1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1146
Okunma
Zordu gecen yılların izlerinden kederlenmemek
Ah zamanın kırılan çarkı
Ne vakittir günden geceden aldıklarının
Zevki aleminde geceni gündüzüne kattıgın
O yıllarım ın pervanesinde dönüp durdugun
Peri pasalının baş kahramanı
Kül kedisi misali üstün başın toz içinde
Yara berelerle ufalan körpe gözbebeklerinden
Akkıttın inci tanesi gözyaşlarinin
Başı boş prensi
Ne vakittir avuttugun gönlünü
Bir zevki alemlerin sarhoşluğunda
Nefsinin her neferinde yerle bir olan
Korkak ürkek yürekleri
Mezar taşı dikilmeden diri diri
Ölmeden son perdeyi aralayan şeytan tüyü
Mihirin dara düştü parmak izilerin alın yazısı
Karalanan çarşafı kanlı ellerinle
Çamaşır ipine serdiren serseri zaaat
Zay eyledin gel beri bu devri alemden
Divitin ucu kırık mürekkebin rengi bozuk
Defterin sayfaları darma duman
Kara kaplı defter kan kusar
Hele ele avuca sıgdırılamayan ömrüm
Nicedir kaç sayfasında pişmanlığın azabı yakıp kavuracak benliğini
Ey ömrü heba ettiğim ömür törpüsü
Kaçtıkça kovalrmı beller oldun
Gecenin gündüzünde gündüzün gecesinde
Aydınlıgı karanlıga boy gösteren gölgen
Sırrı hakikatten sır eyleyen suret
Ben giderim ardın sıra
Gitmeye gönül riza göstermez
Kalmaya içim el vermez
Kaldim mi mantıkla gönül arasında
Acıdığım kadar acınacak hale gelen
35li yıllarımın geride kalan izleri
Ne cocukluguma
Ne geclıgıme
Nede caliğime
Boyun eğdiremediğim boynu bükük
Yetim düşlerimin baş kahramanı baş tacım
Bir yudum suya hasret kuruyan çatlayan dudaklarım
Elimi ekmeğimi bölüştüğüm nefsi alemim
Her günün her zamanını çarpıp böldüğüm
Sonucu sana çıkan çıkmaz yolum
Perperişanım serçeşmenin gönül gözümün göz nuru
Parmağındaki nakışlanan yüzüğün başyapıtı
Eşi benzeri nice olup lakin sıradanlığıyla göz kamaştıran
Aslan kıralın aslan oğlu
Yere göğe sıgamayan pehlıvanın heybetlı baş yapıtı
Dilim damağım kurudu
Yanan çırağın aydınlık yüzü
Gönül heybemde sanada gülbenk duası naksedildi
Kor ateşlerin yanan diğer yanı
Bir mezar a sıgamayan suletin
Bir kapı ardında taş duvar mekanındır artık
Nicedendir durulmaz sular coşar çaylar ırmaklar
Kaldır başını devşir o bakışlarini gözlerimden
Gözbebeğim görünmez nicedir gönül gözüme
Emaneti boynumun borcudur gönül haneme
Haram bildim verdiğ elden el etek tutalı niceden
Zemherinin kışında buzlu yollarında
Sonbaharın umutsuzluğunda
Yazın kurak sıcaklıgında
Baharın dört mevsimindeki zerduşluğunda
Çalınmaz kapım sorulmaz halim ahvalim
Oyy ele avuca sıgmatan pişmanliklarim
Zaman nicedir yelkovanla sanıyelere bölüneli
Kırılgan yüregım ardın sıra tıktaklar mazimın kapısını
Açsam ardına kadar kapılarımı
Gönül hanemin ne dumanı tüter ne ışığı yanar
Perdelerı olmayan dört duvar yarı çıplak ardında
Ya ne demeli kapı eşine
Her gelen paspas eyler gönül hanesine
Kirlenen umutlarıma kirli ayaklarınızı silip süpüren sefiller
Ser sefil bellediniz hasbıhal ettiğim ömürlük sevdama
Ey benim paşa gönlüm
Neferin nefsine yenik dütü
Her gideni affeden iyimser saf sersefil
Ardınızda kalan tek pişmanlıgım
Sahiplenipte sahiplenemeyen
Düşünüpde düşünemeyen
söyleyipde dile gelemeyen
Hissedipte hissettiremeyen
Pişman olmayıp pişman ettiren
Konuşupta kendini sus pus eyleyen
Kem gözlü kalemder bakıslı yarim
Kokun tenıme emanet
Sözlerin dilegelemeyen yanlızlıgıma sebep
Korkularım yarınlarımı talan edmekte
Şimdi nasıl dellenir durursun
Elimdeki avcımdakinin tek emanetcısi
Ben gideeim ardın sıra
Ardına boynum kıldan ınce
Müşkülüm mülke daldıkca çogaldı
Sefıl hırka gıydım benım neyime
Dogru bıldım yanlışa heba olan ben
Neyın kacı işledi hancer gıbı ömrüme
Kaç taş su sayılır ardımda araladıgım sebeplerime
Ben giderim ardından dur durak bilmez gönlüme
Yedin hak denilen lokmayı
Hakki tala ardında helal gecıt vermez sürat köprüsüne
Aynaya bakacak yuz kalmadı
Elimde avuxumda bir damla kalmadı bir vefasız ugruna
Şimdi pişkin pişkin kullanılan benliğime
Bir çermede taktıysan yürüdüpüm yollara
Gözüne dizine dursun vazgectiğim onca gerçekler askına
Yaktıgın yangında yara alan yar
Helal lokmamda haram a el uzatan sevdam
Dogru yolda yolumdan eyleyen yanlış yollara savrutturan nefsin
Ne gözün doydu ne nefsin son buldurdu
Ucun kuşlar uçun
Uçuşan yıllarımın kanat çırpan azabı
Asil duran yakışıklı adam gibi adamım
Sahı sen bende neydin
Dinim imanim varlıgımın yoklugu
Ezber tutan yeminim
Helalim ürkek korkak yıllarımın şahidi
İlk nefesimin son emanetcısı
Sabahın aydınlıgı gecenın ayışıgı
Umudumun elcısı mutluluğumun göz kırpan kipriği
Pişman olmadan gülümsediğim gülen yüzüm
Sahi sen bende neydin
Korkak yüreğinin 18 lık delikanlısı
Oynaş tuttugun nefsinin amadesi
Cebinin sadakası ömrünün bahnesi
Nefsinin harami yıllarının kazıntısı
İşine geldiğinde kapı çalan topmagı
Nefsin yenik düştü durulan suyumun son damlasına
Al aşşağı ettin geride kalan yıllarımın hatrına
Şimdi yakana yapıştı vebalim
Sövsen ne fayda söz versen ne fayda
Halim ahvalim haram kıldı 4 kapının 40 makamına
Ardın sıra kurban kessen ne fayda
Candan ileri kurban bulamadım ne çare
Sevda ugruna serden gectın ne fayda
Ömür nefisle nefse yenik düştü ne çare
Bir yiğidin ugruna ömrü tükettik ne fayda
Canı canana can emanet etsek ne çare
Bakan göz gönül gözüne değmedi ne fayda
Şimdi gitsen ne fayda kalsan ne çare
5.0
100% (6)