Mecnun’ların deli olup düştüğü
Çöle hüzün yakışmaz mı bitanem
Gözlerinin çağlayıp da koştuğu
Göle hüzün yakışmaz mı bitanem

Bir mektubu bin denesen buruşur
Gece gündüz birbirine karışır
Günler aylar buhranlarla yarışır
Yıla hüzün yakışmaz mı bitanem

Düştüğünde bir hayalin ardına
Hesapsızca girer elem yurduna
Tebessümü perdelerken derdine
Tüle hüzün yakışmaz mı bitanem

Maşuk için vazgeçilen baş olur
Ömür bitse sanma heba boş olur
Aşk yolları diken olur taş olur
Yola hüzün yakışmaz mı bitanem

Aşktan gayrı her şey bomboş gördüğüm
Kara sevda çözülmeyen kördüğüm
Papatyadan taç yapıpta ördüğüm
Tele hüzün yakışmaz mı bitanem

Derin derin baktığında göz güzel
Hep kendini yaktığında öz güzel
Ağıt hoyrat döktüğünde söz güzel
Dile hüzün yakışmaz mı bitanem

Deli gönül sevmiyorsa paslanır
Mahzun olup çile ile beslenir
Bülbül dahi hasretinden seslenir
Güle hüzün yakışmaz mı bitanem

Dağ dayanmaz Ferhat deler aşk ile
Ölüme de özden güler aşk ile
Kor ateşe Kerem dalar aşk ile
Küle hüzün yakışmaz mı bitanem

Gelip konsa gönül denen köşke yâr
Görmez gözün sultan olsa başka yâr
Hiçlik düşse payımıza keşke yâr
Kula hüzün yakışmaz mı bitanem

Ayhan Çoban
28.07.2018