1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1117
Okunma

Dönüştük
Yazdan güze geçer gibi
Aklımızda bin ziyan
Kalbimizde kül duman
Ne şehirlerden geçtik
Damarlarımızda aşk küresi
En güneyden en doğuya
En kuzeyden en batıya
Dönüştük
Savaştan sevişe dönercesine
Kırk kırık ikindide
Kırk saat ıslandık
Arınmaya yunmaya
Urbalardan üstümüze sinen
Naftalin bile değil artık
Kumaş ölüsü
İçimizde engebeler
Ruhumuzda ıstırap
Ellerimiz bir boş bir dolu
Dönüştük
Aşktan melâle yürürcesine
Ay kaç kere ağdı üstümüze
Tamdan dolundan kaç kere geçtik
Kaç güneş kavurdu ikilemlerimizi
Kaç yağmur damlası değdi
Hüznümüze
Sesin seyr-ü seferinde
Kaç kırık saat
Kaç irkilmeyle bölündü uykumuz da
Kaçmayı akledip fiil edemedik
Dönüştük
Elde var şiir
Avuçta bir avuç demir leblebi
Çifte kavrulmuş hasretle
Sonra bir cinayetin tanıklığı düştü bize
Günden geceden miras
Akla fikre delilik dolayıp
Savaştık değirmenlerle
Dönüştük
Böcekten kelebeğe
Kemirgenden üretkene
Ağzımızdan kara bir köpek
Kusana dek.
Büyüteçsiz büyütüp,
Her aşkî görüntüyü
Gölgeyi aslına diktik ki kopmasın
Saate zamana takvime zulmettik
Ve mesafelere
Ve yönlerine merkezimizin
Doğuya batıya güney ve kuzeye zulmettik
Metotlu ve bilinçli bir vandallıkla
İçimizde eşkâli tam belirlenmiş
İştihamıza kasteden aşk katilinin
Dönüştük
Geriden beriden dünden
Öne öteye yarına
Zaten bir hesabı yarım bırakıp
Diğerini hiç ödememişiz
Tenden yükselen hiçbir buğuyu
Boşa vermiş de değiliz hani
Akmışız akılacağı kadar
Dönüşmüşüz sarnıçlara
Gergin bir ipten alıp boynumuzu
Büyük bir Şefkate râmetmişiz tekrardan
Rikkatimiz
Dikkatimizden hep bin adım önde
Hasbiyiz muhasebeci dükkânında
Güzden güze geldi hikâyemiz
Yağmurdan diğer yağmura
Hayat bir sanrı değil artık algımıza
Malum bir temaşa
Seyrediyoruz
İçindeyiz kuş cıvıltısının
Dönüştük
Sarı bir resimden
Bembeyaz bir hikâyeye
Yeknesak bir boşluktan
Esritici bir loşluğa
Işık hızıyla geçtik
Durmadan
Kargandık
Çapraştık
Savaştık
Direndik
Lanetlendik
Ama her zaman dimdik
Dönüştük
Böcek ziyafeti bir cesetten
Efsanevi bir aşk masalına
İçimizde yeni boşluklar
Giderek dolan ötekilerinin yerine
Dışımızda bir güzellik
Çakırkeyif bir sendelemeyle beraber
Sese göze tene ihanetle başladık yola
Dönüştük
Şimdi
Tek ses
Tek göz
Tek ten’iz
Aşk muammasının tablolarında
Yükseklerden
Billur sızıntılarla indi kalbimiz
Düzlerdeyiz
Sakiniz ve dahi dupduru
Sessiz kedersiz
Ama hep biraz hüzünlü
Durgun bir suyuz artık
Dönüştük
Çağlayandan
Sorduk bütün hesaplarımızı
Gülenden
Ağlayandan
Sır içimizde
Ser veririz de
Esinsiz efsunsuz şiirsiz
Bir büyüye
Yer vermeyiz
Kalbimizde...
22 Eylül 2007
Şükrü Özmen