4
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1312
Okunma
bazen uzundur yürüdüğün yol
dikenli patikalarda
çalılar çırpılar
yırtar oranı buranı
kayar ayağın
yağmurda
yağışta
ankara lastiğinden hallicedir pabuçların
göze zirvedir orası
kalbe kıble
aşka taht
yorulduğun zamanlar olur
pes etmeye meyleden düş kırıklığı
içten dışa çekilen ne’n varsa reddeder
dıştan içe olan düşüşü
emektir seni vazgeçiren
niyettir
ya aşık.. dedirten
ve zirveden görülür
oraya çıkan yollar
kimi asfalttan
kimi patikalar
anlamsızlaşır çektiğin çile
ütüsü bozulmamış kıyafetler içinde gördüğün
ve kısa yolun asfalt olanında, hem ışıklı
hem de kırmızıdan serilmiş halılar üstünde yürüttüğü prensten bozma soytarıları görüp
ihtişamlı sofralardan kalma şaraplar
şuh kahkaha sesleri sinmiş mahzenler
salkımlarda
doyum artığı bir kaç üzüm
ve
terk edilmiş
teselliye muhtaç biraz hüzündür sana kalan..
bazen,
yükseklerden görülebilir ancak
başka başka uzak zirveler
lakin
her zirvede sis olur
ve sisler içindedir giz sandığın
zaten sır değil midir hep
perdesini çeken
ve o perdeyi aralamak için
kendisine çeken
takatim yok Rüveyda
ne bu yokuşu inmeye
ne de dikine çıkmaya
hele bir kuş dolanıyor ki göğümde
kanatlarıyla bir kalbi indirdiyse diye şu zirveye
ah aklım
ah içimi kemiren bilinmezlikler
ah şu iflah olmaz şüphe
endişe
ya mutlu edemezsem diye
ya mutlu olamam diye
ya bütün yollar
yerle yeksan olası bir ihtimalin zirvesiyse..
veyahut
yaşamadan ölmek varsa..nasipte