AYRILIĞA SABIR DESİN

Aşkta visal yoğ ise, firaka sabır desin
Hüzn-ü acılarınla, böyle biat edesin

Aşk-ı ateş Şiraze, yakar dumanı yoktur
Feryad-ı figanında, çıkar mı acep sesin

Endam-ı servi geldi, dideleri şuh durur
Men seni arzularım, Boş harcama nefesin

Pervaneye döndürdün, tavaf iderüm seni
İkna iddün galbimi, esir olduğum kesin

Eşi menendi olmaz, Şirazedir cananım
Gönül aşk ile bağlı, ne faydası var us’un

Mülk-ü Cihan olmasın, Şiraze olsun yeter
Ben âlemde bir zerre, söyler misin sen nesin

Nalan eyleme galbim, sinemde yare vardır
Şah beyitler yazarım, nerden geliyor esin

Revamı, izmihlalin, öksüz kalan aşkıma
Direnci ne ola ki, göstermeyen şu sisin

Kendümden bi haberim, şeyda bülbül olmuşam
Zaten tar-u marum ben, sırasu mu yeisin

Lüzumsuz kara bahtlı, aşkı içün bitap oldu
Sevdası şahika da, hiç gereği yoktur pesin

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ


AÇILAMASI

Aşkta kavuşma yoksa, ayrılığa dayanasın
Hüzün ve acılara, itirazsız boyun eğesin

Aşk ateşi Şiraze, yakar dumanı yoktur
Bağırıp, çağırsan da, acaba sesin çıkar mı

Duruş, boy, servi gibi, gözler şehvetli bakar
Ben seni arzu ederim, nefesini boşa harcama

Etrafında pervaneyim, dönüyorum çevrende
Kabullendi yüreğim, sana esir olduğum kesin

Eşi ve benzeri yoktur, Şiraze benim sevdiğim
Gönlüm ona aşkla bağlı, faydası olurmu aklın

Cihan benim olmasın, bana Şiraze olsa yeter
Ben küçücük zerreyim, ey Şiraze sen nesin

Kalbimi, inletme benim, göğsümde yara vardır
Beyitin en güzelini yazarım, ilhamım nerden gelir

Layıkmıdır, yıkılmam, yok oluşum, öksüz aşkıma
Dayanması ne kadar olur ki, gizleyen şu sisin

Ben kendimden habersiz, aklını yitiren bülbülüm
Zaten darmadağınım, sırasımı şimdi üzülmenin

Lüzumsuzun şansı yokmuş, aşkı için tükendi
Sevdası, burçta zirvede, Bir sebebi yoktur pesin

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