1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1270
Okunma

Ey gönlüm;
Hangi söz kurşun olup saplandı yüreğine.
Hangi gece sebep oldu gözlerinin rengine.
Neden bir türlü hayata dönmezsin.
Nasıl olur da bunca renk varken,
Siyahtan başkasını görmezsin.
Ey gönlüm;
Hangi güzelin aşkı gelip geçti başından,
Hangi bakışlardı, delip geçti bağrından.
Neden artık göz yaşını silmezsin,
Giden gitti gönlüm,
Gayrı vuslat mahşeredir.
Sen bunu nasıl bilmezsin.
Ey gönlüm;
Nedir böyle seni senden alan,
Nedir seni bunca derde salan.
Güzellikse muradın inan ki yalan,
Kim var ki sürekli güzel kalan.
O da bir gün yaşlanmayacak mı?
Güzel dediğin o ten,
Gün gelip buruşmayacak mı?
Sanki o da sen gibi,
Bir gün toprağa karışmayacak mı?
Ey gönlüm;
Alan sen misin ki dileyince veresin,
Kalan sen misin ki isteyince gidesin.
Kaderi sen mi yazdın ki,
Olmamış diye silesin.
Bu sebepten ben derim ki;
Halin her ne ise,
O haline şükredesin...
Ey gönlüm;
Aslında düştüğün sevdayı da,
Çektiğin cefayı da görürüm.
Sanma ki sana;
Sadece teselli veririm.
Çünkü her ne desem boş.
Ne söylesem anlamsız bilirim.
Ne acın diner,
Ne hasretin biter.
Lakin isterim ki;
Sen yine de isyan etmeyesin.
Zira isyan edersen vuslatın,
Vuslatın mahşerde de olmaz bilesin...
Celal BAHAR
5.0
100% (2)