0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1114
Okunma
Üç beş soysuz yüzünden, elimi
Terk eyledim; Şehrim ile sılamı
Yüzü dost; Kalbi hainin çalımı
Mevki, makam; Elimden eyledi
Siyaset pazarı; Çok yüzlü yaşar
Gönül kazanım, kaynayıp taşar
Kötülerin yaptığı, aklıma düşer
Kulak asmadım, çokları söyledi
Kimi kötü, kimi kötülüğü örter
Arasında ne fark var, alkış tutar
Zayıflar ceza görür, güçlüler yırtar
Ta ezelden beri ;Adalet böyleydi
Darağacında masumu asar ise
Gönül; Adalete, nizama küser
Bilmezler konuştu, bilen susar
Keşke; Bilgisi, belgesi olaydı
Hayallerimle sorguya tutuldum
Sistem zarı hilebazmış, ütüldüm
Bürokrasi pazarında, satıldım
Kadir kıymet bilen biri alaydı
Topal olan kanun; Bize ulaştı
Gov Kaybet delil, Hüküm yılıştı
Kimler ezmediki ,bu can alıştı
Filler çimene bastığın bileydi
Güneyliyim, Ankara’da üşürüm
Bir güzelin sevdasını taşırım
İlahlara kurban; Ola, ola yaşarım
Kerbelaların sonuncusu olaydı
Sistemin sam yeli, soğuk eser
Başımızı siyasetin kılıcı keser
Üzüldüğüm; Abi diyen, ipim çeker
Bari Hasmım, merdane geleydi
Kanunların yapıldığı yerdeyim
Asılım; Vekil elinden dardayım
Ey Rabburrahmanım; Zardayım
Kulların yamuk olmayaydı; Nolaydı
Yarsuad; Kendi halinde bir kuldu
Şahitler dinden, kendi maldan oldu
Asıp, kesenleri; Müslüman kuldu
Üzülmezdim Vallaha ‘ kâfir’ olaydı(1)
1- NOT ;Uzak ve yakından aynı değerleri savunanlarca; Öldürülen, incitilen insanlar; Daha bir başka üzülüyorlar….Şöyle ki;
SAHABE’den Amr (ra) anlatıyor:
Hz. Ömer (ra) hançerlendiği sabah ben ayaktaydım. Onunla aramda sadece Abdullah b. Abbas vardı.
İki saf arasından geçince arada durup bakmıştı. Bir boşluk gördü ve ‘Safları düz tutun’ dedi. Sonra önce geçip tekbir getirerek namaza başladı. İlk rekatta cemaat toplanıncaya kadar, Yusuf veya Nahl suresini okudu. Ruküye gitmek üzere tekbir getirmişti ki, o esnada hançerlendi. O anda ‘Köpek beni yedi’ diye bir ses işittim. İranlı köle, elinde iki ağızlı bir bıçak ile kapıya doğru fırladı, sağında solunda kime rastladı ise hançer sapladı. O gün cemaatten on üç kişiyi yaraladı. Bunlardan dokuzu zehirli hançerle öldü. Bu durumu gören Müslümanlardan biri, katilin üzerine bir elbise attı. İranlı köle yakalandığına kanaat getirince hançeri kendisine saplayıp intihar etti.
Hz. Ömer (ra) yaralı olmasına rağmen Abdurrahman b. Avf’ı tutup öne geçirdi. Hz. Ömer’in (ra) arkasındakiler de benim gördüklerimi gördüler. Mescidin yan tarafındakiler ise ne olup bittiğini anlayamamışlardı. Abdurrahman b. Avf (ra) cemaate namazı kısa bir şekilde kıldırıp tamamlattı.
Hz. Ömer (ra) mihraba uzandı. Yanındaydık. Sordu:
- Ey İbn-i Abbas, bak bakalım beni kim yaraladı, dedi.
İbn-i Abbas (ra) bir müddet dolaşıp döndü ve:
- Muğire b. Şu’be’nin kölesi, dedi. Hz. Ömer (ra):
- Halbuki ben ona doğru olanı ve iyiliği emretmiştim, dedi ve ilave etti:
- Ölümümü, Müslümanlardan birinin eliyle yaptırmayan Allah’a
hamdolsun.
Abdullah (ra) devamla şöyle anlatıyor. Hz. Aişe (ranha) annemiz:
- Allah Rasulü’nün yanında kalan bir kişilik yeri kendim için ayırmıştım. Lakin bugün Ömer’i kendime tercih ediyorum, dedi. Ruhu kabzedilince, onu aldılar, yürüyerek Hz. Aişe’nin (ranha) odasına kadar geldiler, Abdullah (ra) selam verip:
- Ömer izin istiyor, dedi. Hz. Aişe (ranha):
- Alın içeri, dedi ve derhal içeri aldılar. İki arkadaşıyla birlikte oraya defnedildi.
(ALINTI)