Adam gibi adam sözünden dönmez,
Kurnaz tilki gibi pazara inmez,
Sahrada başını kumlara gömmez,
Her zaman uyanık kalır emmoğlu….

Müsrif kasapların şaşar hesabı,
Ne satırı kalır,ne de masadı.
Esnaf defterinden silinir adı,
Boyunun ölçüsün alır emmoğlu…

İşimiz gücümüz her gün siyaset,
Kalkmaz üstümüze çöken rehavet,
Yeter artık bıktırıyor rivayet,
Sel giderse kumu kalır emmoğlu.

Mayısta çıkardık bizim yaylaya,
Kimimiz atlıydık,kimimiz yaya,
Obayı kurardık Çakmakkaya’ya,
O günler mazide kaldı emmoğlu….

Yine Fil Hamdi’nin kafası esti,
Erken öttü diye horozu kesti,
Sabah olduğunu duyuran sesti,
Horoz bakmak yasak oldu emmoğlu…

Eski köye yeni adet gerekmez,
İnat etti dayım,tarlayı ekmez,
Acıdı ninemin yaptığı pekmez,
Bakır kapta,zehir oldu emmoğlu…

Fadik nine hiç eşeğe binmedi,
Gece gündüz tomafilden inmedi.
Hasan dayı korkusunu yenmedi,
Kağnıyla yolculuk yapar emmoğlu.

Su testisi su yolunda kırılır,
Söylemezsem Korkut dedem darılır,
Suya düşen bir yılana yılana sarılır,
Pusula yok, yön belirsiz emmoğlu….