11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1716
Okunma
(DÖRDÜNCÜ REPLİK)
...
bir içimlik ömrümüz
ince belli bir kadehe müptela
ah hayat ah!
geniş ağızlı karanlık
derinliği geniş aydınlık
ortası dar
boğucu bir kadeh
ilk yasayı var eden
tüm nesnelere bir in
bu kadehte içelim
çaldığımız zamanın lezzetini
damağımız ıslanır belki
ama önce rafine etmeli ömrü
kaynatmalı bir çaydanda
bize en yakın ocakta
lazımımız var daha
ocak tamam biraz odun
yoksa ne anlamı kalır
çaldığımız zaman(ın)
kadeh vitrinlik olur
bunlar olmadan
ocağımız üç taştan
sağdaki renksiz öfkeden
bir bataklık kadar sinsi
soldaki sim-siyah bir intikam
intihar kadar çirkin
arkadaki taş ise pembe adı sevgi
ocağın önü boştur
koyacak taşımız yoktur
rüzgara bırakmışız o boşluğu
bir de uçurumlara
belli ki ateş soluk alsın istiyorduk
ateşi sunakta kesmeyi öğrenmemiştik daha
bir de adak gibi boğazlayıp boğmayı
kaç ömür kaynatmıştık bu ocakta
kaç hayat
o kadar içmişiz ki bu iksiri
bir ilmik izi bırakmış gırtlağımızda
bir de ağlayan gül sulieti boğazımızda
kaç uçurum tükettik
kaç yangın
kaç şimşek çektik üzerimize
bir çaydana koysak ömrümüzü
kaynatsak bu ocakta
belleklerimizde
bir tavşan kanı tezahürü
kırmızı görmeğe başlayacağız dünyayı
sap-sarı bir serapta
....