2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1437
Okunma
Yıl 1967
Kayseri Lisesindeki yıllarım.
Tavukçu mahallesindeki kaldığım evi
Bu gün gibi hatırlarım.
Loştu mahzeni, karanlık ve serindi.
Eski yıkık döküktü ama
Neticede evimdi!
Takır tukur çıkardık merdivenleri.
Ne ömürler yaşandı şahittir
Rumların pencereleri.
Pencereler dedik ya;
Biri bisiklet tamircisine
Diğeri avluya bakardı.
Hikâyesi derindi avluya açılanın.
Yürekleri yakardı.
Bir komşumuz vardı. Unuttum. Ne ana?
Ağıt söyler, “Yaz Kadir” derdi bana.
Çilelerle bezeli anamız Pınarbaşılıydı.
Fakirlik beratı eşikte asılıydı.
El arabası ekmek teknesiydi kocasının
Tüterdi dumanı yine de bacasının.
Ekmek getirirdi eve her dönüşte,
“Yaşamak buysa” derdim. Tuhaflık var bu işte.
Neler çekerdi bilemezdik tipi, ayaz, kış günü
Bir kez soramadım garibin müşkülünü.
İşten çıkınca bir gün
Açılıverdim ikindileyin, gündüzün.
Geçmişe doğru yol almak için
Girdim Setenönü’den içeri
Bilmem ki niçin?
İçim buruk hayallere dalmışken
Uçtum uçtum kuş gibi kanatlarım olmuşken
Özlem ile yıllarımı aradım.
Bilseniz dostlar!
Ne kadar bahtiyardım!
Yine böyle bir günümde
Ak saçlı düğünümde.
Yâd etmek için gittiğim o yerleri
Yerle bir etmiş birileri.
Tavukçu mahallesindeki
hayallerim
Yazık dolmuş durağıdır şimdi
köylülerin…
Kadir Acı
24.02.17
Kayseri
5.0
100% (2)