47
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2858
Okunma

salkım salkım
çocukluk iştahım kabarıyor yine
akasya dallarında
şu benim şeytan uçurtmamın ipi
hangi bahara
ve hangi ağaca dolanmıştı
haydi gel de hatırla
kozamı henüz yırttığımda
aklım Neriman’da kalmıştı
göremediğim rüyalarım
umutlarım saklı durur
bugün hala Kaf Dağı’nda
ve nasibimse yerim
biri benim üç elma
aç sefil öksüz yetim ve ağır yaralı çocukların
gözyaşlarıyla kanları dökülürken vicdanımın üstüne
mayınlı ve dikenli savaş tarlalarında
gülemem
ahh öyle sinirli ve huzursuz!
şu memleketimin insanı
“neden gökyüzü bir avuç”? diye
hayıflanır bana
bakışı mutsuz
onbinlercesinin derin kuyularda
mahpus olduğunu dilim varıp da
söyleyemem
Güneş çoktan yatıp uyumuştur
tepelerin ardında
uzaktan şimşekler çakıyor
yağmur yağsa da
beni çeken birşeyler var
akasyaların dallarında
yağmur kesilirse
içerim ben bu gece efkardan
yıldızları seyreder
denizi ve rüzgarı dinlerim
büyük bestekardan
çiçekler nasıl da güzeldir şimdi
ayın şavkı vurduğunda
birkaç çiçek koklar
birkaç umut toplarım yarınlara
yine inime
yalnızlığıma dönerim
Celal çalık