2
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
1043
Okunma
dört duvardır bazen
dinler gibi görünen
yer, beton
gök..tavanıdır ufkunun
tek kanadıyla uçamazdı pencerem
küçük bir kızın pembesiydi duvarların rengi
kapının buzlu camında 15 minik kalp
ikisi düştü düşecek
hayaller sinmiştir diye
belki dualar
belki korkular
ya da umutlara tanıklık etmiştir diye duvarın rengi
hiç değişmedim
kıyamadım
el sürmedim minik bir elin değdiklerine
dağınıktım ama
terlikler bir yana
çoraplar öbür yana
ve sigara dumanı siniyordu ..dört bir yana
karga sesleriyle barışmayı
onlara peynir vermeyi
kapı dibinde dik duran valize baka baka
yolcusu olduğum hayatın daralan kesiti içinde
kısık sesle rolümü yapmak
ve omzuma yüklenen vebali
layıkıyla taşımak
en büyük görevimdi
siz
develeri tellal
pireleri berber eder iken
ve aynı pireler uçuşsun diye nazik poponuzda
ölümle burun buruna yaşayıp
uykuları bölüyordu namludan çıkan çığlıklar
göğü yararcasına
geçtim
o sınavı da geçtim
şimdi siz sağ
ben selametim sağınızda
ve artık
solunuzdan kalkabilirsiniz
ya da uyuyun hep
hiç uyanmayın..
uyuyun da yok olun
niiin ni..