1
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1362
Okunma
ne kadar eksikmiş
sensizliğin evveli
senden sonra yaşadım
şu dünya cennetini
yalnızlıktan altı sıfırı sildiren gelişinle
tedavülden kalkan bir aşkın
boşa düşürdüğü kalbe
mührünü vurdu
dudaklarındaki sır
senden önceymiş meğer
çift haneli özlemlerin
kalabalığa direnen enflasyonu dizginleyen
gün batımlarındaki kur farkı
sevgilim
kalbimdeki barakayı
taht edenim
bahtıma düşen talihe
kuş olanım
kara yazı’ma
adını
tebeşirle yazanım
ki toz uçar
yazı kalır kışımda
sülün gibi salın sen
düşümün tevek salıncağında
gel hadi
taç giydirelim
azı dişime
ki
çok açım
susadım
kur sofrayı geceye
suya ateş katalım
al beni cennetine
ben nasılsa yanarım,,