Yalnızca paraya taptık
Gördük tüm sefaletini!
Türlü çiçek açmaz oldu
Arıları uçmaz oldu
Pelikanlar geçmez oldu
Tükettik habitatını!
Silah fabrikası kurduk
Füzeler patllattık durduk
Kudurduk ki tam kudurduk
Hiçe saydık kudretini?!
Rabbenayla hep sana mı
Her canlı her her insana mı
Bir gün deprem tsunami
Görürsün kıyametini!
Şaban AKTAŞ
21.01.2019
KÜFÜRBAZ DEDEM
Osmanlı bir kadındı
Annem bilirdi
Halkın diliyle
Küfürlerin en okkalısını
Öfkelenmeye görsün hele bir
Taşar köpürür tam bir sinir küpü!
Sanırsın ki
Paletli bir buldozer
Yüklemiş kepçesine
En ağır küfürleri
Sallanarak
Üstüne üstüne geldi mi
Dağlar oynar yerinden
Sanki göçecek başına dünya,
Belli ki dedemden öğrenmiş
Dedem ki hatırı sayılır ozandır
Gün görmüş, gelmiş geçirmiş...
Bazan öyle zaman oluyor ki
İster istemez dökülüyor dilimden
dedemin küfürleri...
Öyle sözler var ki ağır,
Bağır bağır
Duymazlıktan gelir ise
İşine gelmeyen sağır(?)
Bastı mı küfürü dedem
Ciğerine işler adamın
Deşilir sırtındaki yağır!
Eh hakediyor küfürü bazıları
Aklıma geldikçe bazan
Diyorum ulan
Niye burnun bu kadar büyük
Büyüdün de adam mı oldun
Peynir mi gördün çöpünün başında?!
Adın, sanın,
Kim olursa olsun
Birazcık insanlığı
Var ise insanın
Nimetini paylaştığımız
Toprağın yüzü suyu hürmetine
Arada bir uğrar dostuna
Bir merhaba der...
Fakat öyleleri var ki
Ki iyi dost karagünde belli olur,
Anan baban ölse
"Başın sağolsun!" bile demez...
Eh işte böylelerin
Pazara kadar dostluğu
Hainliği, hinoğluhinliği
Nankörlüğü
Kahpeliği, orospuluğu
Saymakla tükenmez!..
Adamın böylesi
Batsın yerin dibine
Böylesi şair, aydın, yazar
Allâme-i cihan olsa ne yazar;
Takmam s.kimin bir kılına!
Al işte sana
Çok yakın iyi diye bildiğim biri
Bir kaç kitap bastım diye
Nasıl da değişiverdi birden
Şimdi artık eskisi gibi değil
Derya içre bir müren(?)
Sinsice pusuda;
Ne selamını alan var
Ne yüzünü gören!
İbne bile olsa
Vallahi ondan
Bin kat iyidir,
Bin kat daha sağlam
Adamdır Zeki Müren!
Şaban AKTAŞ
21.01.2019 - 13.28