6
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1215
Okunma
gün yüzünden yüz bulup da
nasibini almamış her gece
hibe eder güneşi
kısmetin üstüne karalar çeken
geçmişin kör kuyusuna
üç günlük dünyanın ömrünü çürütür
kanatlarına estetik yapan kelebekler
sen, acıyı fırında unuturken her defasında
beklemenin defansından çıkıp
mutluluğa kabartma tuzu ektim
sonra kış ninnisiyle
uyukladı mevsimler
bizi uyandıran
antenden radara terfi eden bir kelebeğin
yalandan kim ölmüş’ diyen beyanıydı
bakışlarına atacak hapım kalmamıştı
zaten sen de gazozdan kahveye geçecek kadar
uzatıyordun zamanı
derken,
hayatın kirlilerini temize çeken bir kadının
balkondaki çamaşır ipine astığı günahlara ilişti gözlerim
her rengi elleriyle çırpıp
dudakları arasına sıkıştırdığı mandalıyla
homurdana homurdana asışını izlerken bir yandan
çamaşır sepetine her eğilişinde
bir gözüm sende
bir gözüm
uzatmalı dürbünde
..
hayatım kahven bitmiş farkında mısın
üstelik
kelebek konmuş fincanına
sen
bana
dalarken..