0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1072
Okunma

BİR AVUÇ ÇİTLENBİK
Sakızlık Ağacı derdik
Toroslarda çok
Sıcak yaz günlerine
Gövdesinde bir çentik
Akmalar akar durur
Kaynatılıp bir güzel
Süzülünce püren dalından
Ne de güzel sakız olur
Çiğnemeye doyum olmaz
Mis gibi kokar ağız;
Sıkıldıkça canımız
Dilimizin ucuyla şişirip
Çat çat çatlatacağız!..
Tane tane meyvesi
Önce kızıl pembedir
Sonra meneviş mavisi
Belki de rengi
Menekşenin moruna
Benzediğindendir
Gevişin vişi
Menekşenin mene’si;
Menevişin isim ninesi
Dal dal yaprak yaprak
Severek yer keçi
Tazecik sürgünlerini
Ye de bir tadına bak!
Karnı doyan davar
Yazın sıcağında
Sakızlık ağaçlarının
Gölgesinde barınır
Habire geviş getirir;
İşte ge/vişin gelişi
Menekşe moru
Mene/vişe doğru:..
Meneviş, çitlenbik
Her tanesi besin
Kahvesi bile var
’Menengiç kahvesi’ diyorlar,
Derde deva diye içiyorlar..
Ah, Hani benim keçilerim
Antalya Döşemealtı,
Rahmetli babamın
Öğretmenllik yaptığı
Killik köyü,
Koyun keçi otlattığım
Topkaralar Mahallesi
Karaveliler’e yakın!
Bakın bakın
Biraz daha geri bakın
Karaveliler köyündeki
Gök gürlediğinde
-Gürgür baba geliyor
deyip, okul kapısından
Korkup içeri kaçtığım
Günlerdeki yıldırımlar
Çatlamasın sakın
Gülerim güler;
Turan abim,hey Bülent
Çocukluk arkadaşım
Kulaklarımda sesiniz
Nerelerdesiniz?!
Çobanlık yaptığım
Dağlar taşlar
Kuş vurduğum
Akmalı Sakızlık ağaçları
Akma gibi yapışık
Tenimde çocukluğum
Ne günlerden ne günlere
Nereden nerelere gittik geldik?!
Elimde kuş sapanı
Meneviş Çitlenbik
Dallarında sarıkuşlar
Bazıları minicik
Yağlı kendir kuşu,
Bir taş sıksam
Düşer biri hemen
Yolarım tüylerini,
Bağırsam güttüğüm keçilere
Yankılanır sesim;
Dağlarda çocukluğum
Anılarım bir bir
Dönüp gelmez mi ?!
Bir avuç çitlenbik
Çiğnedim tadım tadım
Gezdim köyleri
Dolandım dağlarda
Çocukluğum adım adım..
...
Çiğnendikçe çitlenbik
Dilde tatlanmaz mı hiç
Çocukluğunu geç artık
Üstüne bir yudum su iç!?!
-II-
Hey gidi günler hey
Yaslanıp gövdesine
Oturuyorum gölgesinde
Bir sakızlık ağacının;
Gözümde tütüyor ılgıt ılgıt
Yaz sıcağı buram buram
Unutur muyum hiç
’Sen rezillik görmeden
Okuyup adam olmazsın!’
Biraz çobanlık yap
Rezil ol, akıllan biraz!’diye
Birkaç koyun
Birkaç keçi almıştı babam,
Yavruları emmesin,
Süt kalsın yavrularıma diye
Kese dikip takmıştı anam
Keçilerin memelerine;
Böyle adam olduk
İşte biz anam babam?!
Şaban AKTAŞ
17.01.2019 - 21.49- 23.10
Fotoğraf: Şaban Aktaş
SALTAN AT?!
Yıl 2005, etin kilosu On,
Yıl 2019 tam beş katına
Üsküdar’ı aşan binmiş atına
Almış başını gidiyor,
Son veren yok mu
Bu etin saltanatına?!
