0
Yorum
6
Beğeni
4,5
Puan
804
Okunma
Yaylalarda meleşirdi kuzumuz
Nakış nakış halı dokur kızımız
Kolanlı eşekle gezdi bazımız
Pek azımız kırat koştuk Bir Zaman
Aleçikti bostanların sarayı
Rençberlik öğretti akla karayı
Çece sapladıkça ince yabayı
Nice sevinçlerle coştuk Bir Zaman
Pulluğun önünde giderken atlar
Kır at çekmedi mi kırbaçlar şaklar
Analar, bacılar asbabın paklar
Sel olduk özlerde taşdık Bir Zaman
Koyunu, körpesi akışır gelir
Akker geçi, çebiş tokuşur gelir
Kavalı çobanla atışır gelir
Güzel deyişlerle piştik Bir Zaman
Tandırlığa bacı gardaş dolardık
Pürçüklüyü eker kışın yolardık
Zikkelere bağlı atlar yayardık
Seyip at peşine düştük Bir Zaman
“Küllüklerde kalsın!” elbise giydik.
Karşılık bir çuval zahire verdik.
Savanlar üstüne üzümler serdik.
İğdelere yaşın astık Bir Zaman.
Kadir de biliyor; deva suların
Eşsiz tarihiyle Sıtmapınarın
Çimerken eğlenen o çocukların
Halleriyle hemhal, hoştuk Bir Zaman
Sözlük
Aba: Ana, Anne.
Akker: Ala keçilere verilen isim.
Aleçik/Alaçık: Bağ veya bostanın içine veya ağaç dalları. arasına çalı çırpıdan yapılan kulübe.
Asbap: Elbise, çamaşır, esvap.
Çebiş: Bir yaşındaki oğlak.
Çec: Savrulup samandan ayrılmış tahıl yığını.
Çimmek: Yıkanmak veya yüzmek.
Çulsuz: Fakir.
Keletelik: Yeni çıkan mahsulden un yapmak için değirmene götürülen az miktardaki öğütülecek buğday.
Kolan: Semer veya kürtünü hayvan üzerine bağlamada kullanılan kuşak şeklindeki enli kalın ip.
Körpe: 1.Kart karşıtı. 2.Yeni doğmuş kuzu veya oğlak sürüsü.
Küllük: 1.Hayvan gübrelerinin tarlaya götürülmek veya tezek yapılmak üzere atıldığı yer. 2.Tandır ya da soba küllerinin atıldığı çöplük.
Pürçüklü: Havuç
Savan: Çul büyüklüğünde, iplikten dokunmuş sergi.
Seyip: Başıboş gezen hayvan.
Zahire: Tahılların bütünü (arpa, buğday, çavdar vb.)
Zikke: At ve eşeklerin otlatılması sırasında kaçmalarını önlemek için bağlanan ve yere çakılan demir çubuk.
5.0
75% (3)
3.0
25% (1)