0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1206
Okunma
Ben nerde Bir kuytu köşe bulsam
Oturdum seni düşündüm
Haklı haksız kim demeden
Suçlu suçsuz aramadan
Öyle anlar olduki
Çıkıp gelmek istedim
Ne ’neden geldin’soruna cevap düşündüm
Nede ’niye gittin’ sorusunu sormak istedim
Evet gelmek istedim hiçbir sebebe sığınmadan.
İşin aslı senden sonra
Çok kırıldım
Çok üzüldüm
Ama yinede hep güldüm
Mesala ne zaman Bir ’Seni seviyorum’ duysam
Hıçkıra hıçkıra güldüm
Anlıyor musun ?
Hıçkıra hıçkıra.
Ne acından kaçtım ne Aşkından
Hiç korkmadan hep yokluğuna yürüdüm
Oysa hatırla sen varken
Ne çok korkardim yokluğundan.
Mesala çok kalabalığım oldu
Yalnızlığın dibine vurduğum
Acıdı !
Acımadi dersem yalan olur...
Kime konuşmak istesem seni sustum
Kimseden senin tesellini istemedim
Evet ayakta dik durdum
Son baharda yapraklarından olan
Ağaçlar gibi
Öyle durgun öyle buruk öyle çaresiz
Hiç geçmeyecek sandığım anlarım oldu
Kederden iki büklüm olduğum günler
Musalla taşında uyuduğum geceler
Uyanarak öldüğüm Sabahlar
Ve çokça keskelerim oldu
Ama hiç pişmanlığım olmadı mesala
Çünkü biliyordum
Ölüye nasıl kalk denilmez ise
Gidene de kal denilmez di...
Şimdi şayet dersen bu satırlarda neyin nesi
Bu ne bir şiir di
Ne bir özlem
Nede hasret
Bu sadece Yüreğimdeki kabrine ziyaret...
Issız şair Murat Arslan