Şaban AKTAŞ
17.01.2019 - 21.09
KENDİ DUMANIMLA
Kendi dumanımla kendim boğuldum
Kendi imanımla kendim doğruldum
Eğilip de bükülemem gayrı ben
Yandım piştim suyum aldım soğudum
Hayâlini gerçek eyledim düşte
Ham demirdim kızardım kor ateşte
Döğüldüm örsünde ağır çekiçle
Gözünden aldım suyu yudum yudum
Bırak eda işve cilveyle nazı
Yatmaz mı dizime yâr kuzu kuzu
Gözden göze düştü yaş ile tuzu
Gözüm ile yârin gözünü yudum
Dizlerimde yattın dizimde kalktın
Geceyle gündüzü düşüme taktın
Yorgun düştüm vurdum kafayı yattım
Düşte kömür gözlerinde uyudum
Hâlâ dizlerimde o güzel ceylan
Gözleri gözümde gönlüme seyran
Baktıkça ben ona sevgiyle hayran
Aşk ile dolup taştı gönül yurdum
Şaban AKTAŞ
17.01.2019 - 11.19
Şaban Aktaş
14 saat ·
AŞKLA
Çıldırtan düşlerin en son haddinden
Yalvartan düşlerin en sıcağına
Yaşayıp düşündüm gördüm gerçeği
Döküldüm kül diye aşk ocağına
Derdimin dermanı O’ndaymış meğer
O’nun ile başım göklere değer
Hem ufkunu açar hem düğüm düğer
Takıldım boynumdan dar kucağına
İnceden inceye süzdüm eleği
İzledim devranı çarkı feleği
Kabul etti dilden naçar dileği
B/öyle düştüm ben bu nâr sıcağına
Düş ile başlıyor her bir gerçeği
Her şeyin bilmişi ve bileceği
Gelmişi geçmişi tüm geleceği
Bilerek sığındım yâr kucağına
Çaresiz elini oğuşturan kim
Kediyi köpeği boğuşturan kim
Kin ile nefreti oluşturan kim
Yatırdım kendimi aşk bıçağına
Biri meczup biri deli dese de
Kulak verdim ondan gelen sese de
D/ilim doğru yolda elim ensede
Seslendim gel deyu aşkın çağına
Aşk ile aydınlık herkesin yolu
Aşk ile güçlüdür eliyle kolu
Aşkla yaşayıp yazdım dolu dolu
Aşkla girdim ben bu gönül bağına
Şaban AKTAŞ
17.01.2019 - 10.14
AŞK İMİŞ DÜNYADA EN GEÇER AKÇA
Ömrümü ben bir aşk için harcadım
Düşlere yatırdım yıkadım pakça
Şeyin altında ney’ var yok kurcadım
Aşk imiş dünyada en geçer akça
Nice ağa beyler yatı katı var
Mal mülk çiftliğinde sürü atı var
Köşk ile sarayı saltanatı var
Yoksa alınteri değilmiş Hak’ça
Her kim var ile yoğunu bilendir
Yokluğun içinden çıkıp gelendir
Varlığından yoksula da verendir
Verilirmiş ona dünden de çokça
Gönül zengini ol görümde olma
Alınterinde ol dürümde olma
Hileyle elini sürümde olma
Sürüsüyle servet sayılmaz H/akça?!
Yerin kulağı var seni dinliyor
Haber verse göğe yer gök inliyor
Haramı helâli kimse bilmiyor
Her şeyi bir bilen var elbet Hakça!
Alem servet için rüyâya daldı
Servet yalakalık riyâya kaldı
Dört kitabın içi sanki masaldı
Hak had/dini bildirecektir Hak’ça!
Zebur Tevrat Kuran ve incil’in var
Oku secereni kaç sicilin var
Dolar altın kaç bin yeşil çilin var
Gözlerden kaçırsan kaçar mı H/ak’ça?!
Ağlayandan gülene hiç hayır yok
Devri daim otlak yeşil çayır yok
Çöker yanar dünya cayır cayır çok
Göçerse başına elbette Hak’ça?!
Kuşlar uyur idi ben erken kalktım
Kâlbel vuku ile gereken yaptım
Tek O’nun yüzüne aşk ile baktım
Aşk imiş dünyada en geçer akça
Aktaş dediklerin dünya ah(v)ali
Abdala malumdur yarının hali
Demez isen boynunda bil vebali
Görülür her hesap, yorulur Hakça!
Şaban AKTAŞ
17.01.2019 - 08.50