1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
850
Okunma
Bir yol var önümde,
Uzun bir yolculuk
Yerimden zerre kıpırdamadan,
Kalem kalem, harf harf, kelime kelime
Çıkılan bir yolculuk.
Yazıyorum, yazmalıyım, yazılarda aramalıyım seni
Lakin kağıt yılgın
Mürekkep yorgun
Kalemim de takat yok.
Kaç tepe, kaç dağ geçmeliyim seni bulmak için,
Kaç coğrafya kaç iklim arkada bırakmalıyım,
Araya ummanlarmı girdi, kıt’alarmı,
Söyle
Hangi yolun sonu sana çıkar,
Hangi köşe sokağına döner,
Kaç tren garı hüznü daha görmeliyim
Kaç kompartıman camında daha aksim kalmalı.
Dizlerimde artık derman yok.
Sırtımda ağır bir heybe
Heybemde 35 yıllık yaşam
Yaşamımda, umutlar, yıkılmışlıklar, sevinçler, hüzünler,
Gözyaşları, tebessümler
dualar, dualar, ve dualar
Sana dualar, seni dilenen dualar,
Göğe açılmış avuçlar,
Yere eğilmiş başlar var
Gece oldu, vakit geldi yolcu hazır
Ama yön verecek yıldızım yok.
Söz diyarında yürüyorum,
Belki karşıma çıkarsın diye,
Fûzuli’yi görüyorum yol üstünde,
Avni’yi dinliyorum
Şeyh Galip’le dertleştim bu akşam üstü
Năbi ile tanıştım,
Nazım geçti yanımdan
az önce
Necip Fazıl’ın sigarasını yaktım
Çok şiir gezdim, çok divan dolaştım,
Leyla’dan, Aslı’dan bir çok bahseden var
Senden selam getiren bir Allah kulu yok.
Her çeşme başında,
her pınar kenarında
Yangınıma çare aradım.
Savaşların içinden geçtim,
Kılıçlardan nasibimi aldım.
Kanım oluk oluk aktı,
Ölümü gördüm, ölümden döndüm.
Esir düştüm,
sorgulandım.
Sustum
Konuşmadım
Zira lügatımda Senden başka kelam yok.
5.0
100% (3)