Sorma bana hiç bir şey yüreğim o kadar yorgun ki,
seni öyle seviyorum ki yangınlar çıkıyor bedenimden,
geçmişimi kurcalayan sen oldun,
ağlayan gözlerimi sen güldürmüştün.
Ama şimdi gidiyorsun kedere vurdum kendimi isyanlardayım.
Kaleme almak istedim senin yüreğini olmadı.
Çünkü yetmiyor ki seni anlatmaya.
Gitmeler oldu mu olmuyor bende ne varsa yüreğimde,
hepsi duruyor ve çilekeş dünyama geri dönüyorum.
Seni tanıdığım günden beri mutluluk zirvesindeyim sanki,
yüreğimdeki o ateş beni aldı götürdü başka diyarlara.
Ama şimdi bir kanadım kırıldı sanki yol yanımda yok gibi.
Gideceksin biliyorum gitme desem de gideceksin yüreğindeki o yangınla.
Ulaşılmayacak bir yere gideceksin belki ama bendeki sen hiç ölmeyecek.
O değerli yüreğin beni yalnız çiçeğim.
Senin yokluğunda ne yaparım biliyorum.
Tek bildiğim şey seni hiç bir zaman unutmamak.
Yine yara aldı gönlüm, yine sevdim bir gönülü.
Gitti gidecek yolun kenarında gitmeye hazırlanıyor.
Yüreğim yalnız her zaman ki gibi sessiz fırtınalarda.
Ölmeyen bir yürekti bende.
Ama biliyorum ki bir daha gelmeyecek bu gönüle.
Biliyorum, biliyorum.
Sorma ne haldeyim üzgün ve gözü yaşlıyım.
Yaramaz bir çocuk gibi mız mızım.
Yarası kanayan biçareyim.
Gittiğim her yolda sen varsın yalnız çiçeğim.
Sadece sen bitmeyen sen.

04/02/2011
15:10/cuma
Şebnem Örs