5
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1053
Okunma
belki bilemem
bir kadın değdirse ayaklarını..istanbulun suyuna
ne hissettiğini
ya da bu histen yola çıkan şairin..gözlerini kapatıp
hissettiklerini
ama
sözcükleri eğebilirim, kalbine amade
sonlarında üç nokta beliren cümlelerden gemi yapıp
yüklerim anlamların cümlesini
kıvrıla kıvrıla akar sakaryadan
taa istanbulun surlarını aşıp
kalbinin kıyısına
mevsimini şaşıran çiçekler toplar ellerim
derilir güz
dürülür son baharın envai sarısı
dersin ki
bunlar benim için
derim ki
he canım
kalbin iç’im
yürürüz sonra
bir kırmızı ışığın durduran molası
bahanesi olur ellerin
tutuşup..bir daha bırakmamaya
sen
istanbulu anlatırsın yol boyunca
ben
istanbulu anlatan sana b’akar
anlarım
bir kadının suya değen ayağından çıkan sesin sırrını
denize nazır kaldırımlar uzar ardımızda
dalga sesinin sindiği bir kayanın
diğer kayayla buluşamadığı aralıkta
yer açıp kendimize
soluklanır dudaklarımız
sana sakarya taşıdım sevgilim
denizin tuzunu
arzunun nemiyle karsın diye dudakların
ve karışsın diye dudaklarımdaki öksüz acıya
güz sarartan sancılarıma iyi gelsin diye boynunun kavisi
çok çektim
hadi
at şu simidi denize
martılar bayram etsin
susamlar yapışmış ağzının kenarında
uslu dur biraz
hah tamam
hadi devam edelim..