3
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1344
Okunma
boşa döngü
kaçıp sığınmak istediğim yer oluyorsun bilinçaltımın ücralarında
keyfimce yatıp yuvarlanmak istiyorum
tellerle örülü sınır uçlarında
kanatsızlığım engel değil ki uçmama
sevişmekten bitap düşmeli yıldızlar
sere serpe kucağıma
şuursuzca belki
yutkunarak dilime doluyorum seni
birden fazla
beşten iki eksik
lehçesi bozuk aklımın kıvrımlarının
susmanın asaletle âlâkasızlığı var
güzel insanlar neden
ölüme hep erken gittiler..?
bazıları
diner öfkenin hızı diyorlar
unutulur zamanla ezberinde ne varsa
yalancısı oluyorum fallarda çıkan papatyaların
gözlerine bakmaya yüzüm olmuyor çocuk
kamaşıyor masumiyetinde bakışlarım
koca bir şehrin yalnızlığını taşır gibi omuz başların
buruk bir tebessümden yine nasibini alıyor bu mevsim de dudaklarım
baksana eylül geliyor ağustos da gidici
sabaha ramak kaldı
uyursam ölür müyüm ki
kulakları çınlasın sağanak yağışların
anasından emdiği süt burnundan geliyor,
çatlıyor göğüsleri kuraklıktan bulutların
yarılıyor gök en mahrem yerinden
ortalık savaş alanı
filler tepişiyor durmaksızın
ortalık ganimet yeri
yukarıda tanrı’ların hükmü
aşağıda bir umarsızlık hâli
sil baştan tüm verileri çocuk
konuştukça şarlatanlar yoksun algıdan
devran hep dönecek böyle boşa sargıdan...
sevgi batbay özçelik
yirmidört/sıfırsekiz/ikibinonsekiz