4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1147
Okunma

Hüznünü isyanıma, kendime günah yapıp,
Ruhumla meczederek, sevaba katarım ben.
Beklenilen şafağın, yıldızlarını alıp,
Gecenin koynundaki, hasretin olurum ben.
Sebepsiz korkuların, yürürken sokağında,
Kızıl saçlı rüzgarın, savuran yaprağında,
Tanımsız duyguların, bedensizlik ruhunda,
Hanına mey olarak, hiçliği tanırım ben.
Harmanın hazanında, batışında güneşin,
Rüyasız yolculuğun, özleminde dervişin,
Zikrini dem tutarak, Mansur’daki deyişin,
Ölümü tanıyarak, ufkunda kalırım ben.
Yokluktaki varlığın, küskünlük zamanına,
Mevlevi umanında, beklenen çağrısına,
Yok eden feryatların, sevdanın diyarına,
Vuslatın dergahında, yolculuk ederim ben.
Sana olan aşkımı, manaya çevirmişsin,
Seksen iki sınır taş, çarkınla devşirmişsin,
İki katlı evinde, gölgeyi dar etmişsin,
Cemdeki rüya gibi, semaya dalarım ben.
Uslanmaz yeminlerin, tutunarak rengine,
Beklenmeyen vedanın, Pir Sultan’da dengine,
Atılmış çiçeklerin, kanattığı yerine,
Ruhumla kucaklayıp, beyzaya giderim ben.
Yokluğunda resminin, hicranında kalarak,
Hacı Bektaşı Veli, divanında durarak,
Umutsuzlukta umut, durmadan arayarak,
Nar çiçeği büyütüp, kışıma taşırım ben.
Yunus’un miskinliği, özündeki yücede,
Çiçeklerin solduğu, çözülmez bilmecede,
Anlamını kavradım, uykusuz gecelerde,
Bir sevda ki sevdadan, öteye geçerim ben.
Şahin Hanelçi
25.04.2008
Elazığ.
Fotoğraf, Cemile Haşimoğlu’na aittir