0
Yorum
7
Beğeni
4,8
Puan
644
Okunma
Asrımız deccal asrı münafıklık had safha
Ak gördüğümüz kara, siyah bildiğimiz ak.
Anlamak mümkün değil deşilmeden her sayha
Bukalemun bunların yanında çömez çırak!
Perdenin gerisinde hazırlanıyor oyun
Seyirciler şuursuz kuklaya eğer boyun
Milyarlar sürü gibi her biri uysal koyun
İpnotizma edilmiş zahir etmiyor merak.
Senaryolar filimler uyuşturucu morfin
Futbol gibi sporlar günlük zehirli tahin
Görsel yazılı basın tetikçi büyük hain
Tefekkürü hakikat iklimleri çöl çorak.
Az bir zümre müreffeh köşkler, yalılar, yatlar
Göklere erişiyor çelikten mamul katlar
Milyon dolarlık uçak, zevk sefa için atlar
Dünya üstüne dikmiş vahşi kapital bayrak.
En müzmin hastalığa ilaç sektörü sebep
Silah sanayisinde kalmamış zerre edep
Dolaylı vergilerle boşalıyor fakir cep
Can çekişen mazluma zalim vuruyor mızrak.
Bu cihat başka cihat ilimle, nur, feyizle
Yıkanacak cümle kir deterjansız denizle
Kurulacak bu düğün gökten inen çeyizle
Çok büyük bir tasarruf sahnede hemen ancak!
Aha yazın şuraya az kaldı fütuhata
Ümitsiz hasta dahi kavuşacak sıhhate
Nazlı akacak Dicle, can gelecek Fırat’a
İstanbul burçlarında dalgalanacak sancak.
Ne kehanet ve ne de mevcut keramettir bu
Ümmeti Muhammed’e ( S.A.V.) sunulan Rahmettir bu
Ehlibeyte hediye, hususi nimettir bu
Ey mümin ferasetle tefekkür et, düşün bak;
Ak bildiğimiz kara, siyah bildiğimiz ak…
Salih Yıldız…20.10.2018
.
5.0
80% (4)
4.0
20% (1)