tırmanacak yokuş kalmadığında
dinlenecek sedir bulalım garp köşesinde



sen yol hikayesini anlat
ben,
hikayende geçen bizi resmedip
gıpta edeyim kendime



yıldırım aşkıyla nikahlanan kalplerin
tek celsede nasıl boş an’a denk gelerek
düştüğünden tut,
sırf geri dönüşün adı efsane olsun diyen bir felsefenin
nasıl da ayrılıkçılık akımına kapıldığını
ibresi ibrete sabit kadran üzerinden
şükredeyim halime



tırmanacak yokuş kalmadığında
tırmıkla topladığın sözü bal ile kesip
tırnakçılık yapayım alenen

ki sen gözlerini açıp harflerini s’aydığında

eksildiğini anlayıp
fark etme, tırnakların arasında sırtımdan kalan
terden kızaran sözler dem



imrenecek zirve kalmadığında
ve bulutlar sis olup çöreklendiğinde hüzne
velayete konu bulup, dava açalım
nur toplayan elmaya



al kış’ senin olsun
bu köşe şark köşesi



ayşeyi tatile gönder
ki her
-şey ile birleşsin

zira,

mesafeler çok mil li’