0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
867
Okunma

Ben
Sana yar dedim
Samimiyetine güvendim
Hissiyata
Önceleyip, itibar ettim
Hep arzuyu, hazzı seçtim
Yıllara
Sari olan beklentilere
Hayale, hülyaya dalıp gittim
Huzuru
Saadeti buldum diye
Hiç kimseyi dahi dinlemedim
Örfü, ananeyi
Özellikle terk etmiştim
Maneviyat adına neredeydim
Ne vakit
Sen her halime vakıf oldun
Sırra vakıf oldukça başkalaştın
Artık açıkça
Hükmetmeye, yönetmeye
Her geçen gün kendini adamıştın
Ben ise
Sözlerine, gözlerine baktıkça
Sen hiç anlamadın, zaafa kapıldın
En ufak
Bir ikaz veya dikkatin çekilince
Gözlerin kararıyor hiçe sayıyordun
Sende
Benim düştüğüm hatalara
Düşmüş ve enaniyete kapılmıştın
Çok geç
Olsa da huzur ve saadet
Ruhsuz, hesapsız, ihlassız olmuyor
Kudet
Veya varlık bitene kadar
Sahte mutluluklar ruhu yüceltmiyor
Meşkuk..
Kelimeler, cümleler içindeyim
Okuduğum kitapları nasıl boş vereyim
Mazi adına
Silinmez izlerin ibretini neyleyim
Cana haz yaşatmak için mi zaafı seçeyim
Ruhumu
Vicdanı mı, kalbimi hiç dinlemeyim
Dünya keyfine adanmak için geldik diyeyim
Nefes
Daralınca, şakaktan ter boşalınca
Mecburen mi ahdi, vefayı, mizanı düşüneyim
Kudreti
Doğru bilinç inşa etmek için değil
İhtirasa, hınca, zanna, hırsa mı teslim edeyim
Yoksa
Ruhi ve vicdani bakımdan hayli
Nizam edilmesi gereken şehvete mi yenileyim
Basiret
İhlas, ahlak, edep ve rükkati
Şekliyete, riyaya, ne derlere göre mi düşüneyim
Samimiyet
Ve sadakat elbette ki bir bedel ister
Kelimelere hapsedilen hezeyan ihlası viran eyler
Mustafa Cilasun