Bir...
Ömür
seni sorsam
Özlemden, firkatten tutunsam
Her lahza arzu
ve tutkunun la yaşasam
Kendimi unutacak kadar
fedakarlık yapmaya kalksam

Nazargah
olan kalbi en yakın
olan sahipten uzak bıraksam
Yazsam,
meramı mı anlatsam,
artık dayanamayıp dağlara çıksam

Sen
yine de inanma,
itibar edip kanma, acıyarak
yakınlaşma, haktan uzaklaştıran
her ne varsa başa beladır unutma

Bazen...
Sözün bittiği andır
Hüznün kuşattığı zamandır
Hicran
sabrı, metaneti
zerk eden farktır
Zaman umudu, çileyi,
süruru yaşatan hakiklattır

Akıl,
hak rızasına
nail olmak ve ona
layık kulluk yapmak irfanıdır
Ölüm
can için vardır,
ruh mekanına çıkmaktadır,
mizan ne adil bir yargılamadır

Ne mutlu...
Bir ömür umut doluydu
Millet ve
devlet için baş koymuştu
Birliği ve dirliği
yok etmek isteyen hainlere
karşı mücadele etmekti yolu

Nefsi için değil,
makam, sıfat için değil, Hak
yolda şehadet şerbetini içmektir,
sır olan muştuydu

Cephede,
emir komuta halinde,
samimiyet ve sadakat
derdiyle gelecek nesillerin önünü
açmak, ufuk sunmaktı asıl konu

Hep
birlikte şahit oldular
ve bu kutlu yolda unutulmaz bir
hoş seda bıraktılar,
akan gözyaşları umuttur, sevinçtir,
hüzündür, güvendir
fani adına ne mutlu sondu

Rabbim
rahmet eylesin, millet ve
devlet olarak sabır
ve metaneti ziyadeleştirsin,
akınları sevinerek hüzünlensin

Mustafa Cilasun