0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
934
Okunma

İnsan..
İçin sosyal hayatı
Yaşamak
durumunda kaldığı şartları
Kader olarak inanılan
bir zaaf olarak karşımıza çıkıyor
Bu şartlar
en çok kadın kimliğinde
çileye, cefaya davet çıkartıyor
Er kişinin
söz ve kararları
hüküm olarak algılanıyor,
aksi halde hiddet, şiddet başlıyor
Kadın
biyolojik
doğurganlık dışında
ilme, irfana
iş meşakkatinden
uzak kalıyor, er kişi davacılık,
çiftçilik adına koşturuyor
En azından
evin otoritesi olan,
kendine inanılan ve
tabi olunan
akıl ve vicdan ilme,
irfana kavuşsa, ufku açılsa
huzur ve sürur öne çıkıyor
Gel...
Ağlama
Diyemem ben sana
Yapılan
haksızlığa şahit olunca
Neden
horlanan kadındır,
aklım, iz’anım bir alsa
İşte o zaman inanamam
karşıma çıkan
ve konuşan her insana
Ehliyet ve
emanet hak katındandır,
mizana uzanan bir hesaptır,
haydi sor
inandığını söyleyen adama
Sen
hep sessiz kalınca,
kaderim diye inanınca,
anlamayı, araştırmayı, taklitten
kurtulmak için yüreğini ortaya
koyacak bilgin olmayınca
Hayat
senin için
acı ve cefa, lakin
bu senin hakkın değil,
bahtın değil
sen bizzat sen olmayınca,
hiddet ve şiddet yanında
Neler...
Anlatır ayna sana
Okuduğum
kitaplar ibrettir bana
Her
satırında saklı sahneler
önüme çıkınca
Yüreğim bırakır kendini
sessizce bekleyen hicrana
Aklın,
vicdanın,
iradenin mecbur kaldığı
bir yolculuk var ya
Ruhsuz, yapay, hakikatten
yoksun düş ve hülyalar
derttir insanın başına
Hele birde
akidede şirk olunca,
mukallit kimliği öne çıkınca,
avunmak sana,
bahane ne kim inana
Mustafa Cilasun