1
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1183
Okunma
bir akşam üstüydü
yine ıslandım selinle
göz pınarlarım
yolundan
sapanların izinde ki
neresinden tutacağı
belli olmayan
bir ağırlık gibi
gelip tuttun yüreğimi.
o kayıp ruhların
hüzün bilenmiş
yamaçlarında
kıyılarında olmanın sıcaklığı
ve ıslaklığıyla
tüm nadasa bıraktığım
acılarımı
rafa kaldırılıyordum.
geriye neyin kalacağını
düşünmeden.
bir akşam üstüydü
bunu yapıyorduk.
çünkü biz seninle
sessiz bir çığlığın
esiri olmuştuk.
kaç kere yutkunduk
damlanın
sel vakitlerinde
önüne katıp
büyük denizlere attığı
yapraklardık
ne kadar hafiftik
vede ne kadar büyük.
hacim ve yer çekimi
mümkün mü
şimdi
simya bilmeyen bir dille.
susmuş
susamıştım
avuçlarına...
mutluluk...
ruhun ruhla kilitlemesiydi
bir akşam üstüydü
başka bir son bilmiyorduk
tam/ artık oda yetmiyor
olduğunda
gelip buldu
yüreğimde uyuyan dilperim.
yokluğunda
ne vakit açsam
ruhumun
en ışık bilmez odalarını
hatıralarındır
el yordamıyla parmak uçlarımı
duvarlarına sürte sürte
yanaştığım ki
oysa yinede
aynalara bakmak
yetiyormuşçasına
aramak
yüzünün önündeki sureti.
nerede kaybettiğimi
hatırlamadığım
o özgeçmişim
şimdi çok bilmiş
hasret/hararetler
doğuruyor sana.
sadece sana..
(...)