0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1333
Okunma

GÖNÜL PENCEREMİZDEN
Hayli yüksekti palmiyeler
0la ki yaşam bizden
K/anıt ister bir gün
Yaşadığımıza dair
Bak bu res’midir
Gölgesinde palmiyelerin
Birlikte oturduğumuz
Altında durduğumuz göğün...
Hava parçalı bulutluydu
Bir parça mavi, biraz hüzün
Ha yağdı ha yağacak
Yağmadan, çay bir bardak
Taze demli, buğul buğul
Bir fincan kahve gibi
Sımsıcaktı yüreğin ile yüzün...
Ne zaman ki rüzgâr eser
Dağılır bulut, güneş açar
Anında düşer gölgesi bulutun
Ve biz yollarda yürürüz
Adım adım, gâh yokuş gâh düz
Gahi gece, gâhi gündüz...
Acılar ile hüzün de böyle
Mutluluklar ile sevinç de
Ola ki bir gün tanık ister bizden /
De/ o zaman yaşama,
Gün ya da dün gibi
Herhangi bir gün
Vakitlerden öğle
Birlikte çay, kahve içtik
Bir bulut geçti üstümüzden...
Bir gün ne iz kalır ne de giz
Yazalım geçeni içimizden
Güz geçse de yazı kalsın,
Armağan olsun bulutlu dizeler
Güz yağmurlarıyla ikimizden,
Sevgi, saygı, iyi niyet
Bu güzel dostluk, samimiyyet
Gönül penceremizden, Semiramis...
Şaban AKTAŞ
25.10.2017 - 16.54
YAŞAM KAYNAĞI IŞIK
Fotoğraf bir ışık oyunudur,
Işık yok ise görüntü de yok
’’Madde, ışığın karanlık yüzü’’
Düş ise aydınlık;
Gözle görülür,
Elle tutulamaz
Diyemeyiz ki sanrı,
Fazlası yakar, öldürür
Öleni yaşama döndürür
Hiçbir nesne (karanlık)
Işığın gücünden kurtulamaz!
Fotoğrafı ruhunun
Erk, enerjİ
Maddenin biçimi
Düş/üncenin akışına göre değişir
Elektronlar, atomlar
Nötronlar, fotonlar
Sen ben gibi her biri;
Tanrı parçacıkları;
’’Big Bang’ten beri
İçindeyiz evrenin
Hem kanatlı hem kenetli
Foton tanecikleri
Düşlerimiz ile var
Diyemeyiz ki
Yalnız hayâl sanrı
Hayır, düşler de gerçek
Arı gibi uçar
Çiçekten çiçeğe
Tüm rüyâları dolaşır Tanrı...
Yaşamak Tanrı’nın da rüyâsıydı!
Şaban AKTAŞ
25.10.2017
SEBİL SULAR
Gelirim dedin, gelmedin
Gelemedin yâr;
Kapıdan çıktın çıkalı
Yüreğime giden
Damarlardan biri tıkalı...
Birini söndürsem
Öteki başlar yangının
Yüreğim yanar,
Ciğerim kanar
Midem köpürür,
Kolay değil bu dert
Alır beni
Başka dünyaya götürür...
Her insan yanlış yapar
Bazı yanlışlıklar
Bazı doğrular gibi
Hem yapar
Hem yıkar sevgili
Her acıdan beterdir
Dayanılmaz ayrılıklar...
Yangınlarımın faili benim;
Yüreğime "Hayır!" dedim
Ateş ve su ile ödedim
Bir hayırın bedelini...
Bir sağıma gider
Bir soluma gider elim
İki gözüm iki çeşme
Birini kapatsam
Öteki akar
Ötekini kapatsam
Beriki bakar;
Bu sular sebil,
Aşk pınarı sebil akar...
Gönül kırmanın günahı
Ancak hıçkırıklarla;
Başka nasıl gider/elim?!
