Bendeniz Kundakçı başım dik
Yüreğinde bir orman
Ormanında yuva
Ve hatta toprağından bütün madenleri
Hem koparıp hem de toplayıp
Adresine yolcu eden
Ayakları naylon çizmeli elleri taş çiziği
Yaşayan çalışan canlar var içinde
Nasıl sığdığını anlatamam
Yazamam
Tarif edemem onların ne alın terlerini
Ne de güzelliklerini
Üstlerinde ki elbiselerini eldivenlerini bile
İddia edersem
İlk önce ben küfrederim gelmişim geçmişime
Aynadaki yüzümü dahi

Geçen yıldı varlığını dahi bilmediğim
Güya
Doldurtup ateşi traktör vagonuna
Adını bilmediğim kişi veya kişilere
Davul zurna eşliğinde göndermişim ormana
Sormuşlar romana
O bile eskiden demiş eskiden alana
Lavra yuvası milyar çeşit sahası
Siyah ağırlıkta kokusu mu
Sormayın gitsin
Kim salmış bölgeden o hurdacıyı
Hurdacı denince Niğde gelir aklıma
Çalışanına teşekkür geri dönüşüm adına
Sonra
Şüpheli diye zabıtlara geçmiş tek şahsın
Yarına kalmadan itiraf ediyorum
Ben yaktım yüreğimde
Başkasının hakkını yutan kim varsa
Kimler varsa alayını
Sorun yaktım kendi sorunumu unutarak
Talancıları
Yalaka yavşak yağcı yazdıklarımı
Yola çıkıp satanları
İftira atanları dedi kodu katanları
Hani ego bulutlarını kendine uçak sanıp
Tepeden bakanları
Demincek Rıza Amca derken Tosun Yusuf
Gözlerimi gözlerinin hizasına getirip
Görmeliydiniz onu nasıl kucakladığımı
Üzülmedim arkadaş yaktığım kim varsa
Leyla Mecnun yangını değil bu
Üzerime atılan
Masumken sabote eşkal renginde
Hem yaktım hem de yandım
Yaktığımda yakan da bedenimde gizli
Bir yarın olsun hele...