21
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2438
Okunma

(ALTINCI REPLİK)
ey ışığa aşık karanlık!
ey körolacası tarih!
o zaman gör bakın bu yangına
dayanmayacak bu yangına bu ocak
çatlayacak sağ taraftaki taş
bir lotus fışkıracak çatlaklarından
patlayacak sağ taraftaki
bir orkide açacak dibinden
arkadaki taş ise çiseleyecek
nar çiçekleri damlıyacak ondan
damlıyacak
yüreğimizden kalan boşluğa
çaydan devrilecek
çaydandaki ömür
dökülecek bu yangına
biz düşeceğiz
damarlarımızdaki kan
dökülecek yarınlarımıza
ve dönme zamanı gelecek
geldiği an
döneceğiz döneceğiz döneceğiz
bir semah kıvamında
mevlana’yı imrendirecek kadar
dünya etrafımızda dönene
içimiz dünyayla dolana kadar
dönmek güzeldir döneceğiz
özümüze döneriz belki
çiseleriz belki dostun attığı güle
sağalır belki bu asırlık yara döneceğiz
ah zaman ah!
yerimizde saymak istediğimiz tek tuzak
kullanımı en kolay en riskli
en uzak
nankörüz nankör!
ham süt emdiğimizden değil
zaman nankör etti bizi
hep payımıza düşeni az gördük
bir payda olarak
bir kelebekten bile utanmıyoruz
kelebek zamanı bir giz değil
hepimize aşina
nedir ki
bir cuma bir pazar
ve beş tane ’’tesi’den’’ ibaret
bir haftalık marifeti
rastladığı tüm çiçeklere konmak
bir de ateşe
ateş te bir çiçek olmalı
yoksa bir kelebek
böyle bir tutkuyla
atılır mıydı koynuna
bir kelebeğe bile öykünsek kâfi
bakmayın yüzümüzdeki salgına
sol yanımızda açan beyaz lale
gözlerimizde açan karanfil
ellerimizde biten menekşe
sadece bunlara konsak kâfi
ve sonra
yüreğimizdeki ateşe atılsak
nankörüz nankör!
kelebeğe imreniriz utanmadan
birşeyler öğrenmeği unutarak