Şaban AKTAŞ
25.10.2017 - 09.09
GÜL YAPRAĞI KADAR NARİN
Gül yaprağı kadar narin
Sımsıcak bir teni vardı
O dal boylu fidan yârin
Aşk ateşi beni sardı
Yakar beni, yakar beni
Gül yüzünden kopar beni
Yandım aşkın ateşinde
Cehennemden kurtar beni!
Aşk deyip de kandırmayın
Yandım daha yandırmayın
Düşümden uyandırmayın
Yâr deyip kim takar beni?!
Yakar beni, yakar beni
Gül yüzünden kopar beni
Yandım aşkın ateşinde
Cehennemden kurtar beni!
Yandı Çukurova yandı
Gönlüm bakışına kandı
Seni bir güneşsin sandı
Ateşinden kurtar beni!
Yakar beni, yakar beni
Gül yüzünden kopar beni
Yandım aşkın ateşinde
Cehennemden kurtar beni!
*
Şaban AKTAŞ
26.10.2017 - 21.22
GÖNDERİ
Barış zamanında kolaydır
Bayrağı göndere çekmek
Gölgesinde bangır bangır
Korkusuzca bağırarak
Hamasi nutuklar atmak!..
Hele sen gel de kolaysa
Savaş zamanı başı çek
Kelle koltukta ata bin
Ölüme karşı dur, bir bak
Yoksa mermin süngü tak!
Ateş ve kanla yazıldı tarih
Başa baş, dişe diş hürriyet
Canla başla istiklâl
İlim irfan şanla kuruldu
Yaşadığımız Cumhuriyet
Şaban AKTAŞ
27.10.2017
GECEYARISI ŞARKISI
Vakit bir geceyarısı
Geldin düşlerime daldın
Tuttu kâlbimin ağrısı
Niye benden ayrı kaldın?!
Hem yağmur var hem de rüzgâr
Her damlada bin hüzün yâr
Görünmez oldu yıldızlar
Bulutları sen mi saldın?!
Sen göklerde burçlanırsın
Ay-yıldızlı taçlanırsın
Melek olsan suçlanırsın
Dünyada tek sen mi kaldın?!
Şaban AKTAŞ
26.10.2017 - 02.23
DAR ZAMANLAR ?!
Kısaldıkça ömür
Değere biniyor zaman
"Vah!" diyor,
"Eyvah!"iyor,
"Eşekliğime doymayayım!
Vaktinde okumadım!
Bir o kadar da çok
Bu kadar güzel kitabı
Şimdi nasıl okuyayım?!" diyor
İsyan ediyor insan
Fakat giden geri gelmiyor!
Yazmaktan okumaya
zaman kalmıyor;
Yazsan olmuyor
yazmasan olmuyor,
Gençliğimizde geleceği
örmüyor, öremiyoruz,
Hangi taş
Nereye n/asıl yönet
Hangi duvara ne
N/asıl konur, öğren, öğret;
Görmüyor, göremiyoruz!;
Şaban AKTAŞ
25.10.2017 - 00.30
SARMAŞIK VE SIRNAŞIK
Her ağaç her yerde yetişir sanma
Yaylanın sediri sahile gelmez
Her güzel yürekten tutuşur sanma
Gün görmemiş insan kadrini bilmez
Huyu huyuna denk, suyu suyuna
Zor dengini bulmak boyu boyuna
Ölecek sanırken aşkın uğruna
Baş dara düşünce ardından gelmez
Kapalı bir kutu sandıklar vardır
Dışı fındık, içi zındıklar vardır
Mert görünen nice kancıklar vardır
Özü ile sözü asla bir olmaz
Sarılır sarmaşık kökten kurutur
Seni herek bilir, boyun büyütür
Gün gelir dal budak toptan çürütür
Kötüler bu gönül yurduna gelmez
Aktaş gördün aşkın yedi rengini
Yağmur bulut rüzgâr aşk ahengini
Gökkuşağında mı buldun dengini
Aşıkların yeri yurdu bell’ olmaz
Şaban AKTAŞ
03.08.2015
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